Yüzyıllardır tek bir dalına dokunulmayan ormanı duydunuz mu

Gazete Pencere - Tokat Merkez’deki Günçalı köylülerinin Çalbaba Ormanı’nda HLC adlı maden şirketine Maden ve Petrol Arama Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından verilen maden arama ruhsatının iptali için Tokat İdare Mahkemesi’ne açtıkları dava önceki gün görüldü. 25 köyü etkileyeceği ifade edilen söz konusu madene karşı mücadele eden yurttaşlar eylem yaptı.

Tokat, Günçalı köyünün sırtlarındaki Çalbaba ormanında yaşı 500’ü aşan anıt ağaçlar var. Yüzyıllardır tek bir dalına dokunulmayan orman… Maden şirketi arama yapmak istiyor. Köylüler direniyor. Bu ormanı en iyi anlatan iki fotoğrafın hikayesi…

Gazeteci Yusuf Yavuz, Çalbaba ormanından iki fotoğraf paylaşıp ormanın önemini kaleme aldı.

“Bazı fotoğraflar bir ansiklopedi dolusu bilgiden fazlasını anlatır” diyen Yusuf Yavuz şöyle yazdı:

“İlk kare 1971 yılında Tokat merkeze bağlı Günçalı köyündeki Çalbaba ormanında çekilmiş. İkincisi de iki yıl önce aynı yerde. Aradaki yılların tümünde, öncesinde ve sonrasında, dededen toruna hep aynı yerde. Bu insanları burada buluşturan ortak duygu, inan ve yurt sevgisi, insanlık duygusu. Çalbaba ormanının tamamını kutsal sayan halk tek bir kuru dal bile alıp götürmüyor. Anıtsal ağaçlar dimdik ayakta, bazıları da ayakta ölüyor, olduğu yerde kurdun kuşun besini, yuvası oluyor.

Günçalı köyünün sırtlarındaki Çalbaba ormanında yaşı 500’ü aşan anıt ağaçlar var. Bu Sarıçam da onlardan biri.

Kimi ardıç, kimi çam, kimi de meşe. Kurumaya yüz tutan bu sarıçam için köylüler kovayla su taşıyıp yaşatmak için seferber oldu. Ama en çok da duygusal, ruhsal bağlar.

Çalbaba ormanının olduğu bölgede yaklaşık iki yıl önce maden arama girişimi başladı. Köylüler hemen kenetlenip kutsal ormanı korumak için harekete geçtiler. Davalar, bilimsel çalışmalar ve durmaksızın bilgilenme, paylaşma süreci..

Tokat’ın Günçalı köyündeki halkın toprağı, ormanı ve yaşamı koruyan ruhu, günümüzde yitirilen yaşamın bütününe karşı bir diğerkamlık biçiminin panzehiri, kök hücresi olabilir.”