FETÖ’ye yardımla suçlanan polisleri FETÖ ‘düşman’ diye kodlamış
Gazete Pencere – Caner Taşpınar
Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Serkan Dinçer, 16 Ocak 2024’te FETÖ firarisi Cevheri Güven’e sosyal medyada yayımladığı resmi evrakları sızdırdığı gerekçesiyle tutuklandı.
Polis Serkan Dinçer’in avukatının 10 ay sonra 6 Kasım 2024’teki itirazını Ankara 48. Asliye Ceza Mahkemesi haklı bulup “ev hapsi” şartıyla tahliye etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı karar itiraz etti. Bunun üzerine, Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesi, Serkan Dinçer’in tutuklanmasına yönelik yakalama emri çıkardı. Dinçer, 16 Kasım 2024’te Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla yeniden tutuklandı.
Polis Serkan Dinçer, FETÖ’ye yardım soruşturmasında tek başına sanık olarak yer alırken, tahliye edilmesinden bir ay sonra 11 Aralık 2024’te Ankara Emniyeti’nde kritik soruşturmalarda yer almış olan 3 emniyet müdürü ifade verdi.
Ankara’nın yer altı dünyasından Ayhan Bora Kaplan ve eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi soruşturmalarında görev alan polis müdürleri Kerem Gökay Öner, Murat Çelik ve Şevket Demircan 11 Aralık 2024’te Ankara Adliyesi’ne ifadeye çağrıldı, FETÖ firarisi Cevheri Güven’e Ankara Emniyeti’nden bilgi sızdırılması soruşturmasıyla ilgili sorular yöneltildi.
FETÖ firarisi Cevheri Güven.
İfade veren Kerem Gökay Öner, Murat Çelik ve Şevket Demircan FETÖ firarisi Cevheri Güven’e bilgi sızdırılması iddialarını reddetti.
Polis müdürlerinin ifadelerinden 12 gün sonra “Örgüte Üye Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç İşleme, Görevi Kötüye Kullanma, Gizliliğin İhlali” suçlamalarından FETÖ iddianamesi hazırlandı.
Polis Serkan Dinçer’in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 232 sayfalık iddianamede, Dinçer’e 210 sayfa ayrılırken, polis müdürleri Kerem Gökay Öner, Murat Çelik ve Şevket Demircan’a ise 22 sayfa ayrıldı.
Suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan'ı haklarında iddianame düzenlenen polis müdürleri gözaltına almıştı.
Polis müdürlerinden ‘Garson’lu savunma
Polis müdürleri Kerem Gökay Öner, Murat Çelik ve Şevket Demircan iddianamede yer alan savunmalarında, FETÖ suçlamasına karşılık “Garson” adlı gizli tanıktan elde edilen bellekte “düşman” olarak kodlandıklarını belirtti.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) “Garson” kod adlı FETÖ mahrem sorumlusuna ait SD kartın şifrelerini kırarak örgütün Emniyet teşkilatındaki gizli yapılanmasını çökertmişti. 6 yıllık çalışma sonucunda elde edilen 55 bin dosyalık arşivle 3 bin kripto polis açığa çıkarılmıştı. FETÖ’cüler bu listelerde örgüt elemanı olan ve örgüte düşman olan polisleri fişlemişlerdi.
Kerem Gökay Öner ve Murat Çelik “F” olarak kodlanmış, Şevket Demircan ise “E” olarak kodlanmıştı.
E kodu; “Farklı hayat görüşü olan işini iyi takip eden ve hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile ilgisi olmayan kişileri, F’ler, “farklı hayat görüşünde olan, hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile bağlantısı olmamış, FETÖ tarafından zararlı görülen, örgüte zarar verebileceği düşünülen kişileri” tanımlıyordu.
Kerem Gökay Öner savunmasında, “Gizli tanık Garson'dan ele geçirilen kodlama verilerinde de ‘düşman’ kategorisinde kodlandığım görülecektir. Görev yaptığım süre içerisinde de firari FETÖ’cülerin yakalanma çalışmalarını bizzat yürütmüş ve çok sayıda da örgüt üyesi şahısların yakalanmasını sağlamışımdır. Bu nedenle bu örgütle hiç bir bağım olmadığı için anlatacağım bir şey de yoktur. Etkin pişmanlıktan yararlanmak istemiyorum” dedi.
Murat Çelik ise savunmasında “Hiç bir şekilde bu örgütle hiç bir irtibatım ve iltisakım yoktur. Ömrüm bu örgütle mücadeleyle geçmiştir. Bu noktada gizli tanık Garson tarafından sunulan SD karttaki kodlama bilgimin sorulmasını talep ediyorum. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.
Şevket Demircan da savunmasında “Gizli tanık Garson'dan ele geçirilen SD karttaki veriler içerisinde ‘E’ kodu ile kodlandığımı biliyorum. Dolayısı ile FETÖ PDY silahlı terör örgütü ile uzaktan yakından bir ilgim yoktur” dedi.
Kaynak:Haber Merkezi
