KESK'ten TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerine tepki

KESK'ten TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerine tepki
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) enflasyon verilerini gizlediğine dikkati çekti.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) enflasyon verilerini gizlediğine dikkati çekti. TÜİK’in haziran ayı enflasyon verilerini açıklamasının ardından basın açıklaması düzenleyen KESK, “Tüik enflasyon verilerini gizliyor, yaşadığımız hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı kara delik gibi yutmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

KESK, TÜİK’in haziran ayı enflasyon verilerini açıklamasının ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı Dikmen yerleşkesi önünde açıklama yaptı.

KESK EŞ Genel Başkanı Ayfer Koçak, yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:

"Kamu emekçileri geçtiğimiz altı ayda sadece yüzde 15 toplu sözleşme maaş zammı aldığı ve TÜİK 6 aylık enflasyonu yüzde 24,73 olarak açıkladığı için yüzde 8,85 enflasyon farkı doğmuştur. Toplu sözleşme gereği önümüzdeki temmuz - aralık dönemi maaşlarda yüzde 10 artış yapılacağı için Temmuz 2024’ten itibaren kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşlarında enflasyon farkı artı toplu sözleşme zammı yüzde 19,31 olacaktır.

Kamu emekçileri ve emeklileri bir kez daha TÜİK üzerinden yoksulluğa ve sefalete mahkum edilmiştir.

"TÜİK, rakamlara takla attırarak gerçek enflasyonu gizliyor"

TÜİK haziran ayı enflasyonunu yüzde 1,64 olarak açıklamasıyla sadece yalan söylemekle kalmamış hepimizle dalga geçmiştir. Biliyoruz ki, TÜİK rakamlara takla attırarak gerçek enflasyonu gizliyor. Biliyoruz ki, TÜİK, iktidarın talimatlarıyla, masa başı hesaplamalarla iktidarın daha baştan belirlediği rakamları açıklıyor. Biliyoruz ki, TÜİK gerçekler ortaya çıkmasın diye kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen enflasyon hesaplamasının temelini oluşturan madde fiyat listesini açıklamıyor. Biliyoruz ki, yandaş konfederasyonla yaptığı satış sözleşmeleri yetmiyormuş gibi TÜİK eliyle de alın terimize, emeğimize göz koyuyor. Biliyoruz ki, yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor.

"Emekliler ve kamu emekçilerinin altı aylık maaş artışını gasp ettiler"

İktidarın son hilesi TÜFE sepetinde azımsanmayacak bir ağırlığa sahip olan elektriğe yapılan zam oldu. İktidar elektriğe asıl etkisini kış aylarında hissedeceğimiz şekilde yüzde 38’lik zam yaptı. Yapılan zam açıklandığı haziran ayında değil 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girecek şekilde yapıldı. Böylece yapılan zam haziran ayı enflasyon hesaplamasında dikkate alınmadı. Bu şekilde emekliler ve kamu emekçilerinin altı aylık maaş artışında yaklaşık 1 puanını gasp ettiler. Bununla da yetinmediler başta akaryakıt olmak üzere iğneden ipliğe yapacakları zamları TÜİK’in altı aylık enflasyon hesaplamasının sonrasına bıraktılar. Bugün ve sonrasında zam yağmuru altında kalacağımızı geçmiş temmuz aylarından da biliyoruz. Bu şekilde bırakalım maaşlarımıza yapılacak enflasyon oranındaki artışı alım gücü itibariyle var olanı da elimizden, cebimizden alıyorlar.

İşin özü kamu emekçileri, emeklileri olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı almadığımız gibi TÜİK eliyle her gün biraz daha yoksulluğa, sefalete terk ediliyoruz. Yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı altında kamu emekçileri, emeklileri ezim ezim eziliyor.

"Türkiye’de asgari ücret Avrupa ülkelerine göre dipte"

Ortalama kira bedelinin en az 15 bin TL olduğu günümüzde 17 bin liraya mahkûm edilen asgari ücretliler inim inim inliyor. Buna rağmen İngiltere’de özel şirketlere danışmanlık yaparken Saray’dan çağrılarak gelen Hazine ve Maliye Bakanı 'Gelişmekte olan ülkelerde en yüksek asgari ücret bizde' diyerek gözümüzün içine baka baka yalan söylüyor. Asgari ücret Almanya’da bin 997, Hollanda’da bin 995, Belçika’da bin 955, İrlanda’da bin 910, Fransa’da bin 747 avrodur. İspanya bin 260 avro aylık asgari ücrete sahipken, ABD bin156, Yunanistan 910, Portekiz 887, Malta 835, Polonya 811 ve Romanya 604 avro asgari ücrete sahiptir. Türkiye’de ise yaklaşık 485 euro’ya denk gelmektedir. Türkiye’de asgari ücret Avrupa ülkelerine göre dipte seyrederken böylesi açıklamalar yapmalarına 'bu kadarına da pes' diyoruz.

"İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz"

Bugün sesimizi duyurmak, hakkımız olanı istemek, artık yeter insanca yaşayacak ücret istiyoruz demek için ülke genelinde yine alanlardayız. Yeni vergi yasası değil gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini, güvenli bir gelecek, güvenceli bir iş istiyoruz. En düşük kamu emekçisi maaşının temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını istiyoruz.

Bu rakamın üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmesini, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamlarının refah payı olarak eklenmesini, sözü verilen kira yardımının yapılmasını, mülakatın kaldırılmasını istiyoruz. Servislerin kaldırılması kararından, kazanılmış haklarımıza göz dikilmesinden vazgeçilmesini istiyoruz. Kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı ve yandaş konfederasyonlarla yapılan ve yoksulluğumuzu derinleştiren toplu satış sözleşmesi değil, grevli özgür ve gerçek toplu sözleşme istiyoruz.

Buradan bir çağrımız da sendikalı sendikasız tüm kamu emekçilerinedir; TÜİK verilerine göre artışlar devam ettikçe, adaletsiz gelir vergisi dilimleri sürdükçe yeni vergi yasaları, Kamuda tasarruf adı altında yeni saldırı paketleri geldikçe, TL döviz karşında değer yitirmeye devam ettikçe bugünleri de arayacak günleri yaşayacağız."

"Ara zam olmazsa, emekçiler açlık sınırın çok daha altına mahkum edilecek"

KESK Eş Başkanı Ayfer Koçak, ANKA Haber Ajansı’na yönelik yaptığı açıklamada da şunları söyledi:

"Sadece vergi zamlarından bahsedilmiyor aslında, iğneden ipliğe birçok şeye zam geleceği şeklinde ifadeler duyuyoruz. Açıkçası geçmiş yıllardan da bildiğimiz şeydir. Özellikle temmuz zamları belirlendikten sonrasında yürütülen bir zam furyası ortaya çıkar. Maalesef kötü günler bizi bekliyor bu gidişle. Asgari ücrete yapılmayan zamsa, açıkçası şu an yoksulluk sınırından bahsetmiyoruz, açlık sınırının altında kalmış asgari ücretten bahsediyoruz. Sadece asgari ücretin açlık sınırının altında kalması gibi bir derdimiz de yok, maalesef bu ülkede. Bu ülkede çalışanların yüzde 60’ı asgari ücret çerçevesinde çalışıyor zaten. Bu ara zam yapılmadığında da bu ülkenin yüzde 60 emekçisi asgari ücrete yani, 17 bin 2 liraya yani, açlık sınırının çok daha altında olan ücretlere mahkum edilmiş olacak."

"Kamu çalışanı yoksulluk, emekli açlık sınırının altında"

KESK Eş Başkanı Ahmet Karagöz, ANKA Haber Ajansı’na gelmesi beklenen vergi artışlarını değerlendirdi:

"Bu ülkenin vatandaşı, çalışanı, önemli bir bölümü çalışmıyor. Gençlerin yüzde 24’ü işsiz, kadınların yüzde 32’si işsiz. Toplamda 2,5 milyon kamu çalışanı var, 15 milyonu aşkın kamu emeklisi var. Milyonlarca da asgari ücretle geçinen emekçi arkadaşlarımız var. Gerçekten, diğer bağımsız iktisatçılar grubunun, ENAG’ın açıkladığı enflasyon ile TÜİK’in açıkladığı enflasyon arasında bağ kurmak mümkün değil. Bizlere yoksulluk, açlık dayatılıyor. Bizler kamu çalışanı olarak çalışıyor iken, yoksulluk sınırının yarısına tekabül eden, emekli iken, açlık sınırının yarısına tekabül eden ücretlerle çalıştırılmak zorunda bırakılıyoruz. Geçinemiyoruz, gerçekten geçinemiyoruz. Burada isyan ediyoruz. Kamu emeklileri isyan ediyor, asgari ücretliler geçinemiyor. Bu ülkede ortalama emekli maaşının 13 bin olduğu ortalama sadece kira giderinin 15 bin lira olduğu bir dönemde nasıl geçinilir?"

Kaynak:ANKA