CHP 11 Haziran'daki zirvenin gündemini belirledi
31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin birinci parti olarak sandıktan çıkmasından sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında başlayan görüşmeler siyasettin en önemli başlıkları arasında.
Erdoğan ve Özel ikilisi ilk görüşmenin ardından Erdoğan CHP Genel Merkez Binasına ziyarette bulunacak.
Bu ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut “Toplumun beklentisi de normalleşme yönünde. Kutuplaşmış, ortasından ikiye ayrılmış bir ülkeyi, bir yapıyı toplum da istemiyor” ifadelerini kullandı.
Bulut ayrıca görüşmede AYM kararları, kayyumlar, gezi tutukluları ve vatandaşın geçim sorunun gündeme geleceğini ifade etti.
Bulut’un Cumhuriyet’te yer alan açıklamaları şöyle:
- CHP’nin “yumuşama”, “normalleşme” tanımlardan beklentisi nedir, bunun hukukta, ekonomide karşılığı ne olmalı?
Biz öncelikle bu süreci yumuşuma değil normalleşme olarak adlandırıyoruz. Bu normalleşme asla ülkeyi muhalefetsizleştirme değil. İktidarla müzakere de mücadele de edeceğiz. Amacımız Erdoğan’la uzlaşmak değil, ülkenin, vatandaşın kangren olan sorunlarını çözmek. Atanmayan öğretmenler mitingi, çay mitingi, emekli mitinginde gördünüz, bu ülkede hangi vatandaşın ne sorunu varsa en gür sesimizle dile getiriyoruz. Bu ayın sonunda Kocaeli’de de emek mitingimiz var. Seçmenin birinci parti olarak sırtımıza koyduğu yük ve sorumluluk, onun sorunlarını gündemde tutmaktır. Vatandaşın yaşadığı sorunları yıllardır görmezden gelen bir iktidar var. Müzakere etmeden, sıkılı yumruklarla sonuç alamayız. Taleplerimizi ki bizim taleplerimiz değil vatandaşın haklı talebi. Vatandaşın gündeminde olmayan partimizin gündeminde olamaz. Vatandaşın dertlerini Saray’ın gözüne sokmaya devam edeceğiz. “Anayasaya uyulsun”, “Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü” diyoruz, adalete güvenin tekrar tesis edilmesini; emeklinin, emekçinin insanca yaşayacağı, kimseye muhtaç olmayacağı maaşlar istiyoruz. Normalleşmenin hukukta ve ekonomide karşılığı tam da budur.
- AKP iktidarında “normalleşme” olur mu?
Vatandaşın, işçinin, emeklinin, öğrencilerin sorunları var. Adalet, basın özgürlüğü, eğitimin bilimden koparılması sorunu var. Özetle toplumda, kadınından erkeğine, gencinden yaşlısına 7’den 70’e herkesin her alanda çözülmeyi bekleyen sorunlar var. Bu sorunların çözümü için de normalleşmeye ihtiyaç var. Toplumun beklentisi de normalleşme yönünde. Kutuplaşmış, ortasından ikiye ayrılmış bir ülkeyi, bir yapıyı toplum da istemiyor. Çünkü bu gerilim, bu kutuplaşma ortamı sorunları çözmek yerine her geçen gün daha da derinleştiriyor ve kronikleştiriyor. Biz bu ihtiyacı görüyoruz ve dile getiriyoruz. İktidar bu ihtiyacı görmemekte direnirse, vatandaş ona bunu ilk sandıkta zaten gösterecektir. Aslında bu süreç bir samimiyet testi. AKP son 22 yıldır yaptığı gibi kutuplaşma mı istiyor, normalleşme mi istiyor sürecin sonunda herkes görecek.
- Erdoğan, “Kırmızı çizgilerimizden vazgeçmeyiz” dedi. Bu kırmızı çizgilerden ne anladınız?
Şimdiye kadar tanıdığımız Erdoğan’ın kırmızı çizgisi hep “işine gelen” olmuştur. Erdoğan’ın kırmızı çizgisi yoktur. Rahip Brunson olayında, "Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsınız" demişti, Brunson şimdi ABD’de. Darbeci dediği Sisi ile yeniden kardeş oldu. İsveç’in NATO üyeliğine karşıtlığı sadece 1-2 ay sürdü. “Ben görevde olduğum sürece her ay faizlerin düştüğünü göreceksiniz” demişti, şu an Türkiye en yüksek faiz veren ikinci ülke konumunda.
- Peki CHP’nin kırmızı çizgileri nedir, kayyum CHP’nin kırmızı çizgilerinden biri mi?
Biz bu ülkenin kurucu değerlerine, kurucu babalarına, anayasaya, demokrasiye, hukuka, insan haklarına saygı bekliyoruz. Ülkenin hukukla, adaletle yönetilmesini istiyoruz. Halkın iradesini ve demokrasiyi yok sayan kayyum politikalarını reddediyoruz.
– Bundan sonra erken seçim söylemini sıklıkla duyacak mıyız?
Yerel seçimde halk AKP iktidarına uyarıda bulunarak, sarı kart gösterdi. Seçim sonrası bütün anketlerde birinci parti çıkıyoruz. Biz de isteriz erken seçim olsun, iktidar olalım. Ancak erken seçim kararını biz 127 milletvekili ile alamayız bunun kararını ancak millet verir. Millet erken seçim derse de önünde kimse duramaz. Erken seçim milletin gündeminde yoksa, bizim gündemimizde olamaz. Vatandaşın sorunları çözülmezse, hoşnutsuzluğu artarsa, adaletsizlikler bitmezse, iktidar ne kadar direnirse dirensin o sandık ortaya kurulur.
Yarınki Erdoğan-Özel görüşmesinde Özel’in özellikle gündeme getireceği başlıklar neler?
Vatandaşın gündeminde ne varsa Genel Başkanımızın da gündeminde onlar var. Emeklinin maaşının, asgari ücretin yetersizliği, yaşanan hukuksuzluklar, AİHM ve AYM kararlarının uygulanmaması, anayasaya uyulmaması, kayyum politikası, yıllardır haksız hukuksuz bir şekilde cezaevinde olan Gezi tutsakları üst konu başlıklarımız olacak.