Erdoğan, AYM tartışmalarını görmezden geldi: ‘Mahkeme kararları herkesi bağlar’ dedi

Erdoğan, AYM tartışmalarını görmezden geldi: ‘Mahkeme kararları herkesi bağlar’ dedi
Yeni anayasanın önündeki en büyük engelin muhaleftin önyargılar olduğunu öne süren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargıtay Başkanlığı'nda 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu.

Erdoğan buradaki konuşmasında yeni anayasa mesajı vererek, muhalefetin ‘yumuşaması’ gerektiğine işaret etti. Erdoğan, “Yeni yasama yılında inşallah siyasi partiler arasındaki diyalog zeminini güçlendirerek esasında hiç olmamamsı gereken bu sıkıntıyı aşacağımıza inanıyorum. Biz yeni anayasaya sadece kuru bir hukuki belge olarak değil, haklarımızı, sorumluluklarımızı yer aldığı bir toplu sözleşme olarak bakıyoruz” dedi.

Yeni anayasanın önündeki en büyük engelin önyargılar olduğunu öne süren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır. Hukuk devleti olmak bunu gerektirir" diye konuştu.

Törende CHP Genel başkanı Özgür Özel’de yer aldı.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;

Adliyenin kapısını sonuna kadar adalete açmak için iş başı yaptığınız bu günde sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum. Yeni adli yıl, ülkemiz, milletimiz, avukatlarımız, hakimlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Asrın felaketini yaşadığımız 6 Şubat Depremlerinde hayatını kaybeden 206 yargı çalışanını buradan rahmetle anıyorum. Malumunuz bu sene yargıtay'ın bu sene seçim yılıydı. Seçimlerde Ömer Kerkez beyefendi Yargıtay başkanı olarak seçildi. Kerkez'i canı gönülden tebrik ediyorum. Görevi devreden Mehmet Akarca'ya gayretleri için teşekkür ediyorum.

Seçim atmosferinin geride bırakılmasını, yargımızın etkin işleyişi bakımından önemsiyoruz. Anayasamızın Cumhurbaşkanlığı makamına verdiği yetkiyi kullanmaya devam eeceğiz. Önümüzdeki dönemde tüm yargı organların milletimizin adalet arayışına daha hızlı cevap verebilecek. Uyumun güçlendirilmesi için atılması gereken hukuki adımlar varsa Meclisimizle birlikte bunları yerine getireceğiz.

Buradan bir hususa dikkatiniz çekme arzusundayım. Toplumun huzuru, iş barışı, refahı ve güvenliği için vazgeçilmez kavramlar vardır. Bunun en başında kuşkusuz adalet vardır. Mahkeme salonlarımızın duvarında yazan "Adalet mülkün temelidir" sözü devletin adalet üzerinde durduğunun delilidir.

Bundan 23 yıl önce Türkiye’ye hizmet yolculuğumuz başlarken siyasetimizin merkezine kalkınma ile adaleti yerleştirdik. Partimizin ismini belirlerken yine bu anlayışla hareket ettik.

Yeni teknolojilerin etkisiyle toplum hızla değişiyor. Talep ve istekleri farklılaşıyor. Toplumun devletten, özelikle yargı kurumundan beklentileri artmakta. Hızlı ve tekin adalet talebi yükselmektir. Vatandaşlarımın adalet arayışındaki zorlukları ortadan kaldırmak amacıyla yeni adımlar atıyoruz.

Bu yıl 2 yeni uygulamayı hayata geçiriyoruz. Hukuk mesleklerine giriş sınavıdır. Hakim, savcı noter olacak kişilerin meslek ve niteliklerinin artırılmasını hedefliyoruz. Diğer uygulama ise hakim ve savcı yardımcılığı kurumudur. 3 yıllık bir modeli devreye alıyoruz. 1 yılı adalet akademisinde, diğer 2 yılı deneyimli hakim ve savcıların yanında olmak üzere hakim ve savcılarımız çok daha deneyimli olarak yetişecek. Müspet etkilerini pratikte de göreceğine inandığım sisteminin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.

2024-2028 yıllarını kapsayan Türkiye Yargı Reformu belgemizi önümüzdeki süreçte milletimizle paylaşacağız. Her iki belgenin hazırlığında milletimizin insan hakları, adaletini göz önüne aldık. Makul süre öngörülebilir ve çözüm merkezli adalet olacak. Gerek kanun değişikiliiği, kolaylaştırılmış, verimliliği esas alan süreçler oluşturacağız.

Hukuk eğitimini daha da geliştirecek, buna yönelik adımları atacağız. Yeni bir sivil anayasa. Türk demokrasisinini bunu yapabilecek imkan ve olgunluğa sahip olduğunu görüyoruz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin bilgisini alarak ortak akılla süreci yürütme gayreti içindeyiz. Türkiye yeni bir anayasaya hazırdır. Muhalefetin özgüven eksikliğinin işaretlerine her tavır ve söylemlerinde şahit oluyoruz. Yeni anayasa konusunda maalesef sağlıklı bir tartışma değil kemikleşmiş, ön kabullerden kaynaklı bir kakofoni görüyoruz. Yeni yasama yılında inşallah siyasi partiler arasındaki diyalog zeminini güçlendirerek esasında hiç olmamamsı gereken bu sıkıntıyı aşacağımıza inanıyorum.

Biz yeni anayasaya sadece kuru bir hukuki belge olarak değil, haklarımızı, sorumluluklarımızı yer aldığı bir toplu sözleşme olarak bakıyoruz. Bu sürecin her adımında milletimizin iradesi yegane rehberimiz olacaktır. Ortak değerlerimiz etrafında kenetlenerek ülkemizi ileriye taşıyacak bir anayasa hazırlıyız. Bu konuda samimiyiz, kararlıyız. Diğer siyasi partilerin de aynı niyeti sergilemesini umuyoruz. Sorunlarımızı tartışarak değil konuşarak çözebiliriz.

Son günlerde altı harlanan nefret ve kavga siyasetinin ne demokrasimize ne de milletimize fayda sağlamadığını herkesin görmesi gerekiyor. Millete hakaret edenleri kahramanlaştıranlarını millet asla affetmez. Türkiye ile ilgili karanlık senaryolara figüranlık yapanları millet affetmez.

"Mahkeme kararları elbette herkes için bağlayıcıdır"

Mahkeme kararları elbette herkes için bağlayıcıdır. Hukuk devleti olmak bunu gerektirir. Demokrasilerde hukukun çizdiği çerçevede, yargı kararları hakkında düşünceler söylenebilir, kararlar tartışılabilir. Geçtiğimiz dönem mahkemelerde 12 milyon dosyayla ilgili karar verildi. İnsanın olduğu her yerde hata olur yanlış olur. Önemli olan telafisi imkansız hasarlar oluşmadan bunun giderilmesidir. Ancak adalete karşı olan husumet kabul edilemez bir durumdur. Çoğu zaman hukuk bilgisi olmayan, ya da sınırlı kişiler tarafından koskoca bir camia örseleniyor. Hemen her gün bir kişi linç ediliyor ya da itibar suikastına uğruyor. Kimi zaman vergi rekortmeni şirketlerimiz, kimi zaman hakim savcılarımız oluyor.

Hukuki yollar tüketilmeden, karar kesinleşmeden yapılan haksız eleştiriler adalet toplumuna zarar vermektedir. Eksiklerimizi tabii ki söyleyeceğiz ama bunları yaparken adaletin tecellisi için yıpratmamaya dikkat edeceğiz. Bundan sonra da görevini bu yüksek şuurla sürdüreceğinden şüphemiz yoktur. Yargı mensuplarına da önemli sorumluluklar düşüyor. Yargımızın verdiği kararlarla yeni tartışmaları alevlendirmek yerine bunları söndürmesi gerektiğine inanıyoruz.

Yargıyı tahakküm amacıyla kullananların gerçek yüzünü 15 Temmuz'da gördük. Türkiye'yi asla bu sınamalarla bırakmamakta kararlıyız."

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar