CHP lideri Özel: Belediyeleri hizmet yapamaz hale getirecekler

CHP lideri Özel: Belediyeleri hizmet yapamaz hale getirecekler
CHP lideri Özgür Özel, katıldığı canlı yayın programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Belediyelere ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararına tepki gösteren Özel, "Belediyeleri hizmet yapamaz hale getirecekler" dedi.

CHP lideri Özgür Özel, Halk TV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Özel, Resmi Gazete'de dün gece yayımlanan büyükşehir belediyeleri, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşların borçlarına karşılık, genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak paylardan yapılacak kesintilere ilişkin esaslarda değişiklik yapan Cumhurbaşkanı Kararına ilişkin görüşünün sorulması üzerine, şunları kaydetti:

İşin bütünü şu: CHP, belediyecilik anlayışıyla AK Parti’nin sosyal yardımlar... Geçmişte zaman zaman hatta söylenirdi ben hep itiraz ederdim biliyorsunuz. ‘Kömür dağıtıyorlar, makarna dağıtıyorlar oy için’ falan diye. Biz de derdik ki ‘İnsanlar kömüre muhtaçsa dağıtılacak tabii. Makarna yoksa evde verilecek tabii. Ama bunun eşitlikle, partizanlıkla yapılmaması, insan onurunu zedelememesi, evin önüne gidip de AK Parti’nin mahalle başkanının gösterdiği evlere yapılmaması lazım. Bunun hakça, eşit, adil ve incitmeden yapılması lazım.’ Bu söylediklerimizi tatbik edecek bir imkan bulduk. Geçtiğimiz dönem 2019’da kazandığımız belediyelerle başladık. Elimizdeki belediyeler de mevcut belediyelerimiz de sosyal belediyecilik noktasında özellikle pandemiyle birlikte çok önemli işler yaptılar. Ve CHP belediyeciliğinde sosyal yardımlar, vatandaşa dokunan hizmetler, vatandaşın gönlüne dokunan hizmetler markalaştı.

Özgür Özel'in açıklamalarından önemli başlıklar şöyle:

İkinci sırada kreşler geliyor. Bunlar oturdular, düşündüler, taşındılar. Dediler ki ‘Biz bu hizmetlere mani olacağız.’ Zaten işin karar verme noktasındaki bence tarihi yaptıkları hata da bu. Oysa şunu yapmalılardı. Demiyorlar ki ‘Sayın Cumhurbaşkanım bu arkadaşlar bu işi doğru yapıyorlar. Gelin, biz bunlara ellerinden alalım ama şöyle alalım: Her mahalleye biz bir kreş açalım’ deseler, bütün millet faydalanacak ve o zaman gerçek bir rekabet olacak. O zaman CHP’nin belediye kreşiyle devletin her mahalleye açtığı kreşi karşılaştırırlar. Biz de zaten düzgün kreşler açıyorlarsa yeni kreşler açmayı bırakırız, ‘Devlet yapıyor’ deriz. İhtiyaç olan yere gideriz. ‘Nasıl 65 yaş üstüne ücretsiz ulaşım var. Yeni bebeği olanlara da yedi yaşına kadar biz ücretsiz ulaşım verelim bütün Türkiye’de’ deseler, bu başka bu rekabet. Ama şimdi yaptıkları millete husumet.

"Hiçbir belediye vergi ve SGK borçlarını gününde ödemez olmuş"

Ne yapıyorlar biliyor musunuz? Kreş var, ‘Kreşleri kapatalım, CHP’nin işine yarıyor.’ ‘CHP belediyeciliği çok iyi hizmetler yapıyor. Ne yapıyor CHP belediyeleri? Bu adamlar ihaleleri şeffaf yapıyorlar, eşi dostu kayırmıyorlar, mümkün olduğu kadar en ekonomik şekilde yapıyorlar ve ellerindeki imkanlarla vatandaşa dokunacak hizmetler yapıyorlar. Alalım bunların paralarını elinden.’ İlk önce ne yaptılar? Belediyelerin sürekli bütün mükellefler için vergi affı, BAĞ-KUR affı, sosyal güvenlik affı daha doğrusu çıkıyor. Belediyelerde de yaygınlaşmış; AK Partilisi, MHP’lisi, CHP’lisi fark etmiyor, ‘Nasılsa af çıkacak, şimdi ödeyince o parayı bugünden veriyorsun, bekleyelim, af çıkar yapılandırırız’ diye hemen hemen hiçbir belediye vergi ve SGK borçlarını gününde ödemez olmuş. Bu hale Türkiye’yi AK Parti’nin yönetim anlayışı getirmiş. Bunlar geldiler, dediler ki ‘Belediyelerin birikmiş SGK ve vergi borçlarını onlara yollanan paralardan derhal keselim.’ Kestiler, belediyeler maaş ödeyemeyecek, hizmet yapamayacak hale gelsin istediler. Baktılar hala yapıyoruz. ‘Nasıl oluyor’ demişler. ‘Biz kesiyoruz ama belediyeden kesiyoruz. Bu belediyelerin şirketleri var. Bu belediyeler hizmetleri çoğunlukla şirketlerle yapıyor, elemanlarının çoğu şirketlerde. Onu kesemiyoruz çünkü orası kamu kuruluşu değil.

"Belediye şirketlerini maaş ödeyemez hale getirecekler"

Meclis’e bir yasa getirmişlerdi, çok itiraz olunca geri çektiler. Bu Anayasa’ya aykırı. Vergiyle ilgili bir düzenlemeyi, kanunla yapmaları gerekir. Kanunu getirdiler, geri çektiler. İtirazların olacağını biliyorlar, nasılsa tek adam rejimi, kanun olacak şeyi Cumhurbaşkanı Kararı ile getirmişler ve bu sabah uyandığımızda şunu gördük: Bütün belediyelerin ve şirketlerinin devlete olan bütün borçlarını; AK Parti’den almışız ya mesela, biz Kütahya Belediyesini MHP’den almışız, Uşak Belediyesini AK Parti’den almışız. Bu belediyelerin geçmişteki bütün borçlarını bugün faiziyle birlikte belediyelerimize yollanacak paradan kesiyorlar. Bunun amacı şu: Belediye şirketlerini maaş ödeyemez hale getirecekler, hizmet yapılamasın. Sonra ‘CHP hizmetleri aksatıyor’ diyecekler.

"Selçuk Belediyesi’ni çalışamaz hale getirecekler"

Selçuk Belediyesi’nin yüzde 60 geliri Meryem Ana Evi’nden, onun otoparkından. Dün gece üçte geldiler, o otoparka el koydular. Orası 1950’lerden beri belediyeler tarafından işletiliyor. 1990’larda hukuki statüye bağlanmış, sözleşmeyle belediyeye verilmiş. 20 yıllık sözleşme AK Parti Belediyesi döneminde bitmiş, 2014-2019 arası. AK Parti sözleşmeyi beş yıllık yapmış. Sebebi, ‘Selçuk’u kazanırsak devam ederiz, kaybedersek ellerinden alırız’ diye. Selçuk’u biz alınca, AK Parti’deyken o otoparkı belediye işletiyorken, giriş parasını belediye alıyorken elbette bir tahsis bedeli sözleşmeye göre ödeniyor, elbette belli bir yüzdesi devlete bırakılıyor ama şimdi dediler ki ‘Hayır burasını biz işleteceğiz.’ Belediyenin gelirinin yüzde altmışı bu. 600 personel çalışıyor. Filiz Başkanımız, İpek Başkanımız nöbet tuttular orada. Gelmişler dün orada nöbet tutan Filiz Başkan, İpek Başkan hariç bütün personeli gözaltına almışlar, oraya el koymuşlar. Amaç ne? Selçuk Belediyesi’ni çalışamaz hale getirecekler.

"Bu AK Parti’nin felaketi olacak"

Bakın, kreş kapatırken de aynı şey: Memnuniyet var, ortadan kaldıralım. Burada belediye borçlarının yanına şirketleri ekliyor, belediye şirketleri de maaş ödeyemez hale gelsin diye. Selçuk’ta da aynı şeyi yapıyor. Temel yaklaşım şu: Sayın Erdoğan’a demişler ki ‘Bu CHP’li belediyeler iyi gidiyor. Geçen sefer 31 Mart zaferinde iyi hizmetin ödülüyle geldiler, böyle giderse genel seçimler de elden gidiyor.’ Sayın Erdoğan da alabileceği en yanlış kararı almış. Hani geçen sefer 31 Mart’ta, az bir farkla kazandığımızda seçimi iptal ettirme kararını kim aldırdıysa, hangi yanlış akılsa aynı yanlış akıl, aynı kötü ruh, aynı iş bilmez kafa ki Erdoğan, ‘Her şeyin sorumlusu benim’ diyorsa bu tamamen onun sorumluluğunda. Şimdi iyi hizmete engel olmaya çalışarak bizi yeneceğini sanıyor. Bu onların felaketi olacak. İddiayla söylüyorum, bu AK Parti’nin felaketi olacak.

"Milletin gözünden düşmek üzereler"

Altı ay sonra amaçlarına ulaşsınlar, CHP’li belediyeler maaş ödeyemez hale gelsin, sıkıntı çeksin, millet vallahi bu kötülüğe minnet etmez. Şöyle düşünür: ‘Oyu AK Parti‘ye verince iyiydi Tayyip Bey. Senin istediğini seçince iyiydi. Ben şimdi başka bir belediye başkanı seçtim diye sen benim çöpüm toplanmasın, çocuğum kreşe gidemezsin, bana sosyal yardım gelmesin. Hani eskiden sen kömür getiriyordun, makarna getiriyordun, bazı akıllar seni eleştiriyordu. Bize dokunuyordu ya. Şimdi bize sağ elin verdiğini sol el görmeden sosyal yardım yapılıyor. Bunları elimden alıyorsun ya, bana böyle yaparak oyumu mu alacaksın sanıyorsun? Önce bu yaptığım işlerle gönlümden düşmüştün, şimdi gözümden düştün’ diyecek. Milletin gözünden düşmek üzereler. Gönülden düşürülür, kırdığın bir gönlü kazanırsın ama gözden düşünce bir daha sana dönüp kimse bakmaz."

Çayırhan

Çayırhan'daki direnişi destekliyoruz. Altın yumurtlayan tavuğu kesmesinler diye sonuna kadar destekleyeceğiz.

Bizim belediyelerimiz denetlenmekten korkmaz. Ama bu denetleme, bir parti başkanı sıfatıyla bir başka partinin belediyelerini yıldırmak ve bezdirmek için kullanılıyor.

Gündemi ellerine almak için şu anda ne konuşuluyor. Milletvekillerimiz dediler ki sokakta, pazarda biz konuşuluyoruz. Esas mesele emekli maaşının Tayyip Bey'in geldiği gün 8 çeyrek altın, şimdi 2,5 çeyrek altın olması. 5 çeyrek altın kayıp. Öğretmen maaşında 15 çeyrek kayıp. Erdoğan'ın iktidarının öğretmene maliyeti. Ben bu hesabın dışında bir şey konuştum mu toplumun yüzde 90'lık kısmına ihanet etmiş oluyorum.

Vergide adalet

Mehmet Şimşek 2 yıl daha var demiş. Ama bıçak kemiğe dayandı. Şimşek asgari ücretlinin kemerini, gırtlağını sıkmaya kalkarsa milletin dayanacak gücü kalmadı. Sistem baştan aşağı bozuk. 2 yıl daha traktörün sahibiyle, cipin sahibinden aynı vergiyi alacam diyor. Garibanın yakasını bırakmalı. Vergide adalet sağlanmalı.

Esad görüşmesi

"Esat ile görüşeceğim" dedim. Erdoğan Putin'i araya soktu randevu almak için. Suriye güvenli hale gelecek ise görüşürüm niye görüşmeyeyim. Sığınmacı sorununu çözelim. Erdoğan isterse ben de gelirim görüşmeye. Hatta Erdoğan bütün liderlere desin ki "gelin birlikte konuşalım" ben varım.

"Küçük ortağın her lafı Erdoğan'ı bağlar"

Şimdi "Süreç, açılım". Çözüm süreci yorgun bir laf. Büyük bir iş yapalım dediler. "Öcalan Meclis'te konuşsun." "Biz kaybettik" diyor AKP geçen sefer. "Küçük ortak yapsın" diyor.

Bahçeli'ye "Öcalan Meclis'e gelsin" dedirttiler. Küçük ortağın her lafı Erdoğan'ı bağlar. "Onun gibi düşünmüyorum" dedi mi? Demedi.

"Demirtaş'ın hakkı yeniyor"

Demirtaş'ın hakkı yeniyor, Demirtaş dışlanıyor. Demirtaş 'başkanlık sistemi olmasın' dedi diye kötü. Halkı sokağa davet etmiş, ölümlerden Demirtaş'ı sorumlu tutuyorlar. Öcalan, silahlı terör örgütü kurmuş, 50 bin kişinin ölümünden sorumlu Öcalan meclise çağırılıyor. Mesele Saray rejimini sürdürmek. Muhalefeti birbirine düşürmek. Öcalan'a özgürlük, Demirtaş'a Meclis'te çürüme. Kötü koku bu.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar