Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

HEPİMİZ AYNI ANDA ATEŞBÖCEKLERİNİ GÖRMEYE BAŞLAYACAĞIZ VE UMUDA DOĞRU HAYALLER KURACAĞIZ!

Sen yalnızlığı yakından gördün mü hiç? Ben gördüm. Bahsedildiği gibi değilmiş. Ben daha iri yarı bir şey bekliyordum…”

“…Hocam bir insanın iç acıları toplamı kaçtır siz ondan haber verin!”

“Hani radyoda çok sevdiğin bir şarkıya denk gelir sevinirsin de, tam sesini açtığında şarkı biter ya…”

“… Senin adına konuşan ne çok insan var, hiç dikkatini çekti mi?”

“… Hani siz halkın ekmek davasının şeysiydiniz?”

Yukarıdaki cümleler kafamın içinde hep durdu, bir tiyatro oyunundan daha fazlası oldu benim için hatta aralarda sohbetlerde yol arkadaşlığımızı ölçmek için ‘Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?” demişliğim vardır insanlara. Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği oyunu zamanında tiyatroda maalesef izleyemedim sonrasında o dönemler VCD olarak yayınlandığında arşivime aldım ve defalarca izledim. Hep aklımda “ahhh keşke tiyatro sahnesinde izleyebilseydim.” Şimdi yıllar sonra o efsane tiyatro oyunu sinema perdesinde. Yılmaz Erdoğan tarafından kaleme alınan oyunun, film versiyonunda yönetmen koltuğunda Andaç Haznedaroğlu oturuyor. Filmin oyuncu kadrosunda Ecem Erkek, Yılmaz Erdoğan, Atakan Çelik, Merve Dizdar, Devrim Yakut, Ushan Çakır, Sinan Bengier, Bülent Çolak ve Engin Alkan gibi isimler bulunuyor. ‘Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?’ 9 Nisan’da izleyicisiyle Netflix platformunda buluşacak. Ben sizlerden önce basın mensubu olarak bu buluşmayı yaşamış bulunuyorum ve sizlerin de buluşması için sabırsızlanıyorum. Bu güzel dünyanın iki önemli yaratıcılarından Yönetmen Andaç Haznedaroğlu ve Sanat Yönetmeni Nilgün Nalçacı’ya ‘Sen Hiç Ateşböceği’ gördün mü diye sordum. Güzel duyguları hissetmeyi unuttuğumuz bu dönemde güzel ve anlamlı bir hikayenin içinde olmak gibisi yok. Belki hepimiz aynı anda ateşböceklerini görmeye başlayacağız ve umuda doğru hayaller kuracağız. Olur mu olur!   

SANAT YÖNETMENİ NİLGÜN NALÇACI 

ANNEMİN  FOTOĞRAF ALBÜMLERİNDEKİ  FOTOĞRAFLAR EN BÜYÜK YOL GÖSTERİCİM OLDU

Kullandığınız mekanlar nasıl oluşturuldu set mi, gerçek mekan mı? 

Beykoz Kundura fabrikasının  içerisinde daha önceden çekim için inşa edilmiş bir ahşap konağı iç ve dış olarak giydirdik.

Hangi gerçek mekanlarda çekimler yapıldı örneğin öyle bir konak var mı?

Öyle bir konak yok, çekim yapmak üzere yapılmış bir ev. Gerçek mekan olarak Süleymaniye' de bir sokak giydirdik. Cağaloğlu Lisesi ve Lape Hastanesi’nde çekimlerimiz oldu. Onun haricinde tüm mekanlarımız 1950- 1970 sokaklarımız dekordu ve platoda çekildi.

Özellikle aksesuarlar, kostümler dönemin ruhunu yansıtıyordu. Çok ince detaylarda zamanın ruhunu yakaladık. Hazırlık süreci uzun sürdü mü ve nasıl bir ön çalışma yaptınız? 

Beş hafta kadar bir hazırlığımız oldu. Filmde hikaye bir fotoğraf albümünün sayfalarından ilerliyor. Annem, Perihan Türksoy ve  Gülseren karakteri aynı yaştalar. Annem de bir konakta büyümüş ve fotoğraf çektirmeye meraklı bir aileymiş. Annemin  fotoğraf albümlerindeki  fotoğraflar en büyük yol göstericim oldu. Genel olarak daha çok fotoğraf araştırması yaptım, senaryo 1950-1967-1972 1980-1990-2000 yıllarında geçiyor. Dolayısıyla her dönemin araştırmasını ayrı yaptım. Döneme damgasını vurmuş aksesuarları seçmeye özen gösterdim ki geçişlerdeki fark daha vurgulu olabilsin. Dönem fotoğraflarındaki renk farklılıklarını  dekorda da dönemin renkleri olarak yansıtmaya çalıştım.

Oyuncuların üzerinde dönem geçişleri yapılırken özellikle hangi değişimler üzerinde durdunuz?

Oyunculardaki dönem değişimlerini, dönemin ruhunu yansıtan saç modelleri, makyaj, dönemi en iyi anlatan  kıyafet ve desenlerle yaptık. 

Bu sorum filmin adı “Sen Ateşböceği Gördün mü?”

Evet bir kere ateşböceklerini gördüm ve inanılmaz keyifli bir an’dı!

YÖNETMEN- ANDAÇ HAZNEDAROĞLU

GERÇEKTEN ÇOK İYİ YAZILMIŞ BİR SANAT ESERİ  ZAMANSIZDIR

Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü? oyununu ilk ne zaman izlediniz, izlediğinizde ne hissetmiştiniz ve sizde bıraktığı etki ne olmuştu?

İlk yirmi yıl önce izlemiştim. Çok ağladığımı hatırlıyorum. Gülseren inanılmaz bir karakter. Kendimden çok şey bulduğum bir rol oldu hep. 

Başarılı ve unutulmaz bir tiyatro oyununu sinemaya uyarlamanın avantajları ve dezavantajları neler?

Gerçekten çok iyi yazılmış bir sanat eseri  zamansızdır. Bu öyle bir oyun. Her dönemde seyirciyle buluşacağına inanıyorum. Ekşi sözlük dahil hakkında olumsuz bir şey yazılmayan nadir oyunlardan biri. Filmi  kendi döneminde kurgulamak çekim için bir dezavantaj oldu. Ama iyi ki de öyle oldu. Unutmaya yüz tutulan yakın tarihimizi çok güzel anlatıyor film.

Yılmaz Erdoğan senaryo üzerinde değişiklikler yaptı mı, tiyatro oyunu metninde sinemaya geçişte farklılıklar yapıldı mı? 

Senaryo halinde küçük değişiklikler yapıldı. Burada özellikle kült olmuş, seyirci tarafından benimsenen bütün metine dokunulmadı diyebilirim. Onun dışında bazı eklenen sahneler filme ayrı bir keyif kattı.

Bazı sahnelerde tiyatral tarzı özellikle mi tercih ettiniz?

Evet bu komediden drama değişik skalası olan bir metin. Komedinin altını çizmekte hiçbir sakınca görmedim. Ayrıca oyunun hatırlanması içinde seçilmiş özel sahneler vardı. Buralarda aslına uygun bir üslubu tercih ettim.

Oyuncu seçimi, cast nasıl belirlendi?

Dört aylık bir dönemde belirlendi. Önce Ecem Erkek belirlendi sonra ailenin tamamı. Özel bir çalışma yaptık. Oyuncular ve benim için ilginç bir deneyimdi.

Demet Akbağ ile özdeşleşmiş bir karakteri oynayacak kişiyi seçmekte zorlandınız mı?

Demet Akbağ muhteşem bir oyunculuk sergiledi. Seçtiğimiz oyuncu Ecem Erkek kendi Gülseren’ini yarattı. Bence filmin en güzel yanı bu. İkisi de muhteşem oyuncular…

Netflix bu proje ile unutulmayan tiyatro oyunlarının arasında yer alan ve kalıcı bir başarı sağlayan projeyi sinema filmi olarak platformunda görmeyi neden istedi, bu proje bu platforma neden cazip geldi?  

Başta da dediğim gibi iyi bir metin zamansızdır. Bu ülkede çok sevilen izlenen bir oyun olduğunu biliyorlardı. Ondan sonraki süreçte filmi çok severek sahiplendiler. Aynı anda birçok ülkede gösteriliyor olması çok büyük bir heyecan bizim için.

Projenin yönetmeni olarak siz nasıl seçildiniz ve filmografinizde bu film nasıl bir yerde duracak?

Geçen sene yılbaşı gecesi Necati Akpınar ve Yılmaz Erdoğan birlikte aradılar. Çok mutlu oldum bu projeyi teklif ettiklerinde. Benim dördüncü filmim ve uzunca süre  televizyon dünyasında yönetmenlikten sonra sadece film yaptım. Sanat filmlerinden tutun da ana akıma kadar hitap eden çok ilginç bir filmografim var. Bu film benim hayatımda çok özel bir yerde olacak her zaman. Hazırlık sürecinden çekimlere çok emek verdiğimiz bir iş oldu. Umarım seyirci beğenir.

Bu sorum filmin adı “Sen Ateşböceği Gördün mü?”

Çocukken çok görürdüm. Özellikle hava kararınca sokağa çıkmak isterdim. Son yıllarda da Köyceğiz’de gördüm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi