Ata Emre Akman'ı 15 yerinden bıçaklayarak öldürmenin cezası 18 yıl

Ata Emre Akman'ı 15 yerinden bıçaklayarak öldürmenin cezası 18 yıl
Balıkesir'de Ata Emre Akman'ı 15 yerinden bıçaklayan 17 yaşındaki katil zanlısına müebbet hapis cezası değil 18 yaşından küçük olduğu için 18 yıl hapis cezası istendi.

20 yaşında Balıkesir'de üniversite öğrencisi Ata Emre Akman kuryelik yaparken E.Ö. tarafından 15 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Akman, katil zanlısı E.Ö.'nün babasının eski eşi Sultan Durmaz'ın oturduğu binaya pizza siparişini teslim ettikten sonra E.Ö. tarafından bıçaklandı.

Sözcü yazarı İsmail Saymaz Ata Emre Akman'ın ailesi ve avukatıyla yaptığı görüşmeyi kaleme aldı:

"Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamesini hazırladı.

Özdemir’e kasten öldürme suçunu tasarlayarak, canavarca hisle ve eziyet ederek öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ancak Özdemir, 18 yaşından küçük olduğu için cezası düşüyor bu durumda 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor

Ayrıca yasak bıçak taşımaktan bir yıla kadar hapis talep ediliyor.

‘Çocuklar suç makinesi gibi kullanılıyor’
Akman Ailesi’nin avukatı Özden Başak, 18 yaşından küçüklerin tekerrür hükümlerine tabi olmasını, hayata karşı suçlar bakımından erişkinler gibi yargılanmalarını savunuyor.

Tekerrür hükmü, aynı suçun geçmişte işlenmiş olması halinde cezanın arttırılması veya cezada indirime gidilmemesi ya da bazı hakların kısıtlanması anlamına geliyor. 18 yaş altındakilerde bu yola gidilmiyor.

Başak, çocukların erişkinler tarafından kanundaki eksiklikler nedeniyle suç makinesi olarak yetiştirildiğini savunarak, şöyle diyor:

“Gerek tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, gerek aflar ve gerekse infaz yasası boşluklarından faydalanarak masum insanların hayatlarını karartmaya devam etmektedir.”

Baba Erol Akman: Katil, babası tarafından yönlendirildi

Ata Emre Akman’ın ailesi İstanbul’da yaşıyor.

Babası Erol, Balıkesir Askeri Fabrika Komutanlığı’ndan emekli bir asker, annesi öğretmen. Ata’nın kız kardeşi üniversiteye hazırlanıyor.

Ata, Balıkesir Üniversitesi’nde birinci sınıfta okuyordu.

Beş gün önce kuryeliğe başlamış ve bunu ailesine söylememiş. Ailesi, oğullarının kuryelik yaptığını cinayetle öğrenmiş.

Erol Akman ile konuştuk.

- Saldırganın anlatımına ikna oldunuz mu?

İkna olmadım. Oğluma soru sorduğunu anlıyoruz. ‘Ne işin var burada?’ tarzında. ‘Ben sipariş getirdim, pizzacıyım’ diye cevap veriyor. Bu cevabı verirken apartmanı gösteriyor. ‘Hiçbir alakam yok, işime devam edeyim’ tarzında kavgadan ve hırgürden uzaklaşırcasına motoruna dönüyor.

- Saldırgan vahşice karşılık veriyor.

Yönlendirilmiş ve güdümlendirilmiş olduğuna, talimat aldığına inanıyorum. Bıçaklamaya devam ediyor.

- Kimden talimat aldığına inanıyorsunuz?

Babasından. Babasının “Mermi gibi oğlan yetiştirdim, ben yapamazsam oğlum yapacak” şeklinde ifadeleri var. Bu oğlanı talimatlandırdığı kanaatimdeyim.

- Babasından aldığı talimatla acımasızca saldırıyor size göre.

Analiz yapmaksızın, oğlumun cevabını dikkate almaksızın eyleme geçmesinden ve bu işi öldürme kastıyla yapmasından bunu anlıyorum. Aksi halde, “Hiç alakam yok. Ben pizzacıyım” cevabına istinaden düşünür, analiz yapar, “Doğru söylüyor” der, belki geri çekilir ya da küçük bir korkutma yapar, olayı sonlandırır, “Bir daha gelme kardeşim” derdi. Ama bunu yapmıyor. Bunu yapmayışı güdümlendiğini gösteriyor.

Öncesinde pusuda bekliyor zaten. Elinde alet hazır.

- Bu baba ve oğulun kadına defalarca saldırdığını öğrendik. Hiçbir önlem alınmamış. Sanki olayın olması beklenmiş.

Çocuğun 17 yaşında olmasına rağmen altı suç kaydının olması, çoğunlukla bıçakla yaralama şeklinde kaydının bulunması, bir suç makinesi yetiştirildiğinin göstergesi. Babanın hapisteyken maşa olarak kullanabileceği ‘mermi’ gibi bir çocuk yetiştirdiği ortada. Buna rağmen cezaevinden izinli gelmesi, oğluyla oturup belki planlar yapması, onu talimatlandırması, yönlendirmesi ya da doldurması kabul edilemez bir şey.

- Ata, neden kuryelik yapıyordu?

Temel ihtiyaçları için çalışmaya ihtiyacı yoktu.

Balıkesir’de okuyup her hafta sonunu İstanbul’da geçiriyordu. Kültürel ve sanatsal faaliyetlerle geçiriyordu. Mesela Carreras’ın konserine gidecekti.

Arkadaşlarıyla Türkiye turu planlamışlar. Avrupa’yı gezmişti. Dünya turuna çıkma hayalleri vardı. Bu hayallerine katkı sağlamak için bu işe girmiş. Çalışmasına karşı mıyız? Asla değiliz. Karşı olmadığımızı daha önce kendisine söyledik. Kendine katkı sağlamak ve çalışmayı öğrenmek için çalışabilirsin. Sadece bir şey var. Kuryelik tehlikeli bir iş dalı. Buna karşıydık. Yoksa çalışmasına karşı değildik.

- Oğlunuzu biraz anlatabilir misiniz?

Kendisini geliştirmeye; dünyaya, ülkesine ve ailesine faydalı olmaya çalışan sevgi dolu bir çocuk. Hep gülen, bebekliğinden itibaren etrafına gülücük bırakan, büyüdüğünde dokunmasıyla, ilgisiyle, sevgisiyle katkı sağlayan bir çocuk benim oğlum.

Sosyal yönü çok kuvvetli, bir şeyler üretmeye ve geliştirmeye çalışan bir çocuk. Babası olmakla gurur duyduğum bir çocuk. Kimseye zararı olmayan, “Kavgadan kaçınacak kadar akıllıyım, merak etme” diyen bir çocuk."

Öne Çıkanlar