Alaattin Aktaş: Nisan değil mayıs enflasyonundan korkun!
Nisan ayı enflasyon rakamlarının beklenenin biraz üstünde çıkmasını yorumlayan ekonomi uzmanı Alaattin Aktaş, Merkez Bankası'nın yıllık yüzde 74 enflasyon hedefinin bu oranlarla zor olacağını belirtti. Mayıs ayında doğalgaz faturalarının belirleyici olacağına dikkat çeken Aktaş, bedava doğalgaz kampanyasının sona ermesiyle yaşanacak artışın enflasyonu yükselteceğini ifade etti.
Alaattin Aktaş'ın enflasyon sonuçlarını değerlendirdiği "Geçmiş enflasyonu bırakın, siz mayısa bakın!" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Merkez Bankası mart ayında yüzde 3.16 olarak gerçekleşen TÜFE artışını ‘düşüş eğilimi sürüyor ama yüksek’ diye nitelemişti.
Merkez Bankası enflasyonun neden yükseldiğini açıkladı: Gıda geriledi, diğer gruplar yükseldi
Nisandaki yüzde 3.18, çok az da olsa daha yüksek olduğuna göre herhalde bu oran da aynı şekilde nitelenir.
Ama Merkez Bankası açıklanan oranları bizler gibi görmüyor ki!
Merkez Bankası’nın aylık enflasyonu takip ederken kullandığı bir ‘mevsimsellikten arındırılmış oran’ yaklaşımı var.
Biz 3.18’i, yalın bir şekilde 3.18 olarak görüyoruz da Merkez Bankası bu oranı mevsimsellikten arındırılmış olarak belki 2.18 olarak görecek, belki 4.18 olarak.
Merkez Bankası’nın mevsimsellikten arındırma ölçüsü nedir bilmiyoruz ki. Merkez Bankası da ‘Nisanın manşet enflasyonu şu ama bu oranın mevsimsellikten arındırılmış düzeyi şu’ diye açıklama yapıp kamuoyunu bilgilendirmiyor ki.
Merkez Bankası’nın tahmini mevsimsellikten arındırılmış aylık artışın ocak ayı hariç yılın ilk yarısında yüzde 3, üçüncü çeyrekte yüzde 2.5, son çeyrekte ise yüzde 1.5 dolayında olması. Bu oranları artık tahmin diye mi okumak gerekir, varsayım ya da hedef diye mi, o da karıştı.
Mevsimsellikten arındırılmış bu oranlar, belli ki arındırılmamış oranlardan yüksek. Çünkü ilk dört ayda yüzde 18.72 olan artışın üstüne aylık bazda bu oranlar eklendiğinde yıllık olarak yüzde 41.8’e ulaşılıyor. Ama Merkez Bankası’nın yıllık tahmini hala yüzde 36.
Yüzde 36’ya ne kaldı?
Merkez Bankası şimdi istediği kadar ‘Ben aylık oranda mevsimsellikten arındırılmış olana bakarım’ desin.
Yıl bittiğinde bunun bir önemi olacak mı?
Hatta yıl bitmeden gidişat değerlendirilirken ve ‘Dört aylık şu oldu, 36’nın tutması için şu kadarlık bir alan kaldı’ şeklinde değerlendirmeler yapılırken, TÜİK’in açıkladığı orana göre değil de, ‘bilinmeyen’ Merkez Bankası’nın aylık oranlarına göre mi hareket edilecek?
Ya da Merkez Bankası yıl bittiğinde şunu söyleyebilecek mi:
‘Her ne kadar TÜİK tarafından açıklanan yıllık enflasyon (örneğin) yüzde 40 küsur olmuşsa da, mevsimsellikten arındırılmış aylık oranlara göre gerçekleşme, yani bize göre gerçekleşme (örneğin) yüzde 30 küsurla tahminimizle uyumludur. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.’
Böyle bir açıklama gelmeyecek tabii ki. Hem zaten arındırılmış oranlar arındırılmamışlardan belli ki daha yüksek.
Aslında doluya koysak almıyor, boşa koysak dolmuyor! Dört aydaki yüzde 18.72’den sonra, hala yüzde 36’yı hedefliyorsak sekiz ay için kaldı yüzde 14.56! Bu da aylık ortalama yüzde 1.17 artışta kalmayı gerektiriyor.
Bu tabii ki pek mümkün görünmüyor. Niye görünmediğini bir başka yazıda detaylı olarak irdeleyeceğim."