21 yıldır açıklanmayan tutanaklar: Meclis’teki kapalı oturumun perde arkası

21 yıldır açıklanmayan tutanaklar: Meclis’teki kapalı oturumun perde arkası
TBMM Genel Kurulu’nda, İsrail’in saldırıları ve bölgede yaşanan gelişmelerle ilgili bugün kapalı oturum düzenlendi. 21 yıl önceki gizli oturumu hatırlar mısınız? 1 Mart 2003’te Irak tezkeresi için kapalı oturum yapılmıştı. 21 yıldır açıklanmıyor…

Caner Taşpınar

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis'te “İsrail terörü” oturumunu açtı. Numan Kurtulmuş, “Milli güvenlik sorunu olarak gördüğümüz İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikalarına karşı TBMM olarak birlik beraberlik içinde emin adımlarla ilerlemeliyiz” dedi. Kurtulmuş, “Bölgedeki bu ateşin söndürülmesi için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getireceğiz” mesajını verdi.

AKP'nin, görüşmelerin kapalı yapılmasına ilişkin önergesi kabul edildi.

Genel Kurul Salonu'ndaki dinleyiciler ve görevliler dışarıya çıkarıldı.

Kapalı oturum için salonda yeminli stenograflar ile yeminli görevliler kaldı.

Meclisteki Genel Kurul salonuna bitişik basın büroları ve kulisler de boşaltıldı.

Genel Kurul, aranın ardından kapalı oturuma geçti.

Bakanlar Fidan ve Güler konuşacak

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler kapalı oturumda konuşacak.

Siyasi parti gruplarına 20'şer dakika süre verilecek. TBMM'de grubu bulunmayan partilerden 2 milletvekiline de 5'er dakika söz verilecek.

Kapalı oturumda konuşulanlar en az 10 yıl boyunca devlet sırrı olarak kalıyor. 10 yıl tamamlandıktan sonra ise genel kurul karar alır ise gizli oturum tutanakları açıklanıyor.

Oturumda, İsrail’in Filistin'e yönelik saldırıları, Ortadoğu'daki son durum ve Türkiye'ye yönelik tehditlerin ele alınması bekleniyor. Ayrıca, Türkiye’nin bu saldırıları durdurmak için attığı diplomatik ve askeri adımlar da gündemde olacak. Türkiye’nin Ortadoğu’daki stratejisi ve ulusal güvenlik açısından aldığı önlemler de detaylı olarak değerlendirilecek.

Erdoğan: İsrail’in hedefi Türkiye

Meclis’teki kapalı oturumun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsrail’in hedefi Türkiye” çıkışından sonra gelmesi dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin 1 Ekim’de yeni yasama yılına başlaması dolayısıyla TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, İsrail - Hamas savaşı ve Lübnan’a sıçrayan saldırılarla ilgili değerlendirme yapmıştı. Erdoğan “İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırım bugünlerde Lübnan'a uzandı. Dün işgal güçleri Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye'dir. Bu niyetini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir” demişti.

Erdoğan, Meclis açılışındaki konuşmasında önce ise “Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır. İsrail saldırganlığı Türkiye’yi de içine almaktadır. Vatanımız, milletimiz, bağımsızlığımız için bu devlet terörüne elimizdeki her imkanla karşı duracağız” açıklamasını yapmıştı.

İsrail’in saldırı planındaki Türk savaş gemisi

Meclis’teki kapalı oturumda gündeme gelmesi beklenen konulardan biri İsrail’in saldırı planladığı bölgede olan Türk savaş gemisi…

CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, İsrail’in denizden başlatmayı planladığı harekât ile ilgili bugün önemli bir uyarı yaptı.

Yankı Bağcıoğlu, “İsrail’in harekât alanı olarak duyurduğu bölge, Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün Lübnan’da görev yaptığı sahayla örtüşüyor. İsrail’in saldırı planladığı yerde bizim de bir savaş gemimiz bulunuyor. Bu gelişme önemle takip edilmelidir çünkü ciddi bir güvenlik sorunu yaratıyor” dedi.

BM’nin Lübnan açıklarında görev yapan Deniz Görev Grubu’nun etkinliğinin devam edip etmeyeceği ve Türk korvetinin bölgede görev yapmasının kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Bağcıoğlu, “Korvetimizin güvenliği ivedilikle sağlanmalı. Bölgede artan gerilim, denizdeki unsurlarımızın bekasını riske atabilir” ifadelerini kullandı.

Bağcıoğlu ayrıca, Lübnan’daki Türk vatandaşlarının tahliyesinin de aciliyet kazandığını, ortamının daha da kötüleşmeden gerekli adımların atılması gerektiğini belirterek, “Eğer gerekirse vatandaşlarımızı havadan veya denizden tahliye etmek için vakit kaybetmemeliyiz. Aylardır bu konuda uyarılarımızı yapıyoruz” dedi.

21 yıldır açıklanmayan tutanaklar

“Meclis gizli oturumu” deyince ilk akla gelen 1 Mart 2003 tezkeresi…

Irak'ı işgal etmeyi kafasına koyan ABD, Türk askerlerinin de kendisiyle birlikte Irak'a girmesini talep ediyor ve Türk hava sahasını kullanmak istiyordu.

Hükümet, bunun için bir yetki tezkeresini Meclis’e gönderdi.

Tezkere, 1 Mart 2003 günü genel kurula görüşülmeye başlandı. Usul tartışmalarının ardından kapalı oturuma geçildi. Oylamanın sonucu dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç ilan etti. 553 milletvekilinin katıldığı oylamada 250 ret, 264 de kabul oyu çıktı. 19 çekimser oy kullanılmıştı. Anayasa'ya göre salt çoğunluğa ulaşılamamıştı ve tezkere reddedildi.

Ancak hükümet 18 gün sonra TBMM'ye bir tezkere daha gönderildi.

Erdoğan, bu oylamayı “güvenoyu” sayacağını söyleyince 30 AKP milletvekili kararını değiştirdi. 332 kabul oyuyla meclisten geçti. Tezkerenin görüşüldüğü oturum da “kapalı” yapılmıştı.

Gerek 1 Mart gerekse de 19 Mart tezkerelerinin görüşüldüğü bu oturumların tutanakları yıllardır açıklanmadı. TBMM İç Tüzüğü'ne göre kapalı oturumların tutanakları bir zarfa koyuluyor, katip üyeler tarafından mumla mühürleniyor ve arşive veriliyor. Bu tutanaklar yayınlanmasına ise Genel Kurul tarafından, Danışma Kurulu'nun teklifiyle karar veriliyor.

Aradan geçen 21 yıla rağmen kadar TBMM Genel Kurulu'nda “açıklanabilir” yönünde bir karar alınmadığı için bu tutanaklar kamuoyuyla paylaşılmadı.

Meclis’te bugün yapılan kapalı oturum da 2034 yılında “açıklanabilir” yönünde bir karar alınırsa tutanaklar okunabilecek.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar