Abdullah Biricik
Icardi ve seçim sonuçları
Bazı özel oyuncular vardır futbolda. Sizi tek başına şampiyon yapabilme seviyesindedir.
Onlardan birisi de Mauro Icardi. Özel yaşamı ve Wanda Nara ile yaşadığı ilişki, oynadığı futboldan daha çok konuşulsa da tek kelime ile fark yaratan bir oyuncu. Futbola Sampdoria kulübünde başlayan Arjantin’li yıldız, 6 sezon oynadığı İnter kulübünde 124 gol attı. Kafayla, sağ ayakla, sol ayakla Allah ne verdiyse.
Attığı gollerin çok büyük bir bölümü önemli maçlarda ve önemli dakikalarda. Dünyanın en büyük kulübü PSG’ye gitti. 3 sezon benzer performansla oynadı. Galatasaray yönetimi inanılmaz bir transfer başarısı ortaya koyarak Icardi’yi Galatasaray’a getirmeyi başardı. Dün gece İstanbulspor maçını neredeyse tek başına aldı! Attığı goller o kadar kritik dakikalarda ki! İlk gol ilk yarının bitiminde, diğeri Galatasaray 10 kişi kalmışken, maçın berabere kalma ihtimalinin yaşandığı dakikalarda. Bu seviyede katkı sunabilen bir forvetiniz varsa daha doğru bir deyimle o forveti transfer etme yeteneğiniz varsa şampiyonluk da kaçınılmaz oluyor!
Icardi dün herkesin kafasının seçim sonuçlarında olduğu, maça konsantrasyonun minimum seviyede olduğu bir ortamda direksiyona geçerek belki de Galatasaray’a şampiyonluğu getirdi. Makalenin devamını “seçim ve futbol” değerlendirmesine ayıracağım için Mauro Icardi performansının yanına sadece Vitor Nelsson’u ekleyeceğim. Taraftarların “üçlü çektirmek” için çağırdığı isim sezon boyunca Icardi seviyesinde performans gösteren Victor Nelsson’du. Nelsson Galatasaray’a ve Türk futboluna Sergio Ramos kıvamında katkı sunuyor.
Süper Ligde kıyasıya yaşanan şampiyonluk heyecanı yerini seçim heyecanına bırakmıştı. Futbol ile ilgilenen insanların büyük bir bölümü seçim sürecine kitlenmişti. Kuşkusuz seçim sonuçları ülkenin geleceğini belirlemesi açısından daha önemli ve kıymetliydi. Bu sebeple futbol (olması gerektiği gibi) ikinci plana atılmıştı. Sonuçlar pek çok kesimi hayal kırıklığına uğrattığı gibi önemli bir kesimi de mutlu etti. Hayal kırıklığına uğrayan insanların sığınabileceği, biraz da olsa normale dönebileceği bir liman futbol. Pek çok insanın “11 kişinin bir topun peşinde koştuğu anlamsız bir spor” olarak değerlendirdiği, kimilerinin de bir spordan öte bir yaşam şekli olarak algıladığı futbolun, milyarlarca insanı peşinden sürüklediği ise yadsınamaz bir gerçek.
Hatta seçim değerlendirmesi yapan pek çok sporsever, siyasi partilerin önemli bir futbol politikasına sahip olmadıkları ve bu anlamda taraftarlara yeterince ulaşılamadığı görüşünde. Seçim bildirgelerinde ve seçim vaatlerinde futbola yeterince yer verilmediği gerçeği, bu iddiaları doğruluyor. Sözgelimi pek çok siyasi parti gençlere hitap etmek için Instagram veya TikTok gibi pek çok sosyal medya platformunu kullanmaya başladı. Ev hanımlarına, emeklilere hatta çocuklara yönelik pek çok politika üretilirken, futbol izleyicilerine yönelik somut adımlar göremiyoruz. CHP’nin “CHP Spor Kurulu” olarak kurduğu bir kurul var. Hatta bu kurulun sosyal medyada resmi bir sayfası da var. Futbolun içerisinde “yabancı sınırı” “yayın ihalesi” “hakem performansları” “kulüplerin Avrupa arenasında istediği sonuçları alamaması” “A Milli Takımdaki çarpık yapılaşma ve başarısızlık” gibi çözüm bekleyen sayısız problem varken, bu kurul mayıs ayında yani seçim çalışmalarının en yoğun geçtiği ay içerisinde Ankara’da bir kahvaltı programı yapmış ve İzmir’de gerçekleşen "Sporfest" Spor Festivaline iştirak edilerek İzmir’deki spor kulüplerinin stantlarını ziyaret etmiş. Belki komik olacak ama bu kurul üyeleri İzmir’de gerçekleşen parti mitingine katılmış ve bu katılım resmi sayfadan haber olarak paylaşılmış. Futbol ile ilgili tek bir çalışma, problemlerin çözümüne yönelik tek bir politika, oy almaya yönelik tek bir vaat, tek bir seçim çalışması yok. Ancak şu da bir gerçek ki; -futbola her ne kadar yabancı olsa da- tüm siyasi partiler içerisinde “Spor Kurulu” olan tek parti CHP.
Tüm partilerin özellikle de seçimlerde istediği sonuçları alamayan siyasi partilerin en çok ihmal ettiği, konu, dünyanın en büyük endüstrilerinde birisi olan futbol.