Mutlu Hesapçı
BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM!
‘Coğrafya kaderindir’ üzerine düşünürken ve ‘Ne olacak bu memleketin hali’ duygusuyla boğuşurken, topraklarından tarih fışkıran bir yerde buldum kendimi. İş Bankası’nın kazılarına destek verdiği Stratonikeia Antik Kenti’nde.
Antik Dönem, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi, yapı ve kent dokusunun birlikte görülebildiği nadir yerlerden biri olan Stratonikeia.
Kent Muğla’nın Yatağan ilçesinde. 3500 yıllık tarihe sahip Stratonikeia’da her dönemin eseri kendi yerinde korunmaya alınmış, öyle ki geçmiş zamandan bugüne uzun bir yürüyüş yaparken, kendinizi tarihin içinde, bir zaman tünelinde hissediyorsunuz.
Şu anda antik kentte halen dört hane yaşamaya devam ediyor. Kazı çalışmalarından çıkan her yeni kalıntıyla birlikte onlar da bir uygarlıkta yatıp bir diğer uygarlıkta kalkmanın hem şaşkınlığını hem de ayrıcalığını yaşıyorlar.
Stratonikeia’yı gün
yüzüne çıkartan kazıların
destekçisi İş Bankası.
- yüzyıldan itibaren yerli ve yabancı pek çok seyyah ve araştırmacının uğradığı yerlerden biri Stratonikeia. İlk bilimsel kazılar 1 Ağustos 1977 tarihinde Prof. Dr. Yusuf Boysal başkanlığında bir ekip tarafından başlatılmış. 2008 yılından bu yana ise kazı, araştırma ve restorasyon çalışmalarını Prof. Dr. Bilal Söğüt başkanlığında bir ekip yürütüyor.
Banka’nın çalışmaya destek nedeni, Türkiye’nin zengin arkeolojik varlığının gün yüzüne çıkarılması, korumaya alınarak dünya mirasına kazandırılması, aynı zamanda toplumun tarih ve arkeoloji bilincinin pekişmesi.
TARİHTE GEZİNTİ BAŞLASIN
Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt’ün tatlı tatlı anlattığı hikayelerin eşliğinde Stratonikeia Antik Kenti’ni geziyoruz. Her bir taşın, her yapının, her izin bir anlamı var. Stratonikeia’da üç dönemin izlerini taşıyan pek çok iç içe geçmiş yapılara rastlıyorsunuz. Kentin her bir köşesinde bir dönemin eserleri var.
Stratonikeia Antik Kenti Helenistik Dönem öncesinde Karialıların toplandığı yer olarak biliniyor. Antik Dönem ile Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi yapılarının olduğu, aynı anda 2.200 yıllık tarih farkının yaşatıldığı nadir tarihi yerleşimlerden biri Stratonikeia. Antik Dönem kalıntılarından başlayan gezinti Osmanlı Dönemi’ne ait taş döşeli tarihi sokaklarda devam edebiliyor. Oradan da erken dönem Cumhuriyet, köy kahvelerinde molaların verilebildiği tek kent… Yani tam bir zaman tüneli.
Helenistik dönemde yürümeye başlayıp, Roma dönemi eserlerinin arasından geçip, Bizans yolunu adımlayabiliyorsunuz. Oradan Osmanlı’ya ve son olarak Cumhuriyet dönemine uzanabilen bir yolculuk bu.
Stratonikeia’daki en eski buluntular, MÖ 3. bine kadar gidiyor. Yazılı bilgiler ve yerleşimle ilgili buluntular, MÖ 2. bin sonlarına ait. Kazılan yapılar ve tespit edilen cadde sokak sistemine göre kentin ızgara planlı olduğu düşünülüyor. Kentte sur duvarı, anıtsal çeşmesi ile birlikte şehir kapısı ve devamında sütunlu cadde gibi, hamam, tiyatro, 2. Mahmut Çeşmesi, tapınak ve su yapısı var. Ayrıca Osmanlı Beylikleri Dönemi’nden bir hamam ve Roma Dönemi’nden kalan hamamlar ile 18. ve 20. yy’a ait cami, boya atölyesi, kahvehane, dükkânlar bulunuyor.
Lagina Hekate
Kutsal Alanı
Siyasi merkez olarak kabul edilen Stratonikeia’nın ardından antik kentin dini merkezi konumunda olan Lagina Hekate kutsal alanına doğru hareket ediyoruz. Farklı dönemlere ait şehir kalıntılarının içinden kutsala doğru giden bir yolculukta insanın yaşam alanlarının her yönüne, duygusuna tanık oluyorsunuz. Burada tanrıça Hekate’ye ait bir kutsal alan ile bu kutsal alanın çevresinde yerleşimler bulunuyor.
Lagina’yı 18. yüzyıldan günümüze kadar pek çok seyyah ve araştırmacı ziyaret etmiş ama bunlar arasında İlk Türk müzecilerinden birisi olan Osman Hamdi Bey çok önemli. Kendisi bu bölge için tam anlamıyla arkeoloji seferberliği ilan etmiş. Kazıların tarihi Osman Hamdi Bey’in katkıları ile 1891-1892 yıllarına kadar gidiyor. Bulunan eserler İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürülmüş.
“İYİ İNSAN” ŞARTI
Lagina tarihte o kadar özel bir yermiş ki, o özelliği Prof. Dr. Bilal Söğüt anlatıyor:
“Lagina Hekata kutsal alanının içerisinden bir arazi almak için paranızın çok olması yetmiyor. Yazıtların verdiği bilgiye göre sizin Lagina’dan yer almanız durumunda 2 yıl sizi takip ediyorlar eğer iyi bir vatandaş olduğunuza karar verirlerse mülkiyet edinme hakkı veriyorlar.”
Dünyada eşine benzerine rastlanmayan bir coğrafyanın içinde yaşamak
Öyle bir coğrafyanın üzerinde yaşıyoruz ki her yerinden tarih ve yaşanmışlık çıkıyor. Bu çalışmalar bütün uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir toprak parçasının üzerinde yaşadığımız gerçeğini bizlere hatırlatıyor. Her arkeolojik çalışmada yeni bir hikayenin parçası olarak buluyoruz kendimizi…