Mehmet Yaşin
Kedi batmaz yer misiniz?
Dört bir yanımızda kan gövdeyi götürüyor! Kalabalıklara dalış yapan arabalar, canlı bombalar, yıkılan kentler, sona eren yaşamlar. Gözyaşları nehir olmuş, yanaklardan süzülüyor. Uzayda, bir iğne ucu kadar bile yer tutmayan dünya çıldırmış adeta! Türk mutfağının ilginç ve garip yemek isimlerini, tüm bu olumsuzluklara inat olsun diye yazdım. Kısa süreli de olsa, sizi başka alemlere sürükler niyetiyle.
Konumuz yine mutfak. Bu sefer, isimlerin peşinde koşturacağız. Bazı yemek isimleri vardır ki, insanın aklına yanlış şeyler çağrıştırır. Bu isimlerin kimi güldürür, kimi derin derin düşündürür, kimi de insanı o yemekten soğutur.
- İşe "talaş kebabı’’ndan başlayalım. Eğer bu muhteşem börekle daha önce tanışmadıysanız, bu ismi duyunca aklınıza rendelenmiş tahtadan arda kalan talaşlar gelecektir.
- Halbuki bu kıymalı börek, Türk mutfağının en lezzetli yemeklerinden biridir. Sanırım bu isme, böreği keserken tabağa dökülen hışır hışır yufka kırıntılarının görüntüsü neden olmuştur.
- Ya "oturtma'’ya ne demeli? Bu kelime sizin aklınıza ne tür bir görüntü çağrıştırır.
- Kim nereye oturtulmuş, bilen yok! Sanki “Kazıklı Voyvoda” anlatılıyor sanırsınız.
- Bir zorbalık algısı taşıyan bu kelime de çok lezzetli bir yemeğin adıdır. Hem patlıcanla hem de patatesle yapılan ‘oturtma'yı çok severim. Tek kusuru, fazla ekmek yedirmesidir.
- "Karnıyarık" adı, beyninize ne tür bir görüntünün düşmesine neden olur? Eğer bu soruyu Refik Halit Karay'a sorsaydım şu yanıtı alırdım: "Ameliyat masasını veya Abanoz Sokağı'nda işlenmiş bir cinayeti hatırlatır..." Böylesine bir manzara, sizi tiksindirir mi yoksa iştahınızı mı açar? Halbuki bu yemek Türk mutfağının baş yapıtlarından biridir.
KUYRUĞU SULU, SAKALA ÇARPAN, KURŞUN GEÇMEZ KÖFTESİ…
- "İmam bayıldı" denince gözümün önüne, sarıklı, cüppeli, sakallı, yere iki seksen uzanmış bir imam gelir. Bu adı, bir yabancıya birebir tercüme ettiğimizde, karşımızdaki kişinin şaşkınlığını düşünebiliyor musunuz? Adam, bayılmış bir imamın nasıl yeneceğine bir türlü akıl erdiremez.
- Peki size "kuyruğu sulu" desem aklınıza neler üşüşür? "Bir su kuşu mu?" diye düşünmez misiniz? Veya bir başka hayvanı! Halbuki bu, Isparta yöresinde yapılan çok lezzetli bir böreğin adıdır. Çiböreğe benzer ama onun gibi yağda değil de sac üstünde kızartılır.
- "Sakala çarpan’'ın havada uçan bir böcek olduğunu düşünürseniz yanılırsınız. Çünkü sakalınıza çarpan, yeşil mercimekle birlikte pişen eriştedir. Bunun bir diğer adı da ‘’bacaklı çorba'’dır. Burada erişteye, bacak tanımlaması uygun görülmüştür.
- "Kurşun geçmez köftesi!.." Sonunda köfte lafı olmasa onu bir savunma giysisi sanırsınız. Sakın böyle bir yanılgıya düşmeyin. Bu, Malatya mutfağının en sevilen yemeklerinden biridir. Et, bir kütüğün üstünde taşla bir güzel dövülür, tüm sinirleri ayıklanır. Sonra ince bulgurla iyice yoğrulur. Sıcak suda haşlanır.
- Malatya mutfağı garip isimler konusunda oldukça zengindir. İşte birkaç örnek: Keloğlan, taş küllüğü, gilgirikli köfte, avrat köftesi...
‘KEDİ BATMAZ’IN HİKAYESİ…
"Kedi batmaz", bence en garip yemek isimlerinden biridir. Bolu yöresinin bu ünlü yemeğine birçok hikaye yakıştırılır.
Benim sevdiğim ise özetle şöyledir:
Gelin, evde bulduğu malzemelerle lezzetli bir yemek yapar. Gelinini küçük düşürmek isteyen kaynana, evin kedisini kucağına alıp tencereye batırmak ister. Kedi direnir, ayaklarını toplar, yemeğe basmaz. Kaynana bu sefer;
"Bu yemek öylesine berbat ki kedi bile batmıyor" der.
KESME İBİK ÇORBASI
- "Kesme ibik çorbası" deyince aklınıza, horoz veya hindinin kuşbaşı doğranmış kırmızı ibiği gelmesin. Amasya yöresinde erişte, yeşil mercimek, yoğurt ve nane sosu ile yapılan, lezzeti ile damakları şenlendiren bir yemektir.
- "Ağzıaçık", size açık ağızlı, çenesinden salyalar akan birini anımsatırsa yanılırsınız. Urfa yöresinde yapılan bir kıymalı pidedir ve insan yemeye doymaz.
- "Cıvıklı..." Aklınıza hemen cıvık cıvık, yapış yapış bir şeyi getirmeyin. Bu, Develi cıvıklısının kısaltılmış halidir. Develi cıvıklısı da kuşbaşı etle yapılan bir pidedir ki lezzetiyle insanoğlunun aklını başından alır.
- "Kısır’'ı hepiniz bilirsiniz. Daha çok çocuğu olmayanlar için kullanılır. Bulgur, salça, taze soğan, maydanoz ile yapılan, marulla yenen bu lezzetli yemeğe niçin bu isim konmuştur? Kısıra kısırlığı kim yakıştırmıştır. Acaba kısır, bir bulgur çeşidinin adı mıdır? Bilen varsa beri gelsin.
SADECE İSMİ MÜSTEHCEN
- Sırada olay bir isim var: "Pişik taşağı". Telaşlanmayın, bu ismin müstehcenlikle hiç ilgisi yok. Ayrıca bir sakatat yemeğinin adı da değil. Gazianteplilerin lokma tatlısına taktıkları isimdir bu. Antepliler nüktedan insanlardır. Tatlı lokma toplarına bu benzetmeyi uygun görmüşler demek ki!..
- "Eli böğründe" dersem, nefes nefese kalmış yorgun birini kastettiğimi sanırsınız. Böyle düşünürseniz yanılırsınız. Bu, kuzu eti, kuyruk yağı, domates, yeşil biber, patlıcan ve bol sarımsakla yapılan bir Maraş yemeğidir. Bu yemeği yiyince insanın eli böğrüne değil de gitse gitse midesine gider.
- "Enişte lokumu", arka planda cinsel çağrışımlar taşıyan bir tatlıya verilen addır. Doğu Karadeniz'de, düğünlerde kız tarafının erkek tarafına dağıttığı kalorisi çok yüksek bir kurabiyedir. Burada ‘enişte'den kasıt damattır. Bu kurabiye eniştenin kuvvetlenmesi içindir!
- Tatlının cinselliği artırdığına inanılır nedense. "Kerhane tatlısı" da bunlardan biridir. Asıl ismi “halka tatlısı”dır. Genelevlerin önünde satıldığı için bu isim uygun görülmüştür. İçeri girene de dışarı çıkana da kuvvet verdiği söylenir.
- Tatlı isimleri onun için biraz cinsel çağrışımlıdır: Dilber Dudağı, Sütlü Nuriye gibi.
- "Şıllık", hafifmeşrep bir kadını çağrıştırsa da Güneydoğu’da, kahvaltıların vazgeçilmez tatlısıdır. İnce açılmış yufka, kaymak, fıstık içi ile yapılan bu tatlı cennete layık bir yiyecektir.
- "Kadınbudu köfte"yi söylemeye gerek var mı? Hepimizin malumu olan bu lezzetli köfte, adını köftenin şeklinden almıştır zannedersem. Ama bu but, oldukça tombul, selülitli bir buttur. Çünkü köfte öyle görünür.
Bu örnekler yaz yaz bitmez. Türk mutfağı lezzet zengini olduğu gibi benzetme zenginliğine de sahiptir.
İşte bazıları: Yanıyarma, göbek dolması, ölünün körü, yalancı dolma, bicibici, kaçamak, çaput aşı, kocakarı gerdanı, tavşan üflemesi, fincan ağzı, sarığı burma, tosunum, otur Fatma tatlısı, dul avrat çorbası, yengen, zümküfül, sulu kaçamak, pumpum çorbası ve diğerleri...
Yazıyı bir Çin atasözü ile bitirmek istiyorum:
"Bir yemeğin ismi ne kadar tuhaf olursa bilin ki o kadar lezzetlidir!"