Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

İNSANLARIN KOÇLUĞA İHTİYACI YOK AMA İNSANLARIN İHTİYAÇLARI VAR

İNSANLARIN KOÇLUĞA İHTİYACI YOK AMA İNSANLARIN İHTİYAÇLARI VAR VE BU İHTİYAÇLARI KARŞILAMAK İÇİN KOÇLUK ÇOK İYİ BİR YÖNTEM

Dünya değişiyor, insanlar değişiyor özellikle dijitalleşme ile birlikte hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. İş hayatından özel hayatımıza kadar hiçbir şey eskisi gibi değil. Bu değişim ve dönüşümün bir parçası olmak için kendi hayatımızı yeniden dizayn etmeli ve yerimizi belirlemeliyiz. Yazar, eğitmen, iletişimci, anlatıcı, koçluk alanında ICF tarafından verilen MCC ünvanına sahip dünyadaki 400 kişiden biri, benim yolculuğumda da rehber olan isim Umut Kısa ile konuştum. Kitapları kariyer ve kişisel yolculuğumda yol gösterici olmuştu, kendisiyle online tanıştığıma memnun kalarak sohbetiyle de zihnim aydınlandı. Herkese iyi gelecek Umut Kısa röportajı ile sizleri baş başa bırakıyorum. İyi pazarlar.

Siz tam olarak ne iş yapıyorsunuz, çıkış amacınız ne?  

Ne iş yaparım, ne faydam vardır bundan emin değilim ama kendimi fayda yaratmaya çalışan bir iletişimci olarak görüyorum. Tabii koçluğun benim hayatımda çok önemli bir yeri var çünkü en çok çalıştığım alan. Şirketler ve yöneticiler ile birlikte çalışıyorum sadece bireyler değil ekiplerle de kolaylaştırma ve moderasyon çalışmaları yapıyorum. Temelinde yaptığım iş insanların bir şey söylediklerinde aslında ne söylemek istediklerini analiz edip onlara yeniden sunmak. Bir amacım var; kiminle tanışırsam tanışayım, kiminle iletişime girersem gireyim olabildiğince onun bir üst bilinç aşamasından konuya bakabilmesini sağlamak.  

İşte o anda başka bir sorgulama ve içe dönüş başlıyor

Bu iş ile uğraşmanızın bir sebebi, sizi bu işe yönlendiren bir kırılma noktanız var mı?

Bendeki kırılma noktası şu olabilir: Yıllar önce üç arkadaş bir evde kalıyorduk, güzel bir iletişimimiz vardı ama bir gün bana şunu söylediler; “Umut biz seninle artık yaşamak istemiyoruz.” O anda hiç anlamıyorsun nedenini, nasıl olabilir ki.  “Seviyorum bu insanları ve onlara iyilik yapmaya, çıkarlarını kollamaya çalışıyorum onlara kötülük yapmayı düşünmedim.” diyorum. Ama karşımda iki insan var -tek kişi de değil- ikisi birden benimle yaşamak istemediğini söylüyor. İşte o anda başka bir sorgulama ve içe dönüş başlıyor.

O pozisyon olmasa ben sokakta hiçbir şeyim

Kendi içinizde bir yolculuk başladı peki bu durumu mesleğe dönüştürme kararı nasıl oldu?

Sabancı’nın şirketlerinden birinde icra komitesi üyesi olarak çalışıyordum. Ücreti yüksek, makam arabası olan, bir sürü personeli olan bir beyaz yakalı yöneticiyi düşünebilirsiniz. Birçok kişinin hayali ve özlemi olan bir konum olarak görünebilir. Ama neyin size acı verdiğini bilemezsiniz, her şeye sahibim ama bir şey eksik. Makam arabasının şoförünün her zamanki gibi kapıyı açtığı, bana karşı inanılmaz hürmetinin olduğu yine bir gün, o anda bir şey dank etti kendi kendime. Şu anda bu şoför ya da sokaktaki herhangi biri ya da arkadaşlarımın her biri acaba bana ben olduğum için mi yoksa bu unvana sahip olduğum için mi değer veriyor? Buna cevabım çok netti herkes bana pozisyonumdan dolayı saygı duyuyor elbette insan olarak sevebilirler, başka özellikler atfedebilirler ama yine de o pozisyon olmasa ben sokakta hiçbir şeyim. Bu sorgulama garip gelebilir o sorgulamalar içindeyken aynı gün Genel Müdür ile görüşmeye gittim ve istifa kararımı bildirdim.

On yılda kazanacağım kadar kazancı bir yılda elde ettim

Çok radikal bir karar muhtemelen delirmişsiniz diyebilirler

Hakikaten öyle! Bilmiyorum belki de delirmişimdir. Genel Müdüre en basit açıklamayla “Şimdi siz beni burada çalıştırıyorsunuz ve koşullarım her anlamda çok iyi, bana hep iyi davrandınız fakat değerimden emin olamıyorum” dedim. Nasıl yani dedi ve şaşırdı. “Siz bana bir ücret veriyorsunuz ben de bu ücretin karşılığında size bir iş yapıyorum. Eğer size ben daha fazla iş yapıyorsam siz bana haksızlık ediyorsunuz, eğer siz bana hak ettiğimden daha fazla ödüyorsanız o zaman da ben size haksızlık ediyorum. İşte ben o haksızlık etmediğim noktayı bulmaya çalışıyorum. Siz olmadan ben kimim, benim değerim ne onu bulmaya çalışıyorum.” ticari bir şekilde o ortamda açıklanabilecek en mantıklı açıklamayı yaptım. İşten ayrıldığımda yüz liralık gelirim varsa otuz liralık gelir karşılığında istifa ettim. Elimde o güne kadar kazandığım unvanlar, itibarlar kalmamıştı. Çıplak bir ben haline gelmiştim. Ama işten ayrıldıktan sonra bir yıl içerisinde diğer tarafta on yıl boyunca kazanacağım kadar kazancı bir yılda elde edebildim. Ve ondan sonra büyüyen bir süreç oldu. Bugün neredeyse 45 kişilik farklı farklı insanlardan oluşan ekiplerin tamamını yönetiyorum.

Eğitim ve koçluk hizmetleri veriyoruz

Ne gibi hizmetler veriyorsunuz?

Şirketlere eğitim ve koçluk hizmetleri veriyoruz bir diğer birimimiz izotomi gibi alanda ergenlerin meslek seçimleri ve danışmanlık hizmetlerinde envanter çalışmaları yapıyor.  Yayıncılık alanımızda Sola Unitas Yayınları, Sola Kidz, Sander Yayınları, kitapkoala.com ve bir kitapevi var. Kitapkoala.com’un tüm gelirleri sokak hayvanlarına tedavi masrafı olarak kullanılıyor. Temel olarak eğitim ve birebir koçluk çalışmaları asıl iş alanlarımız.

Hiç kimsenin bir koça ihtiyacı yok

Neden bir yol göstericiye ihtiyacımız var?

İhtiyacımız var mı bilmiyorum ihtiyacımız yoktur belki, bunu ihtiyaç ile tanımlayamayız. Eğitimlerde hep şunu söylerim hiç kimsenin bir koça ihtiyacı yok. Bunu anlamakta zorlanıyor insanlar. O zaman niye koçları yetiştiriyorsun ya da niye koçluk yapıyorsun diyorlar. Çok haklılar bunu söylemekte ama bakış açısı doğru olmadığı sürece yaptığınız şey doğru olmuyor. Herhangi bir ortamda karşılaştığımızı düşünelim bana ne iş yapıyorsun dediğinde koçluk yapıyorum cevabına büyük ihtimal burun kıvıracaksın ki toplum açısından bu böyle. Ama benimle konuşurken sana yöneticilerin terfi etmesine destek oluyorum dersem ne düşüneceksin?

İnsanların ihtiyaçlarına ne kadar karşılık gelebiliyorsan o kadar varsın hayatta

O zaman yaptığınız iş çok cazip gelebilir  

Eğer yöneticiysen ve terfi etmek istiyorsan direk olarak ilgin bende olacak. Bence insanlar koçluk yaptıklarını düşünerek büyük bir hata yapıyorlar. Yaşam koçluğu, astrolog şu bu vs. bir şey yapmıyorsun bunlara insanların ihtiyacı yok ama insanların kendi ihtiyaçları var. Daha iyi ilişkiler istiyorlar, terfi etmek istiyorlar, iş bulmak istiyorlar. Bu insanların ihtiyaçlarına ne kadar karşılık gelebiliyorsan o kadar varsın hayatta. Bir şeyi nasıl söylediğin önemli bu noktada. Yaşam koçu vs. diye kendini tanımlayan mesleklere bakıyorum insanlar şunu satmaya çalışıyor; “Ben yaşam koçuyum gel sana destek olayım, senin hayatını çok daha iyi bir yere getireyim.” Senin hayatın neredeki bunu nasıl yapıyorsun? Sen neredesin, sen ne yaptın hayatında?  Yıllarca terfi etmek isteyen yöneticiler ile çalıştım. Terfi etmek isteyen yöneticilere destek oldum ama bunu yaparken kullandığım araç koçluktu. İnsanların koçluğa ihtiyacı yok ama insanların ihtiyaçları var ve bu ihtiyaçları karşılamak için koçluk çok iyi bir yöntem.

İş bulma ihtiyacını psikoloğun karşıladığından emin değilim

İnsanlar psikoloğa gitmeyi bile ihtiyaç olarak göremezken hatta saklarken koçlara, danışmanlara gitmesi biraz zor gibi geliyor

Kimimiz acı çektiğimiz zaman sorunu çözme eğilimine gireriz, kimimiz de mutluyken daha fazla ilerleme eğiliminde olan insanlarız. Burada belki sorman gereken soru şu: Tamam da niye sana gelsin, bu kişi niye başka uzmanlara psikolog gibi başka uzmanlara gitmesin? Bunun basit bir sebebi var başka alanlarda uzman birilerine gittin ve sende hiçbir şey değişmedi. Alanında uzman kişilerin içinden biri sana gerçekten iyi gelir ve huzur verirse o zaman diyorsun ki bu yöntem en iyi yöntem bundan faydalanıyorum. Buradaki basit mesele senin sorununun hangi aşamada çözüldüğü, sana nasıl hissettirdiği. Ben insanların psikoloğa gitmeyi bir ihtiyaç gibi görmediklerini düşünmüyorum ama 1 milyon dolarlık bir yatırım kararını ya da iş bulma ihtiyacını psikoloğun karşıladığından emin değilim.

Öz yeterlilik algın değişmeye başladığında, hayatın da değişmeye başlıyor

Size geldiğimde ne vadediyorsunuz, bana sunduğunuz başarı ve motivasyon ne, sihirli değnek ile hayatımı değiştiriyor musunuz?

Değişim derken çok radikal şeylerden bahsediyoruz ama bazılarında gerçekten radikal değişimler oluyor. Bence en önemli meselelerden biri kendi öz yeterlilik algın. Öz yeterlilik algın değişmeye başladığında, hayatın da değişmeye başlıyor. Hem başka bir perspektiften görüyorsun ve adımların değişiyor. Birinin öz yeterlilik algısında bir değişim gerçekleşmesi için de bir şeye ihtiyacı var, bu da başka birinin onun öz yeterlilik algısıyla eşit seviyede iletişim kurabilmesi. Yani başka biri için var olabilme yetkinliği. İnandığım ve sevdiğim güzel bir söz: “Bırak insanlar kendi muhteşemliklerini senin gözlerinden görsünler”.  Herkes başka birini değiştirmeye çalışıyor ben diyorum ki; “Sen muhteşemsin ama değişmek istiyorsan böyle bir yol var ister misin?” Bu seçimi sunduğum zaman insanlar bir parça değişiyorlar ama bu hem sihirli değnek hem değil. Süpermen’in pelerini vardır uçar ve amacı insanları mutlu etmektir. Ben de insanları onların duygularını yöneterek mutlu yapabilirsem, onların duygularını anlayarak yapabilirsem Süpermen’den farklı bir güce sahip olmam ki. O yüzden duygu yönetimi ya da insanların duygularını görmek ve onları yönetmek asıl süper kahramanlık becerisi bence.

İnsanlar heyecanlarını kaybetti

İnsanların hayatındaki temel sorun ve boşluk ne?

Hayatları yok, eleştiri olarak söylemiyorum zorunda kaldılar büyük olasılıkla. Her sabah uyandıklarında o gün onları heyecanlandıracak bir şey bulamıyorlar. İnsanlar heyecanlarını kaybetti. Halbuki heyecansız hayat yaşanmamış bir hayat gibidir.

Şikayetten uzak dur ve bir şeyler yap

İş hayatında terfi mi daha kolay yoksa duygusal dünyada terfi mi?

Bence ikisi de çok kolay. Eğer duyguları yönetme becerilerin varsa kendinde ve diğerlerinde insanların sevgisini, ilgisini, saygısını kazanmak dünyanın en kolay şeylerinden bir tanesi. Bunu yapmak çok zor değil; insanları daha az yargıla, insanların oldukları kişi olarak iyi olduklarını hissettir ve onlara geri bildirim değil ileri bildirimler ver. Gelecekte ne olmak istediklerini daha net olarak tanımla bir de doğru kişilerle çalış, iletişim ve ilişki kurmak çok önemli kriterler. Ve bunların hepsi senin elinde olan şeyler. Serzenişte olmayı ve kurban rolünü bırak. Şikayetten uzak dur ve bir şeyler yap.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi