CHP'li Gürer'den TMO’ya uyarı
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) randevu sisteminin tıkanması , lisanslı depoların sadece 42 ilde bulunması gibi sorunların buğday üreticisini, TMO yerine ürünü tüccara satmak zorunda bıraktığını ve bu arada dolandırıcılarında türemesine yol açtığını söyledi. “Sahte gübreden sonra sahte alıcılar ile çiftçi başı dertte" dedi.
Toprak Mahsulleri Ofisinin dolandırıcılara karşı çiftçileri uyardığını belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "TMO tarafından kamuoyuna yapılan açıklamada TMO Hububat Alım Randevuları http://randevu.tmo.gov.tr üzerinden yapılmaktadır. Son günlerde bazı sosyal medya hesapları ve internet sitelerinde TMO Hububat Alım Randevusunun ücret karşılığında verilmek istendiği görülmüştür. Söz konusu hesap ve siteler sahte olup üreticilerimizi dolandırma amacı taşımaktadır. Kurumumuz ismini kullanan kötü niyetli bu tür sosyal medya hesap ve internet siteleri tespit edildikleri andan itibaren Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)’na ihbar edilmiş olup erişime kapatılmaları sağlanmıştır. TMO Hububat Alım Randevuları 24 Mayıs 2023 tarihinden itibaren üreticilerimize TMO’nun resmi web sitesi olan http://randevu.tmo.gov.tr üzerinden verilmektedir. Randevular tamamen ücretsiz olup giriş önceliğine göre sıralanmaktadır. TMO Randevularının başka bir mecradan verilmesi söz konusu değildir. Hububat hasadının yoğunlaşarak devam ettiği bu günlerde, Kurumumuz adını kullanarak randevu vermek isteyen, üreticilerimizden para talebinde bulunan benzer uygulama, web sitesi ve kişilere karşı üreticilerimiz dikkatli olmalıdır. TMO resmi web sitesi dışındaki başvurulara üreticilerimizin itibar etmemesi önem arz etmektedir.“ ifadelerinin yer almaktadır. Sorun bazı bölgelerde randevu sisteminde tıkanmadan oluşmuştur. Tüccar fiyatı düşük tutması çiftçiyi TMO yönlendirmiş ancak farklı bölgelerde randevu sistemi tıkanmıştır. Bunun yansıması dolandırıcıların peydahlamasıdır. TMO yeterli düzenleme ile süreci doğru yönetememesinin oluşan sorunlarda etkisi olmuştur. Randevulu alım sistemi depoların dolu olması ve serbest piyasa ekonomisi anlayışı ile bilinç altında var olan piyasayı tüccar eliyle düzenleme düşüncesi sorun üretmiştir" dedi.
Taban fiyat belirlendikten sonra TMO’nun randevulu alım sistemi üzerinden, 30 gün vadeyle kendisine teslim edilen buğdayı prim dahil 9 bin 250 liradan alacağını duyurduğunu anımsatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Randevu sistemi bazı bölgelerde etkin çalışmıyor. Çoğu bölgede üretici buğdayı TMO’ya teslim etmek istiyor ama randevu sistemi dolayı buğdayını veremiyor ve bizlere çok sayıda çiftçi arayıp dert yanıyor. Hasat yaptık. TMO ürünü veremedik diyorlar. böyle olunca da çiftçi arayışa giriyor. Sonuçta tüccarın eline kalıyor” dedi.
Tüccar düşük fiyat veriyor
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “TMO bu yıl daha buğday hasadı olmadan ilk beş ayda 6,5 milyon ton buğday ithal etti. Özellikle ekim süreci kurak gitmesi önlem amaçlı ithalata yöneliş getirdi. Bahar yağmurlarım bazı bölgelerde iyi olması ürünü önemli ölçüde kurtardı. TÜİK. Mayıs ayı Bitkisel üretim tahmini de 20 milyon 500 bin ton buğday üretimi öngörüldü. Taban fiyat Mayıs ayında Çukurova’da hasat başlamasına rağmen haziranda açıklandı. Geçen yıla göre % 24 lük bir artış verildi. Çiftçi hasat yaptı. Halende hasat devam ediyor. Ağustosa kadar hasat devam edecek. Bu kere ürününü hasat sonrası TMO verecek TMO randevu sistemi bazı bölgelerde tıkandı. Çalışmıyor. Tüccarın da ton başına 5-6 bin lira civarında fiyat vermesi, üreticiyi zarar ettiriyor. Ancak çiftçi borçlu, randevu ile ürün veremediği gibi verdiği ürün bedelini de TMO 30 günde ödüyor. Bu durumda sıkıntıya düşüyor. Gübre, tarım ilacı, tohum, mazot alınan yerler hasatta alacaklarını bekler. Birde alacak zamanında ödenmezse faiz biner. Mecburen kazanmadan tüccara tarla da ürün vermek zorunda kalıyor” diye konuştu.
Dünyada buğday fiyatlarının artış eğiliminde olduğuna işaret eden Gürer, "Ülkemiz tarımda ciddi sıkıntıları var. Sorunlar hep halının altına süpürülüp geçiştiriliyor. Ülkemizde hububat ekim alanı daralıyor. Üretim artan nüfusa göre yerinde sayıyor. Verim artışı ile kısmen açık kapatılıyor. Dahilinde İşleme Rejimi kapsamında 7-10 milyon ton aralığında buğday ithal ediliyor. Bu buğdayı ülkemizde üretebiliriz .Ayrıca artan nüfusa göre üretim planlaması gerçekleştirip daha çok üretimle maliyeti düşürme olanağı da var. Özellikle hızla sulu tarıma yönelik düzenlemeler sağlamalıyız. Kuru tarımda bir dönümde 270 kg ürün alınırken sulu tarımda 800 kg kadar dönüm verimi çıkabilmektedir. Bu yolla üretim artışı ve maliyet düşüşüne kapı aralanabilir” dedi.
TMO’nun yanlış uygulamaları nedeniyle, tüccara düşük fiyattan buğday satmak zorunda kalan üreticinin, bugünkü piyasa koşullarında sattığı fiyatla önümüzdeki Kasım –Aralık ayında yeniden ekim yapmasının artan girdi maliyetleri ile mümkün görünmediğine dikkat çeken Gürer, “O nedene TMO, çiftçiden buğday almalı; İthalatçı anlayıştan yeniden çiftçi kara gün dostu konumuna ermelidir. Çiftçi yalnız tüccara mahkum edilirse önümüzdeki dönemde sıkıntılar daha da artar. Piyasayı dengelemek çiftçiyi korumak iktidarın görevidir Bu süreçte TMO eliyle doğru planlanmalıdır.. O nedenle TMO; bir an önce randevu sisteminde tıkanmaları aşıp çiftçinin buğdayını almalıdır” ifadelerini kullandı.
Gübre fiyatlarında artış
Gübre fiyatlarındaki artışa da değinen Gürer, kamu gübre fabrikalarının satıldığını anımsatarak, "Ülkemizin yemde olduğu gibi gübrede de dışa bağımlı hale getirildiğini kaydetti. Dövizde hareketlenme her alanda olduğu gibi tarım girdi maliyetini de etkiyor. İthal gübre ve yem fiyatlar artması çiftçi ve besiciyi sorunlu kılıyor. Artan fiyatlar nedeni ile geçtiğimiz dönemde sahte gübre nedeni ile de çiftçi mağduriyet yaşadı. Farklı illerde sahte gübreler ele geçti. Hem çiftçi mağdur oldu. Hem gübresiz üretim verim kayıplarına neden oldu. Dolandırıcılık gübreden ürün pazarlamaya kadar var. Son olarak ücretli randevu alımı gibi her türlü sahtekarlıklar çiftçiler üzerinde yapılmaya çalışılıyor” dedi.
Bu tür sorunları, Meclis’te sürekli dile getirdiklerini de aktaran Gürer, “Çiftçi borcu borçla kapatmak zorunda kalıyor. Çiftçilerin bankalara olan kredi borcu da artıyor. Çiftçi kredi faizleri silinmesi ve Çiftçiye yeterli desteklerin sağlanmadı da gıda güvencesi içinde gereklidir” diye konuştu.