Babacan’dan Körfez Turu’ndaki Erdoğan’a: Kapı kapı dolaşıp kredi dilenmek Türkiye’ye yakışmıyor

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitmesini “İhracattan memnun oluruz. Daha çok yatırım gelmeli ama kapı kapı dolaşıp kredi dilenmek Türkiye’ye yakışmıyor” diye değerlendirdi.

Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalına konuk olan Babacan şu ifadeleri kullandı:

"Hükümetteyken hiçbir ülkeden tek kuruş talep etmedik"

“Erdoğan’ın Körfez turuna bakın. Biz ihracattan memnun oluruz. Türkiye daha çok ihracat yapmalı, savunma sanayi ürünlerimizi daha çok ihraç etmeliyiz. Türkiye’ye daha çok yatırım gelmeli. Ama gidip de kapı kapı dolaşıp kredi dilenmek Türkiye’ye yakışmıyor. Ben yıllarca hükümetteydim; tek bir ülkeden tek bir kuruş talebimiz olmadı. Biz, ‘Size mal satalım, gelin bize yatırım yapın’ dedik. Gidip de ‘Bize biraz para verin. Bizim damat Merkez Bankası’ndaki dövizi tüketti’ demedik.

“Erdoğan seçimden önce ‘Faiz iner’ dedi, sonra artırdı”

Seçimden önce söylediklerinin tam tersini yapıyorlar. İnsanları aldattılar. Seçimden tam 3 hafta önce Sayın Erdoğan ‘Faiz artmaz, sadece iner’ dedi, 3 hafta sonra faizi artırdı. Türkiye’nin her yerine ‘Doğal gaz bedava’ diye billboardlar astırdılar. Seçimden sonra akaryakıta yakın tarihin en büyük zamlarını yaptılar.

"Şimşek ve Yılmaz’ın görevlendirilmesi etkili muhalefetimizin sonucu"

Hem Mehmet Şimşek hem de Cevdet Yılmaz yakın çalışma ekibimde olan arkadaşlar. Bu iki görevlendirmeyi yaptığımız etkili muhalefetin bir sonucu olarak görüyorum. Doğrulara dönmenin ya da doğrulara dönüyormuş gibi görüntü oluşturmanı sonucu olarak görüyorum. Maalesef arkadaşlarımız sadece vitrinde. Kendi ekiplerini henüz kuramadılar. Türkiye ekonomisinin başındaki en büyük bela enflasyon. Sayın Erdoğan ellerini Merkez Bankası’ndan çekip orada baştan aşağıya düzgün bir kadroyu göreve getirmedikten sonra bu ülkede enflasyon düşmeyecek. İmkânsız.

"Mesele sadece ekonomi değil, özgürlüklerle başlamak zorundayız"

Mesele sadece ekonomi değil, özgürlüklerle başlamak zorundayız. Merdan Yanardağ’ın tutuklu yargılanması, tek bir gazeteci üzerinden bütün medyaya ayar vermek demek. Hukukçularımız bütün dosyasını inceledi; tutuklu yargılamayı gerektirecek bir durum yok. Hükümet Osman Kavala üzerinden iş dünyasına nasıl ayar veriyorsa, seçimden sonra medyaya yine bir kişi üzerinden ayar veriyor. Özgürlüklerle ilgili durumda hiçbir değişiklik yok. Aynı baskı ortamı devam ediyor.

Yüzde 48’de, muhalefeti destekleyen seçmende ciddi bir üzgünlük ve kızgınlık var. En çok endişe ettiğim gözlem ise umutsuzluk var. Biz o umudu yeniden yeşillendireceğiz, tekrar ayağa kaldıracağız. Evet bu seçimi kazandılar ama helalinden kazanmadılar. Onun için iyi yönetemiyorlar, yönetemeyecekler.

Ortak liste kararı: “Daha fazla milletvekiliyle etkin olma gayreti”

“(Seçime ortak listede girme kararı) CHP’nin de bizim de hesabımızda artı 30 milletvekili oluşurken, bu 30 içinde DEVA’nın katkısının 18 milletvekili olduğu bütün simülasyonlarda ortaya çıkmıştı. CHP’yle bu şekilde anlaşma yapmamız, seçime girmemiz ve bu sonucu almamız doğal. Burada aldatan-aldanan meselesi yok. Türkiye için güç birliği yapıp daha fazla milletvekili çıkararak mecliste etkin olma gayreti var. CHP içinde büyük bir tartışma var. Biz aslında Sayın Kılıçdaroğlu’na vurmak için kullanılıyoruz. Adeta ‘DEVA Partisi’nin 15 milletvekilini cephane haline getirelim, Sayın Kılıçdaroğlu’nu onunla vuralım’ deniliyor. Eleştirilerin özünde gerçek hedef biz değiliz, Sayın Kılıçdaroğlu.”