Mutlu Hesapçı
HİKÂYE KİBİRLİ OLMAMALI, ONU ÇEKENLER DE BU KİBİRDEN ETKİLENMEMELİLER!
Kendisiyle yıllar önce Eskişehir Film Festivali’nde tanıştım. Tanıdığım ilk anda fark ettiğim en önemli özelliği ki herkeste olmayan ‘ben şuyum, ben buyum’ havalarında dolaşmayan, isminin önüne yönetmen kimliğini koyarak insanlara yaklaşmayan mütevazı bir duruşu olmasıydı.
Yıllar önce tanıştığım yönetmen Murat Saraçoğlu’nun duruşu hiç değişmedi yıllar içinde çok başarılı dizilere ve sinema filmlerine imza attı. Kendisini takip etmeyi sürdürüyorum ve başarılarını alkışlamaya devam ediyorum. Murat Saraçoğlu üç sezondur ‘Bir Zamanlar Çukurova’ dizisini yönetiyor ve kendisi uzun soluklu dizilerin başarılı yönetmeni. ‘Bir Zamanlar Çukurova’ dizisini hocam nasıl bir dizi çekiyor diye ondan dolayı izlemeye başlamıştım sonrasında diziyi bırakamadım. Her hafta ilgiyle izliyorum ve çok beğeniyorum. En son bölümü izledim -izleyenler bilir Yılmaz öldü diye- kahroldum ağlamaktan içim dışıma çıktı. Çünkü aşıklar kavuşamadı olacak iş mi? ‘Bir Zamanlar Çukurova’ tüm kategorilerde her hafta zirvede ve en çok izlenen dizi olmayı sürdürüyor. Dizinin başarısı için Murat Hocamı tebrik etmek istedim ve sizler için de bu vesileyle röportaj yaptım. Kendi hayat senaryonuzu yazabilmeniz umuduyla yeni yılınızı kutlar sağlık, başarı ve mutluluk dileriz. Unutma hayatının başrolü sensin!
Bir proje yönetmenini nasıl buluyor ve o yönetmen projede olmaya nasıl karar veriyor?
Birçok yöntemi var bunun. Bazı yönetmenler için yapımcılar tarza uygunluk arıyor, bazen yönetmenin sadece önceki yaptığı işlere bakılıyor, bazen de sadece karşılıklı ticari vb. uyum söz konusu olabiliyor. Ama artık işler ve şirketler doğru kurumsallaşmaya gittiği için karşılıklı bir süreç, hayal etme ve ortak noktada buluşma şeklinde de gerçekleşiyor. Tabii en güzeli bir yönetmenin hayal etmesi öncelikle. Bir yönetmenin hayal kurmadığı ya da diğer parametrelerin bu hayalin önüne geçtiği işlerin çok sağlıklı olacağına inanmıyorum. Bazı şirketler hala en son yönetmeni bulmayı tercih ediyorlar bu çok yanlış.
Her hafta yayına yüksek kalitede kaset göndermeye çalışmak dünyanın en zor şeylerinden biri
Bugüne kadar yaptığın işlere baktığımda hepsi özel projeler. Uzun soluklu diziler ve güzel sinema filmleri. Geriye dönüp baktığında hissettiğin duygu nedir?
Hepsine çok ter akıttım ve hikâyeyi anlatmaya odaklı zaman geçirdim. Kendimi kahrettiğim anları bile şimdi tebessümle hatırlıyorum. Hissettiğim tam olarak bu! Her hafta yayına yüksek kalitede kaset göndermeye çalışmak dünyanın en zor şeylerinden biri.
Sinema üzerine kafa yormaya ve hayaller kurmaya başladım
Yönetmen olmaya nasıl karar verdin bir çocukluk hayali miydi?
Evet hemen hemen… Arkeolog olmayı da çok istiyordum ama ‘Kamçılı Adam’ı seyrettiğim zaman sinema üzerine kafa yormaya ve hayaller kurmaya başladım.
Yönetmenlik hikâye anlatıcılığıdır
Yönetmenliği, yazılan bir hikâyeyi aslında senaryoyu hayale dönüştüren kişi olarak tanımlıyorum ben, sence de öyle mi?
Yönetmenlik hikâye anlatıcılığıdır. Televizyon dünyasında daha zanaatkâr bir iş olarak bakılıyor ama anlatıcılık anlatıcılıktır. Senaryoyu hayale dönüştürmekten çok, kurulan o hayali ete kemiğe ve manevi bir hazza dönüştürmek diyelim buna.
Çukurova’nın kendisi de çok önemli bir etken ve fonumuzda hep o var
‘Bir Zamanlar Çukurova’ çok başarılı bir proje başladığı günden beri kaçırmadan izliyorum. Öyle ki reytingler de bu başarıyı gösteriyor. Bu dizinin bu kadar çok sevilme sebebi dizinin yönetmeni olarak sence nedir ve biz izleyiciler neden bu kadar çok sevdik bu diziyi?
‘Bir Zamanlar Çukurova’ paket olarak üzerine çok kafa yorulmuş bir iş ve bu yaklaşım üç sezon sonunda bile aynı tazelikte devam ediyor. Senaryo, şirket, ekip, yönetmen ve oyuncular hala en küçük mizansen detayında bile en doğrusunu bulmaya uğraşıyor. Titiz bir çalışma var yani. Nasıl olsa tutmuş iş bu da böyle olsun diye bir yaklaşım bizim organizasyonumuzda asla yer bulamaz. Çukurova’nın kendisi de çok önemli bir etken ve fonumuzda hep o var. Ayrıca yetmişli yıllar o dönemin tarzı, şarkıları ve en temelde hakiki aşk duygusu halkımızın hep sevdiği ve etkilendiği bir durum. Kısacası paket olarak klişe olabilecek şeyleri modern bir tazelikle ama klasik bir hikâye üzerine paket ederek anlatılan bir hikaye çok fazla karşılık buldu seyirci üzerinde.
İkisi de olabilir ama…
Kötü oyuncu var mıdır yoksa yönetemeyen yönetmen mi vardır. Bu soruyu şu nedenle soruyorum bazı projelerde oynayamayan oyuncular bir bakıyorsun başka bir projede iyi oyuncu olmuş dedirttiriyor.
İkisi de olabilir ama bütün yapım tasarımıyla ilgili de olabilir, harcanan mesaiyle de… Ridley Scott’ın filminde Selahattin Eyyubi’yi oynayan ve hayran kaldığımız oyuncunun bir Türk işinde o kadar bize inandırıcı gelmemesini bu şekilde açıklayabiliyorum ben.
Nazan Kesal artık oyuncudan çok öte benim için
Çok değerli oyuncular ile çalıştın projelerinde. Dünya gözüyle iyi ki çalıştım dediğin oyuncu ve çalışmak istiyorum dediğin oyuncular var mı?
Gerçekten çok değerli oyuncularla çalıştım. Onların hayata ve hikâyelerimize bakışlarından çok şeyler de öğrendim hala da devam ediyor bu süreç. Dönüp baktığımda Tarık Akan’ı tanımış olmaktan çok çok mutluyum. Şerif abla (Sezer) da bir şey çekmeye başladığımda her zaman aklıma gelir onunla geçirdiğim her çekim günü bana bir şeyler öğretmiştir. Nazan Kesal artık oyuncudan çok öte benim için. Vahide Hanım da birkaç sayfada anlatacağımız bir sahneyi bir bakışıyla anlatıp bana bütün lafları çöpe attırmış çok özel bir oyunculuk aurası olan çok çok önemli bir oyuncu. Amerikalı ya da İngiliz olsaydı yanına yüz metre yaklaşamazdık bence. Türkiye’de çok önemli ve değerli oyuncular var.
Başarı her şeyden önce hikâyeye ve karakterlere özen gösterip çok çalışmakla ilgili
‘Bir Zamanlar Çukurova’ ilk yola çıktığınızda bu kadar uzun süreceği planlanmış mıydı? Bir dizinin bu kadar uzun sürmesinin ve başarısının en önemli sebebi nedir? Dizi daha kaç sezon devam edecek?
Elbette bu kadar büyük bir yatırım, güçlü yapım tasarımı kısa süre için yapılmaz uzun süreli bir planlama yapıldı, seyirci de teveccüh gösterdi. Dizinin başarılı olması daha önce de anlatmaya çalıştığım gibi birçok parametreye bağlı. Her şeyden önce hikâyeye ve karakterlere özen gösterip çok çalışmakla ilgili. Ben özel olarak başka bir yorumda bulunmak isterim; bence bir hikâye kibirli olmamalı, onu çekenler de bu kibirden etkilenmemeliler. Seyirci bu kibri hemen anlıyor, belki tam tarif edemiyorum ama ben kısaca samimiyet diyorum bu duyguya. Samimiyet için de her şey lazım hiçbir şey tek başına yeterli değil; ne senaryo, ne yönetmen, ne oyuncu ama hepsi birden gerekli.
Bütün karakterler etkiliyor
‘Bir Zamanlar Çukurova’ dizisinde senin farklı bir yere koyduğun ve seni farklı etkileyen bir karakter var mı?
Hepsi etkiliyor Züleyha, Demir Yaman, Gaffur, Saniye, Fekeli, Haminne…
Atlar beni tedavi ediyor
Atlara olan hayranlığın ve özel ilgin neden kaynaklanıyor, atlarla ilgili nasıl bir dünya kurdun kendine?
Atlar beni tedavi ediyor kesin ve net cümlem bu. Her şeyi, bütün sıkıntılarımı unutuyorum atlarla…
Adana benim için dizi çektiğim bir yer değil, yaşadığım şehir
Adanalı oldun diyebiliriz artık buradan Adana’ya ve Adanalılara dair neler söylemek istersin?
Adana benim için hep bereketli bir yer oldu, çok seviyorum Adana’yı. Yıllar önce daha yolun çok başındayken Adana’dan Turap adlı bir at almıştım, beni atçılığa o bağladı. Sonra ‘Bir Zamanlar Çukurova’ dizisi geldi. Gaziantep’te ‘Karagül’ dizisini çekerken de Adana’ya hem çekime hem de hipodroma gelip gidiyordum zaten. Şubatın sonunda da kısmet olursa eşim Adana’da doğum yapacak ve kızım buralı olacak inşallah. Adana benim için dizi çektiğim bir yer değil, yaşadığım şehir!
Akıl ve ruh sakinliği lazım
Yoğun bir çalışma temposunun içindesin ama yeni projeler var mı bekleyen ya da gerçekleştirmek istediğin. Mesela kendinin yazdığı bir hikâyeyi yönetmek gibi.
Her zaman var hatta bunun için sürekli hayal kuruyorum ama akıl ve ruh sakinliği lazım. Benim dinamiklerim sektörden vazgeçmeye pek uygun değil. Uygun zamanı ve imkanı bekliyorum diyelim şimdilik.