Mehmet Şimşek'in 40'ı çıktı: 40 günde ne yaptı ne yapamadı?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonominin dümeninde 40 günü geride bıraktı. Göreve gelir gelmez, "Türkiye'nin rasyonel politikalara dönmekten başka şansı kalmamıştır" açıklamasını yaptı. Peki, Şimşek'in, geride bıraktığı 40 günde "rasyonel politikalar"a dönülebildi mi, ya da bu yolda önemli mesafe kaydedilebildi mi?
Şimşek'in görevi devralır almaz ilk yaptığı işlerden birisi Merkez Bankası'nın başına uluslararası finans çevrelerinde tanınan Hafize Gaye Erkan atamasının gerçekleşmesini sağlamak oldu. Şimşek’in gelişi gibi Erkan atamasında da, uluslararası itibar ve sermayenin Türkiye’ye çekilmesi amaçlanıyordu. Bu atamayla bir nebze olsun eli güçlenen Şimşek'in sıradaki hedefi enflasyonla birbirinden tamamen ayrılmış faiz oranını yeniden tesis etmekti. Bunun için Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan onay alındı. Faiz 22 Haziran'da Türkiye tarihinde görülen tek seferdeki en büyük artışla 650 baz puan yükseltilerek yüzde 15'e çekildi.
Ancak bu oran yine de yüzde 40’larda dolaşan enflasyonun çok altındaydı. "Erdoğan’ı ancak bu kadar ikna edebildi" diye nitelenen adım rasyonelleşme yolunda iyimserlik yaratsa da yeterli bulunmadı, zaten piyasalar da bunu satın almadı, bunun üzerine ekonomi yetkilileri, “Bu daha başlangıç” açıklaması yapmak zorunda kaldı. Sınırları Erdoğan’ın belirlemesi, üstelik Cumhurbaşkanının, “Faiz sebep enflasyon netice” teorisinden vazgeçtiğine ilişkin bir işaret de vermemesi, Şimşek’in hareket alanının sınırlı olduğu sonucunu yarattı.
Rasyonele dönüş için "Mali disiplin" vurgusu
Mehmet Şimşek, özellikle seçim ekonomisiyle birlikte kaybolan mali disipline göreve geldiğinden itibaren pek çok kez vurgu yaptı. Şimşek bir Twitter paylaşımında ekonomi programındaki 3 unsuru şu sözlerle belirtiyordu:
"Programımızın üç temel bileşeni var: Mali disiplinin yeniden tesis edilmesi; yani deprem etkisi hariç, bütçe açığının Maastricht kriterleri ile uyumlu bir seviyeye çekilmesi, Enflasyonun orta vadede tek haneye düşürülmesi için kademeli parasal sıkılaştırma ve enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası, Makro finansal istikrarı ve diğer tüm kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal reformlar."
Program, 1 Tweet, 3 maddeyle açıklandı
Şimşek'in bunun dışında yeni dönemde izlenecek politikalara ilişkin olarak net ve detaylı bir açıklaması olmadı. Henüz Orta Vadeli Plan (OVP) da kamuoyuna duyurulmadı. OVP'nin ekim ayında açıklanması bekleniyor.
İlk EKK'da kamuda tasarruf denildi, fatura halka kesildi
Şimşek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında düzenlenen ilk Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısına katıldı. Toplantı sonrasında kamuda tasarruf yapılacağı açıklandı. Ancak kamuda herhangi bir tasarruf kararı alınmadı. Aksine deprem ve ekonomik krizin tüm yükü vergi artışlarıyla halka fatura edildi.
MTV, KDV, zam gırla
Önceki dönemden kalan ve “Şimşek enkaz devraldı” diye nitelendirilen ekonomik durumun ilk faturası araç sahiplerine kesildi. Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin (MTV) 2023'te yılda 2 kez alınmasına karar verildi. Yani MTV 2'ye katlandı.
Ardından memurlara seyyanen zam içeren ve en düşük maaşı 22 bin liraya çıkaran torba yasada KDV zammı da yerini aldı. Buna göre yüzde 8'lik dilim yüzde 10'a, yüzde 18'lik dilim yüzde 20'ye çıkarıldı. Memurun bir cebine giren maaş zammı, diğer cebinden vergi zammı olarak geri çıktı.
Emeklilere yönelik ise büyük hayal kırıklığı vardı, seyyanen zam yapılmadı, yüzde 5,23’lük ek artış müjde diye duyuruldu ancak müjde Erdoğan’ın ittifak ortaklarını bile mutlu etmedi, ortaklar seyyanen zam gerekli mesajını kamuoyunun önünde verdiler.
Rezervler tükendi, döviz uçtu, vatandaşa bir de dolar vurdu
Önceki dönemde dövizlerin kontrol altına alınması için arka kapıdan yakılan rezervler Merkez Bankası’nın kasasının boşalmasına neden olmuştu. Normalleşme adımları çerçevesinde dövize müdahale azaltıldı ama bu defa da enflasyon yaratması kaçınılmaz olan fiyatlar füze hızı ile yukarı çıktı. Şimşek’in görevde olduğu kırk gün içinde dolar 21,27 liradan 26,15 liraya çıktı. Artan döviz maliyetleri yükseltti, neredeyse zam gelmedik ürün kalmadı.
Batı “Bekle ve gör” stratejisi uygulayınca rota Körfez'e çevrildi
Aslında IMF yöntemleri uygulayan, dolaylı olarak ödenen KDV ve ÖTV gibi vergileri artıran, MTV’yi iki katına çıkartan Şimşek, iç politika kaygıları nedeniyle kaynak için IMF’ye gidemedi. Atılan adımların Erdoğan’ın çizdiği sınırlarda kalması üzerine Batılı yatırımcılar da beklemeyi tercih edince, seçimden önce de Türkiye’yi ve özellikle AK Parti yönetimini rahatlatmak için elini cebine atan Körfez ülkelerinin kapısı çalındı. Çünkü acil dövize ihtiyaç vardı. Son veriler cari açığın 2023’ün ilk 5 ayında cari açık 37,7 milyar dolara yükseldiğini gösterdi. Şimdi Şimşek, Cumhurbaşkanının Körfeze yapacağı seyahatler ve o seyahatlerden çıkacak yatırım kararlarını bekliyor.
Şimşek’in ilk 40 günü böyle geçti. Yani Ortodoks politikalara bir adım atıldı ama Erdoğan tereddütü rasyonel politikalarla ilgili yatırımcıların ikna edilmesine yeterli olmadı. Peki bu ikna süreci uzun sürerse ne olacak. Yabancı yatırım için kendi teorisini rafa kaldıran Erdoğan Şimşek’le devam edecek mi, üstelik Cumhurbaşkanının büyük önem verdiği yerel seçimler bu kadar yaklaşmışken.