Hayri Kozanoğlu: Vatandaş daha az et, peynir ve meyve-sebze tüketecek
Temmuz ayı maaş zamlarını dört gözle bekleyenler için kritik sürece girildi. Ancak kurdaki değişimin çarşı pazar fiyatlarına henüz tam yansımamış olması, artışın da sınırlı olacağı endişesine neden oldu.
Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, TL’nin değer kaybetmesinin kur geçişkenliği yoluyla enflasyonu beslemesi kaçınılmaz olduğunu hatırlattı. “Emeğiyle geçinen insanlar, temmuz zammını beklerken her ay düşen satın alma güçleriyle bunun etkisini daha az et, peynir, taze meyve-sebze tüketerek yakından hissedecek.” değerlendirmelerini yaptı.
Türkiye’de giderek derinleşen gelir dağılımı bozukluklarının hane halkı harcamalarına da belirgin biçimde yansıdığını anlatan Kozanoğlu “Örneğin en yoksul yüzde 20 gelirlerinin yüzde 35.8’ini gıdaya harcarken, bu oran en zengin yüzde 20’de yüzde 16.6 düzeyinde kalıyor. Buna karşın her 100 TL’lik gıda harcamasının sadece yüzde 10.3’ünü yoksullar, yüzde 29.4’ünü zengin yüzde 20 yapıyor. Bu yoksulların gelirlerinin büyük kısmını gıdaya harcasa da az yiyebildiklerini, daha kalitesiz ürünlere yöneldiklerini gösteriyor.” değerlendirmesini yaptı.
Kozanoğlu "Temmuz zamları yapılırken kurdaki değişim henüz çarşı pazar fiyatlarına sınırlı yansımış olacak. Kur geçişkenliği yüzde 15-20 tahmin ediliyor. Dolar kurunun 30 TL olması halinde enflasyon, yüzde 7.5-10 arasında artacak.” dedi.
"En az pay kültür ve sanatta"
Mayıs 2023 enflasyon rakamlarında ÜFE-TÜFE makasının yüzde 1,2’ye kadar gerilediğini, sepet kurun artışıyla önce üretici fiyatlarının artacağını, makasın açılmasıyla da bu maliyet artışlarının tüketici fiyatlarına yansıyacağına dikkat çekti.
Kozanoğlu, TUİK’in Hanehalkı Bütçe Araştırması’na göre halkın artan enflasyon nedeniyle üç temel harcama kalemine; yüzde 22.8 ile gıda, yüzde 22.4 ile konut ve kira, yüzde 21.3 ile ulaştırmaya sıkıştığını, toplamda tüketim harcamalarının yaklaşık üçte ikisinin, yüzde 66.5’inin bu kalemlerden kaynaklandığını ortaya koyduğunu söyledi.
Eğitime ise ancak yüzde 1.4, sağlığa yüzde 2.5, eğlence ve kültüre ise yüzde 2.5 pay ayrılabildiğine işaret etti. Kozanoğlu, “Eğitim, sağlık ve kültürün toplam payının yüzde 6.4 ile sınırlanması, gelecek kuşakların sağlıklı, bilgili, donanımlı bireyler olarak üretim sürecine katılmaları için de büyük bir handikap oluşturuyor.” değerlendirmesini yaptı.
"Eğitimde zengin ve fakir arasında 40 kat harcama farkı oluştu"
Bu uçurumların eğitim, eğlence ve kültür, sağlıkta daha da derinleştiğini kaydeden Kozanoğlu’na göre, her 100 TL’lik eğitim harcamasının 59,6 TL’sini zenginler, 1,5 TL’sini yoksullar yapıyor. Bunun 40 kat daha fazla bir harcamaya denk geldiğine işaret ederek, “Eğlence ve kültürde zenginler her 100 TL’nin 38.2 TL’sini, yoksullar ise 4,9 TL’sini harcıyor. Burada da 35 katlık bir harcama gücü farkı ortaya çıkıyor.” dedi
"Emekli için eğlence hayal"
Araştırmanın emekliler ile ilgili sonuçlarına da değinen Kozanoğlu, gelirlerinin yüzde 28’ini gıdaya, yüzde 28.6’sını konut ve kiraya ayırmalarının dikkat çekici olduğunu belirtti. İkisinin toplamının yüzde 56.6 olduğunu söyleyen Kozanoğlu, emeklilerin gelirlerinin ancak yüzde 3’ünü eğlence ve kültüre, yüzde 2.9’unu lokanta ve otellere harcayabildiklerini anlattı. Kozanoğlu “Halbuki insanlarımızın emeklilik dönemlerinde daha fazla eğlenmeye, kültür olanaklarından yararlanmaya, ahir ömürlerinde lokanta ve otellere gidebilmeye hakları olmalıydı.” dedi.
"Erkan'ın finansal riskler üzerinde uzmanlığı olması avantaj"
Prof. Dr. Kozanoğlu, Hafize Gaye Erkan’ın TCMB Başkanlığına, Şahap Kavcıoğlu’nun ise BDDK Başkanlığına atanmasını da değerlendirerek, bu durumun ekonomi yönetiminde tüm yetkilerin Mehmet Şimşek’e devredilmediği izlenimi oluşturduğunu söyledi. Gaye Erkan’ın şu ana kadar hiçbir kamu görevi yapmaması, doğrudan merkez bankalarında çalışmamış olmasının eleştirilebileceğini ancak bankacılık sisteminin işleyişi, finansal riskler üzerine olan uzmanlığının ise avantaj olduğunu söyledi.
Kozanoğlu, “Gaye Erkan’ın kariyerinin büyük ölçüde ABD’nin en büyük yatırım bankası Goldman Sachs’ta, sonra da şimdi Atlantik ötesinin Wall Street’in adayı diye düşünülebilir. Goldman Sachs, temsilcilerinin hükümetlerde etkili mevkilere gelmesini sağlayan, her işten karlı çıkmasıyla bilinen bu anlamda “Goldman hep kazanır (Goldman always wins) sloganıyla bilinen bir banka. Erkan’ın buradan Merkez Bankası Başkanlığına sıçraması Goldman’ın başarılarında yeni bir sayfa kabul edilebilir.” yorumunu yaptı.