Baba oğul Eriçler, ralli için yollarda!

Türk tasarımcılar tarafından tasarlanıp seri olarak üretilmiş ilk ve tek Türk spor otomobili olma özelliğini hâlâ koruyan aracın pilotluğunu Alican Eriç yaparken, baba Eriç ise co-pilot koltuğunda oturacak. Bu yıl 8. kez düzenlenen ve çeşitli ülkelerden 110 ekibin katıldığı ralli, 18 Mayıs’ta Pekin’den start alacak. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 8 ülkeden geçecek olan 8. Pekin-Paris Klâsik Otomobil Rallisi, 36 günlük maceralı bir yolculuğun ve yaklaşık 14.500 km’nin ardından 23 Haziran’da Paris’te son bulacak. Eriçler, yarıştan önce Gazete Pencere’ye konuştu.

• Anadol STC-16 ile yarışmak nasıl bir duygu?

Anadol STC-16 bizim ilk yarış arabamız. O yüzden başkalarıyla karşılaştırma imkânımız pek yok. Yine de söylemek isteriz ki; bizde heyecan uyandıran, keyifli sürüşü olan, yol tutuşu ve hakimiyeti güçlü, küçük bir yarış arabası. Türk tasarımı ve üretimi bir araba olması nedeniyle Pekin-Paris gibi prestijli ve zor bir yarışa onunla katılıyor olmak bizi çok heyecanlandırıyor.

Performansa gelince; bizim arabamız, orijinal STC-16’ya göre biraz daha geliştirilmiş bir versiyon. 1.6 litre Ford Kent motoru yerine, yine aynı yıllarda üretilmiş olan 2.0 litre Ford Pinto motoruna ve 5 ileri vitesli Borg Warner şanzımana sahip. Öyle olunca, orijinaline göre çok daha yüksek bir performansa sahip. Kendi klasmanında iyi bir iş çıkaracağına inanıyoruz.

• Ralliye hazırlık süreciniz nasıl geçti? En büyük zorluklar nelerdi?

Bu ralliye 2021 yılından beri önce aracın hazırlanması, daha sonra test ve antrenman sürüşleriyle geçen bir süreçte hazırlandık. 2021 ve 2022’de Türkiye’de TransAnatolia Rallilerine, 2023’te de Slovenya’da düzenlenen Classic Marathon’a katıldık.

Tüm bu süreçte acemiliğimizi atmak ve klasik ralli deneyimimizi perçinlemekle uğraştık. Çok büyük bir zorluk yaşadığımızı söyleyemeyiz. Zevkli bir dönemdi.

• Ralli sırasında karşılaşabileceğiniz en büyük zorluk ne olabilir?

Rallinin en zor bölümü -bizce- Kazakistan’ın Aktau şehrine kadar olan bölümü olacak. Hem ağır arazi koşulları, hem de olası meteorolojik şartların bizi zorlayacağını tahmin ediyoruz. Sonrası nispeten alışık olduğumuz yapıda.

• Babadan oğula, otomobil tutkusu nasıl başladı ve nasıl gelişti?

İkimiz de otomobil sporlarıyla oldukça yakından ilgiliyiz ve bu konuya karşı büyük merakımız var. Bunu hayata geçirmek fikri sekizinci Pekin-Paris Rallisi güzergahının Türkiye’den geçiyor olduğunu öğrenmemizle aklımıza geldi. Bizim için, hayallerimizi fiiliyata dökme imkanını sağlayacak güzel bir fırsat olacağını düşündük.

• Yarış rotasında Türkiye ayağını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özellikle yaşadığımız TransAnatolia tecrübelerinden sonra fazla zorlanacağımızı tahmin etmiyoruz. Hele Asya’nın ağır koşullarından sonra bize zor gelmeyecektir diye düşünüyoruz.

• Ralliye katılmanızda sizi en çok etkileyen faktörler neler oldu?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, yarış güzergahının Türkiye’den geçiyor olması, katılmak konusundaki en büyük motivasyon kaynağımızdı. Bu yarışa Türk isimli bir arabayla katılma fikri de böyle oluştu zaten. Paris’e sorunsuz bir şekilde ulaşır, hele -en azından- klasmanımızda bir derece elde edersek, bizden mutlusu olmaz sanırız.