’’TL ERİYOR! NEDENİ, KÖTÜ YÖNETİM’’
Türkiye dün nefesini tuttu. Dövizdeki hareketliliği takip etti. Türk Lirası’nda son günlerde hızlanan değer kaybı dün de devam etti. Küresel piyasalarda dolar, koronavirüs endişeleri nedeniyle gerilerken, Türkiye’de ise durum tam tersi. Yaklaşık 2 aydır 6,85 TL olan dolar, 7 liranın üzerine çıkmasının ardından kademeli olarak yükselişini sürdürdü: dün ise 7.31 liraya ile en yüksek noktayı gördü. Euro 8.67 liraya ile çıkarak rekor kırdı. Altın fiyatlarındaysa küresel piyasada soluksuz yükseliş devam ediyor. Döviz ve altın değer kazancı yaşarken borsa tam tersine en büyük kayıplarından birini yaşadı: yüzde 5,26 değer kaybetti. Bazı uzmanlara göre, Türkiye’de küçük çaplı bir devalüasyon yaşandı. Londra'daki swap piyasasında yaşanan TL sorunu kaynaklı gelişmeler, Merkez’in rezervlerinin gerilemesi, ABD’de de görüşülen teşvik paketleri; Çin ile arasındaki gerilim ve Covid19 salgınına dair haber akışı bu gelişmeleri tetikliyor.
EKONOMİSTLER NE DİYOR?
Ekonomistlere göre TL'nin değer kaybının altında Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin gerilemesi, kurları düşük tutmak için döviz satan kamu bankalarının açık pozisyonlarının artmasının yanı sıra cari açık, enflasyon ve dış finansmana bağımlılık gibi Türkiye ekonomisinin kronik problemleri yatıyor. Salgın döneminde turizmin durması ve ihracatın azalması da ülkeye döviz girişini engelliyor.
TCMB Eski Başkanı Durmuş Yılmaz: Aynı suda iki kere yıkanılmaz demiş birisi. TR aynı suda iki değil, onlarca kere yıkanmıştır/yıkanıyor. 18 yılda, kendisini iktidara getiren yanlışlardan ve ödenen onca bedelden ders çıkarmadan aynı koşulların gerisine düşmek büyük bir başarı! Tebrikler başı kuma gömmeye devam.
TCMB Eski Başkan Yrd. İbrahim M. Turhan: İşte #dolar #USDTRY kuru böyle bir ortamda tarihin en yüksek seviyesine çıktı. Serbest piyasa ile banka makası da açılıyor. Muhteşem (!) ekonomi yönetiminin bütün uyarılara kulak tıkayıp ortaya çıkardığı tablo budur. Akla, bilgiye, deneyime, kurumsallığa sırt çevirince sonuç bu.
Prof. Dr. Emre Alkin: TL'yi sıkıştırınca döviz kurlarının kalıcı olarak sakinleşmeyeceğini hala anlatamadık arkadaşlara. Faiz artışı yapmamak için ne güneşler batıyor.
Prof. Dr. Veysel Ulusoy: Yaklaşık 2-3 aydan beri yönetilen kur rejimi uyguladığımız dönemin sonuna geldik ve kuru dalgalanmaya bırakmak zorunda kaldık. Bu noktaya gelmemize neden olan üç temel faktör var. İlk olarak pandemide ikinci dalga haberi küresel ekonomiyi olumsuz etkileyecek tezi. İkincisi, Merkez Bankası’nda kuru koruyacak rezervin yokluğu. Son olarak reel ekonomide makyajların akarak gerçeğin gözükmesi ile turizmde sezon sonuna yaklaşma.
Prof. Dr. Yalçın Karatepe: Kurda olması gereken oluyor. Olması gereken seviyelerin altında tutmak için gereksiz yere rezervleri heba ettiler. Artık TL’yi savunacak enstrümanı da kalmadı. Cephanenin bittiği bir dönemde ne savunma olur ne de saldırı. Sadece mağlubiyet bayrağını çekersiniz. Bu da gösteriyor ki ülkenin ekonomik gerçekliğinin ortaya çıkardığı durumu manipüle etmek sürdürülebilir değildir. Biliyorsunuz gerçeğin er ya da geç gün yüzüne çıkma gibi bir özelliği vardır. Kurlarda da gerçeklik, algı yaratma operasyonunu yendi diyebiliriz.
Nesrin Nas: İktidar, ekonominin gerçek durumuyla yüzleşmek istemiyor. Türkiye zaten sürekli riski artan bir ülke. Bunun üzerine Merkez Bankası rezervlerinin azalması, swap hariç ekside seyretmesi endişeleri artırdı. Kamu bankalarının giderek büyüyen açık pozisyon taşımaları da bir diğer endişe kaynağı oldu. Bu çok yeni ve alarm zillerini çaldıran bir risk. Londra piyasasına TL verilmeyerek, TL yatırımcılarının cezalandırılması uygulaması da, yatırımcıların ne olursa olsun TL’den çıkma paniğini büyüttü. Bundan sonrasını öngörmek çok kolay değil. Ama riskler arttı. Türkiye bir ödemeler dengesi krizinden kaçabilecek mi, bunu öngörmek de zor. Çünkü iktidar sadece piyasalarla değil, ekonominin gerçekleriyle de inatlaşıyor.
Barış Soydan: Merkez Bankası’nın önündeki seçenek kallavi bir faiz artırımı. 2018 Ağustos’unda dolar patlayıp bir gecede 7.26’ya çıkınca önce bir süre beklemiş, sonra Eylül’de 625 baz puan artırmıştı. Ama Erdoğan’ın faiz artışına karşı olduğu biliniyor. Bu sefer izin verir mi, göreceğiz… Orta vadede ise Türkiye’nin taze döviz kaynağı bulması gerekiyor. Bu da ya IMF ya da Amerikan Merkez Bankası ile büyük bir Swap anlaşması. İkisinin de Ankara’ya siyasi maliyeti çok yüksek…
Mustafa Sönmez: Doları aylarca bastırıp borçlu yandaşlara kamu bankaları üstünden 6.80’den sattılar. Yandaşlar şimdi alsalardı doları 7.25’ten alacaklardı. Kıyağı görüyor musunuz? Merkez Bankası 2019’dan bu yana 90 milyar doları ucuzdan sattı. Rezerv eritti. Şimdi bedeli tüm topluma ödetecekler. Merkez Bankası faizi 6-7 puan artırmak zorunda.
Mahfi Eğilmez: Ekonomide gelinen yanlış sonuçların çoğu, ön kabullerin etkisinde kalınarak, nedenler yerine sonuçlarla uğraşmaktan kaynaklanır.
Murat Sağman: Faizler düşük kalsın diye kuru baskılamak için döviz rezervlerimizi kullandık. Rezervlerimiz azalınca kur artmaya başladı. Enflasyonun altında faizimiz var, bu negatif fark azaltmak ive kuru frenlemek için TL faizini bir an önce normalleştirip yükseltmemiz gerekiyor.
DEVA Partisi Genel Başkanı ve Ekonomi eski Bakanı Ali Babacan: Ekonomi ülkenin en önemli sorunu. Yine döviz kurlarını konuşuyoruz. Defalarca uyarılarda bulunduk. Yanlış kararların bedelini vatandaş ödüyor. Karşılıksız para basarsanız o paranın değeri düşer.
TCMB: OYNAKLIĞI AZALTMAK İÇİN TÜM ARAÇLARI KULLANACAĞIZ
Döviz ve altın fiyatlarındaki yükseliş üzerine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası açıklama yaparak ‘eldeki bütün araçların’ kullanılacağı mesajı verdi. Merkez, "Ağustos başı itibariyle iktisadi faaliyetteki normalleşme süreciyle birlikte, hedefli ilave likidite imkânları kademeli olarak azaltılacaktır. Merkez Bankası, fiyat istikrarı ve finansal istikrar temel amaçları çerçevesinde, elindeki bütün araçları piyasalardaki aşırı oynaklığın azaltılması doğrultusunda kullanacaktır" ifadelerini kullandı.
Uğur Gürses: Kötü para ve iktisat politikasının yarattığı oynaklığı, bunu yaratan uygulayıcıları çözemez.
BDDK’dan swap ve TL likidite düzenlemesi
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, yurt dışında yerleşik bankalara, Türkiye kapsamında yapacakları Türk Lirası işlemlerde esneklik sağladı. Uluslararası Kalkınma Bankaları dışındaki yurt dışında yerleşik bankalar belirli işlemlerle sınırlı olmak üzere TL'ye erişim sınırlamalarından muaf olacak. Vadede TL alım yönündeki döviz swap işlemleri, BIST FX swap piyasasında vadede TL alım yönlü swap işlemleri gibi işlemler yapılabilecek. 28 Temmuz'da Yabancı Merkezi Saklama Kuruluşları ve Uluslararası Kalkınma Bankalarına da aynı işlemler için esneklik sağlanmıştı.
Prof. Dr. Burak Arzova: BDDK Açıklaması Özeti: Ey canım yabancı, gel şuraya “valla billa dolar spekülasyonu yapmayacağım” taahhüdü ver, ben sana TL likiditesini açayım, böylece aramız düzelsin.
TCMB VE BDDK, BANKALARLA OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI
Döviz ve altındaki hareketlilik sonrası Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Mehmet Ali Akben bankacılar ile dün bir araya geldi. Tarafların resmi gündemlerinde planlanan bir görüşme bulunmazken piyasada yaşanan olağanüstü dalgalanmalar görüşmenin planlanan tarihten önce yapılmasına neden oldu. TCMB ve BDDK'dan ise konuya ilişkin açıklama yapılmadı.
KONUT KREDİSİ FAİZİ YÜKSELTİLDİ
Kamu bankaları ikinci el konutlardaki kredi faiz oranını yüzde 0.87'ye yükseltti. Daha önceden yüzde 0.79 olarak uygulanıyordu. Sıfır konutlarda yüzde 0.64 faiz oranı, 180 ay vade ve 1 yıl geri ödemesiz dönem korunurken ikinci el konutlarda kredi faizi yüzde 0.79'dan yüzde 0.87'ye yükseltildi. İkinci el konutlarda kampanya ilk etapta yüzde 0.74 faiz, 180 ay vade ve 1 yıl geri ödemesiz olarak başlatılmıştı. İkinci el konut almak isteyenler 120 ay vade ve yüzde 0.87 oranında faizle kredi kullanabilecek.
Kredili konut satışı yüzde 1000 arttı
Konut kredisi faizleri düşünce kredili satışlar patladı. Kredili konut satışları temmuzda geçen yıla göre 10 kat arttı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Temmuz 2020’deki kredili konut satışının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1000 arttığını duyurdu. Temmuz 2020’de toplam 141 bin 434 konut krediyle satıldı. Kredi faizlerinin düştüğü 1 Haziran’dan itibaren gerçekleşen kredili konut satışı ise 250 bin 792’ye ulaştı. Kredili konut satışları hazineye 1 milyar 428 milyon 968 bin lira kazanç sağladı.