Mutlu Hesapçı
“BİZ HAYATIN HER ANINDA EŞLİKÇİ OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”
“Anadolu Efes’in katkılarıyla”
Hayatımızın birçok noktasında, kimi zaman bir festivalde, kimi zaman bir kültür sanat etkinliğinde duyduğumuz, artık kulaklarımızın aşina olduğu bir cümle. İşte bu cümle ile başlayan bir etkinliği, sosyal sorumluluk projesini anlatacağım sizlere.
ANADOLU EFES’TEN DENİZE +1 NEFES PROJESİ
Uzun süredir bahar gelmeyen İstanbul’a yazın geldiği bir günde sabahın erken saatlerinde Anadolu Efes’in tekne gezisiyle güne başladım. Denizle güne başlamanın etkisi bir mutluluk sebebiyken anlamlı bir projeye tanıklık etmek de ayrı bir heyecandı. Efes yetkililerinin ev sahipliğinde, çevre konusunda detay gibi görünen ama denizleri müsilaj sardığında hepimizin yüreğini ağzına getiren bir etkinlik için açıldık denize.
Deniz Yaşamını Koruma Derneği “Denize +1 Nefes” projesi ile doğal ortamından kopmuş mercanları aşılama yoluyla korunması gereken hassas alan ilan edilen Tavşan Adası’na naklediyor ve yeni mercan bahçeleri oluşturmayı hedefliyor. Anadolu Efes de bu çabaya destek veriyor. Bu yöntemle Marmara Denizi’ndeki mercan popülasyonunun ve biyoçeşitliliğin artırılması amaçlanıyor.
Hedefin ilk ayağında Tavşan Adası’na demirledik. Heyecanla denizaltına iniş gerçekleşti mercan nakli gerçekleştirildi. Denizden çıkan ekip alkışlarla karşılandı.
“Anadolu’dan kazandıklarını tekrar Anadolu’ya yatıran bir şirketiz”
● Proje nasıl ortaya çıktı ve destek olmaya karar verdiniz?
Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Onur Altürk: Biz Anadolu Efes olarak sürdürülebilirlik alanında çok uzun süredir çalışmalar yapıyoruz. Özellikle doğaya ve çevreye yönelik projelere destek veriyor ve daha yaşanılabilir dünya kurmak için çözüm ortaklıklarına devam ediyoruz. Örneğin 40 yıldır çiftçilerle iç içeyiz ve uzun zamandır tohum toplarını doğayla buluşturup ağaçlandırmaya destek oluyoruz. Bütün bu çalışmalara bakarken de gezegen için, oksijen için, su için ne yapabiliriz diye düşünürken karşımıza Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin bu projesi çıktı ve proje çok anlamlıydı. Çünkü Marmara Denizi bizim evimiz, İstanbul’da yaşıyoruz ve sualtında böyle bir zenginliğin varlığı bizi çok etkiledi. Ayrıca mercanların denizaltı yağmur ormanları olarak adlandırılması, aldığımız her üç nefesten ikisinin denizden geliyor olması ve oksijen kaynağı olmasıyla birlikte hepsi bir araya gelince proje bizi çok heyecanlandırdı. Böyle bir projeye girerek doğaya +1 dedik, lezzete, festivale, sosyal yaşama, sinemaya +bir dedik bu sefer de önümüze deniz geldi ve denize+1 nefes niye olmuyoruz diye yola çıktık. Çok da doğru bir iş yaptığımızı giderek daha iyi anlıyoruz. Bu alanda da böylesine güzel bir projeyle başlangıç yapmış olduk.
● Bu projenin önemi nedir?
Onur Altürk: Burası Marmara Denizi ve bizim evimiz. Projede bizim ilgimizi çeken kısım şu oldu; sürdürebilirlik kapsamında baktığımız zaman dünyada 1000’e yakın çeşit mercan var ve bunların üçte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Hemen arka bahçemiz Marmara Denizi, burada doğal bir habitat olduğu için bunu nasıl destekleriz diye baktık ve İstanbul’a nasıl katkı yaparız diye düşündük. Bunun bize en büyük katkısı kendi evimiz için bir şey yapıyor olmak, denizaltı için bir şey yapıyor olmak.
● Neden bu kadar çok şeyi dert ediniyorsunuz?
Anadolu Efes Bira Grubu Başkanı ve CEO Can Çaka: Bir toplum içerisindesiniz o toplum ne kadar güçlü olursa siz de o kadar güçlüsünüz. Toplum içerisindeki her parça ne kadar güçlüyse siz de o kadar güçlüsünüz ve ekosistemin her bir parçası birbirini destekliyor aslında. Denizlerde doğada özellikle denizaltındaki doğal yaşam da bu ekosistemin çok önemli bir parçası, biz de bir kısmını bilmiyorduk öğrendikçe şaşırdık açıkçası. Türkiye bizim için çok önemli. Anadolu Efes olarak aslında Anadolu’dan kazandıklarını tekrar Anadolu’ya yatıran bir şirketiz. Buradaki gelişim ve iyileşme hepimizin geleceği için önemli. O nedenle gelecek için, çevre için sıfırlıyoruz diyoruz bu da onun bir parçası. Buradaki denizaltı yaşamını koruyabilmek herkesten önce bizim kişisel olarak görevimiz ve onu kurumsal olarak da yansıttığımızı düşünüyorum.
“Anadolu Efes’in ruhunda ve DNA’sında olan şey bu”
● Projeler hayata geçtikçe neler hissediyorsunuz?
Can Çaka: Valla gurur hissediyoruz. Biz neler yapıyoruz dedik bu yaptıklarımızı alt alta koyup onlar üstündeki etkimizi daha da yukarıya çektiğimiz zaman çok daha iyi işler becereceğimizi de gördük. Gurur duyuyoruz ben her ortamda gidip bu yaptıklarımızı anlattığımda karşımdakilerin güzel tepkileri beni çok mutlu ediyor.
Onur Altürk: Şirketin tarihine baktığımızda 52 yıllık tarihinde Anadolu Efes hiçbir zaman sadece bira şirketi olmamış. Aslında hayatın her anında olmuş. Daha önceki sloganlarımızda dediğimiz gibi ‘aslında hayatı dolduruyor’ olmuş. Biz hayatın her anında eşlikçi olmaya çalışıyoruz o yüzden kültürde, sanatta, tarımda, turizmde, sporda her yerde olmaya çalışıyoruz. Bizi her sabah aynı enerjiyle işe getiren şey de bence bu. Tarif edilmez bir duygu, ben bununla enerji alıyorum. Türkiye’de sosyal yaşamın, çağdaş yaşamın destekçisi olma fikri beni her zaman burada her sabah işe erkenden kaldırıp getiren şey oldu, olmaya da devam edecek.
Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim Direktörü Selda Susal Saatçi: Projelerin sürekliliğini sağlamak ve bir hareketi başlatmak aslolan. Önemli olan başlattığınız hareketin büyümesine katkı sağlayabiliyor musunuz, başkalarının dâhil olabileceği o platformları yaratabiliyor musunuz? Ya da kendiniz de yeri geldiğinde bir şeyin bir parçası olabiliyor musunuz doğru hareketleri yaparak, bence en kıymetlisi bu. Çünkü artık tek bir şirketin, tek bir kişinin o dönüşümü sağlaması çok da olanaklı değil artık el ele vermemiz gerekiyor. Bu bir dayanışma hareketi ve bu dayanışma ruhunu olabildiğince yaygınlaştırmamız, sağlamlaştırmamız gerekiyor. Ve bence de Anadolu Efes’in ruhunda ve DNA’sında olan şey bu.