Mutlu Hesapçı
KADINLARIN SESİ OLMAK İÇİN OYUNCU OLMAK İSTEDİM!
Kadınların savaşı hiç bitmiyor sürekli bir baskı altında yaşıyoruz. Her ne kadar güçlü durmaya çalışsak da bir yerde yalnızlaşıp, çaresizlikle kaderimize razı olabiliyoruz. Her gün kadınların yaşadıkları dramlarla hayatımız bir korku filmine dönüşmüş durumda. Her yeri güzelleştirebilen bir kadını dünyaya neden sığdıramıyorlar ve yaşamayı çok görüyorlar insanın aklı almıyor. Kadınlara karşı her türlü ayrım ve şiddeti öğrendikçe sözün bittiği yerdeyiz aslında. Bugün bir kadın oyuncuyla kadına dair konuştuk. Kendi özgürlüğünü kendisi yaratan ve kendi istediği hayatı için mücadele veren cesaretli bir yolculuğu var onun. Fas’tan Türkiye’ye uzanan bir kadın oyuncu İman Casablanca’nın hikayesi bugün sizlerle buluşuyor. Herkese iyi pazarlar dileriz.
‘Baraj’ dizisi senin için nasıl bir proje oldu?
Proje geldiği zaman çok heyecanlandım çünkü uzun süredir Türkiye’de oynamayı istiyordum ve bu dizi benim ilk projem. Zahra karakteri benim kişiliğime çok uzak bir karakter, bir Afgan başka ülkeden gelen ve entrikalar yapan hırslı bir karakter. Karakterden çok şey öğreniyorum ve oynarken çok keyif alıyorum. İlk sete girdiğimde buraya geldim Türkiye’de oynuyorum ve o camianın içindeyim diyerek mutlu oldum. Türklerle ülkenin dilinde oynamak çok güzel.
Modelliği oyunculuğa giden bir adım olarak gördüm
Neden oyuncu olmak istedin?
İnsanlar eski mankenlere karşı ön yargılı oluyor ‘podyumdan çıkıp dizide oynuyor’ diyorlar. Benim için öyle bir şey olmadı. Ben ilk günden beri modelliği oyunculuğa giden bir adım olarak gördüm. Adım adım oyunculuk ile ilgili kendimi eğitmeye başladım. Fas’tayken Türkçe öğrenmeye başladım ve hep Türkiye’de oyuncu olacağımı düşündüm, hayal kurdum ve planlar yaptım. Arap ülkelerinde Türk dizileri çok izleniyordu. O dizileri izlerken hep düşünürdüm Faslı ya da Arap oyuncular Fransa’da Amerika’da var ama Türkiye’de yok. Vizyon olarak karar verdim Türkiye’de ilk Arap oyuncu olacağım diyerek ülkenize gelmek istedim. Arap bir kadın olarak aslında herhangi bir ülkede kadınsan dünyanın her yerinde bir şekilde baskı altındasın. Bir kadın olarak kadınların sesi olmak için oyuncu olmak istedim. Kadınların sesi olmak çok zor bir şey ve sesinin duyulması için tanınıyor olmak gerekiyor. İnsanlara en kolay ulaşabileceğin yer evlerindeki televizyonlar çünkü her eve giren tek bir şey var; diziler ve filmler. Oyuncu olursam insanlara daha yakın olurum ve mesaj verebilirim diye düşündüm. Fas’tayken en çok yaptığım şey filmlerdeki güçlü kadınların hikayelerini izlerken ‘ben de öyle olacağım’ diyordum. Oynadığım Zahra karakteri de aslında çok baskı altında yaşadığı ve çok zor bir geçmişi olduğu için bu noktaya geldi. O da bir mesaj veriyor aslında ve bir konu anlatıyor. Kızlara özellikle Arap kızlara mesaj vermek istiyorum o yüzden oyuncu oldum.
Kadınlarla, kızlarla ilgili sosyal sorumluluk projeleri yapmak istiyorum
Fas’ta hayatın nasıldı bir kadın olarak orada yaşamak nasıl?
Çok kültürlü bir aileden geliyorum rahmetli babam ve annem kültürlü okumuş insanlar ama toplum olarak kapalı olduğu için ‘kız bunu yapamaz, kadın bunu yapmaz’ diyerek büyütülüyorsun. Türkiye’deki kadınların mücadelesi gibi Fas’ta da bir mücadele veriyoruz. Bu mücadelelerden biri miras Fas’ta kadın erkekten daha az miras alıyor. Ben bunu bir kadın olarak kabul edemem. Fas ya da Türkiye’de değil tüm dünyada kadınlar hala haklarını her alanda alamıyorlar ve büyük bir mücadele var. Mesela dizide öpüştüğüm için Fas’ta ön yargılı bakarlar bana hatta belki saldırırlar. Ben mesleğim gereği dizide öpüşüyorum oysaki ve daha birçok şey kadının üzerinde bir baskı. Türkiye’de ve kendi ülkemde kadınlarla ve küçük kızlarla ilgili sosyal sorumluluk projeleri yapmak istiyorum en önemli proje ise eğitim. Eğitimli bir aileden geliyorum küçükken sürekli kitap okurdum kendimi yetiştirdim ve haklarımı biliyorum. Bunun için bir mücadele veriyorum ama kadınların yüzde doksanı bunu bilmiyor. Eğitimsiz, okula bile gitmeyen bir kadın nasıl bilecek kendini, haklarını ve nasıl yaşaması gerektiğini. Onun bildiği şey işte evde oturacak, temizlik yapacak eşine kadınlık yapacak.
Biz komşulara ve çevreye göre bir hayat yaşıyoruz
Bir de şöyle bir şey var doğduğun coğrafyayı, aileni seçemiyorsun. Eğitimli bir ailede doğmana rağmen sen bile baskılarla büyümüşsün, erkek kardeşlerin ile aranda ayrım yapılmış ve istediğin hayatı yaşayamamışsın neden?
Çünkü sokakta ne varsa ve hangi anlayış hakim ise o evi etkiliyor. Mesela komşulardaki durum erkekler dışarı çıkıyor ama kızlar çıkamıyor, sen de aynı şeyi yaşıyorsun. Baban ya da annen istese bile komşular ne diyecek diye senin özgürlüğünü kısıtlıyorlar. Biz komşulara ve çevreye göre bir hayat yaşıyoruz. Ben onun için evden kaçtım, ben hiç kimseye sadece kadın olduğum için hesap vermek zorunda değilim. 17 yaşındayken ‘oyuncu olmak istiyorum’ dedim ailem ‘olamazsın hayır mühendis olacaksın’ dediler. Ben istediğim şeyi yapacağım dedim itiraz ettiler ama biliyorum ki ağabeyim oyuncu olmak isteseydi olabilirdi. O bir erkek kendine bakar, sen bir kızsın bakamazsın mantığını hayatımda hiç sevmediğim için ben istediğim işi yapacağım diyerek Türkiye’ye kaçtım geldim çünkü Türkiye’de oyuncu olmak istiyordum. Rahmetli Babam peşimden geldi ‘tamam geri gel üniversiteyi bitir o zaman gidersin’ sonra anladım ki beni döndürmek için söylemiş. Dönmemim iyi bir yanı oldu üniversiteyi bitirdim ve bir diploma sahibi oldum.
Eğitim ve iş sahibi olmak kadınlar için çok önemli
Matematik mühendisliği eğitimi aldın ve dört dil biliyorsun. Bu kadar ayrım varken, kadın olmak bu kadar zorken güzellik yarışmasına nasıl katılabildin?
Üniversiteyi bitirdim bir iş teklifi geldi Dubai’ye taşındım. Fas’tan çıktığım için ve başka bir ülkede çalışmaya başladığım için artık özgür oldum. Kendi kararımı kendim vererek güzellik yarışmasına katıldım. Buradaki çok önemli nokta kendi ekonomik özgürlüğümün olmasıydı ve tek başıma hareket etme gücü veriyordu bu durum. İşte bu noktada eğitim ve iş sahibi olmak kadınlar için çok önemli. Kendi paranı kazanmaya başlayınca hiç kimsenin hükmü kalmıyor senin üzerinde ve o zaman kararlarını alabiliyorsun, benim için de öyle oldu. Dubai’ye taşındığım ve çalışmaya başladığım için kendi kararlarımı almaya başladım. Onlar razı olmasalar da ben kendi hayatımı yaşamayı seçtim.
Maalesef o çevre baskısından kurtulamıyorlar
Peki aldığın kararlara bir şey dediler mi?
En büyük problem annem oldu iki yıl hiç konuşmadık. Sonra barıştık ama mesela dizide öpüştüğüm için problemler çıktı sürekli aynı döngüde ilişkimiz devam ediyor. Maalesef o çevre baskısından kurtulamıyorlar. Ben de bir kadın olarak bir kızım olduğunda böyle bir şey yaşasın istemiyorum, herkes kendi hayatını yaşasın isterim. Biz buraya nasıl geldik? Geçmişte tarihe baktığında başka ve güçlü kadınlar bizim için gerçekten savaş verdiler ve onların katkısıyla biz bu hayatı yaşıyoruz. Benim de şu anda bir şeyler yapmam gerekiyor ki kızım olursa babası kalkıp da sen kız olduğun için istediğin işi yapamazsın demesin. Bu noktaya gelelim ki öyle bir hakkı olmasın, onun için uğraşıyorum. Bu işi yaparak burada başarılı olduğumda başka kızlar da örnek alsın. İlla ki oyuncu olmakla ilgisi yok hayatın herhangi bir alanında kız çocukları, kadınlar istedikleri kendi hayatlarını yaşayabilsinler ve güçlü olsunlar istiyorum. Bazı kadınlar der ki evlenmek istiyorum böyle mutlu olurum bununla ilgili bir problemim yok, öyle istiyorsa öyle olsun ama öyle yapmak zorunda kalıyorsa o başka bir konu oluyor o beni çıldırtıyor. Çünkü büyük bir haksızlık oluyor kadın olduğun için böyle bir hayat yaşıyorsun ve bunu yaşamak gerçekten çok ağır bir şey. Ben hatırlıyorum şu anda özgür oldum ama o dönemlerde çok ağır şeyler yaşadım sen yanlış bir şey istemiyorsun ki. Sadece sevdiğin işi yapmak istiyorsun ya da hayatınla ilgili kararları kendin vermek istiyorsun ama işte cinsiyet mevzusu sen kızsın yapamazsın, çıkamazsın, gidemezsin, yurt dışında okuyayım diyorum okuyamazsın çünkü kızsın ben seni nasıl yollayayım oraya ama ağabeyimi yollarsın artık bu anlayışın değişmesi gerekiyor.
Kaderim Türkiye oldu
Neden özellikle Türkiye’de yaşamayı ve oyuncu olmayı tercih ettin?
Hayatta bir çağrışım oluyor, bir şey seni çağırıyor ve sen oraya gidiyorsun. Bazıları bu sesi duyuyor ve gidiyor. Dünyaya geldiğinden beri bazılarımız ne yapmak istediğini biliyor. Ben hep kadınların haklarıyla ilgili bir sürü şey yapmak istiyordum ve bunu oyunculuktan çıkarak yapmayı seçtim. Türkiye Arap ülkelerle aynı değil farklılıklar var ama burada da büyük bir savaş var belki de o yüzden kaderim burası oldu. Ben Türkiye’ye geleceğime karar verdiğim dönemde çok gençtim Türkiye’deki diziler Gümüş, Aşk-ı Memnu’yu izliyorduk. Beni Türkiye her şeyiyle çok etkiledi.
Kıvanç Tatlıtuğ ve Çağatay Ulusoy’a hayranım
Hayran olduğun Türk oyuncular kimler?
Kıvanç Tatlıtuğ ve Çağatay Ulusoy benim için çok önemliler ve yolculuklarını hayranlıkla izliyorum. Best Model olarak oyunculuğa geçen ama şimdi bambaşka bir kategoriye yerleştiler. Çok büyük bir gelişim ve değişim var onlarda ben de onu yapmak istiyorum. Bir anda kadın oyuncu aklıma gelmedi ama ‘Kadın’ dizisi kadına dair çok güzel projeydi ve verdiği mesajlar çok değerliydi, çok şey öğretti seyirciye. Özge Özpirinçci’yi hayranlıkla izledim.