Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

BEN İÇİMDEN NE GELİYORSA ONU BESTELİYORUM!

İflah olmaz bir duygulu ruhum var benim o yüzden hep sözü olan şarkılar dinlerim, dolayısıyla öyle geniş ve bilgili bir müzik kültürüm yok. Pandemi dönemi evde hepimiz kapanmışken bir müziğin peşinden gitmem gerek artık,’’ sözsüz bir müzik ve bana ilaç olması gereken bir duyguya ihtiyacım var diye düşünürken kendisini tesadüf sonucu öğrendim. İnternet üzerinde araştırma yaparken yönetmen-senarist Mehmet Binay karantina döneminde hep onu dinledim yazmıştı bir yazısında ve onun sayesinde kendisini keşfettim. Bir süredir “Türk piyanist ve besteci Fırat Akarcalı’nın Aurora isimli albümünü döne dolaşa dinliyorum” demişti yönetmen, bende de öyle oldu albümüne takıldım kaldım ve oradan çıkamadım. İlk kez sözsüz bir albümün duygusunda kaldım ve pandemi döneminde yalnızlığımın en güzel eşlikçisi oldu. Yeni albümü çıkan ve muhteşem müzikler yapan başarılı adamla yeni albümü ve hikayesi üzerine konuştum. Adamın müzikleri şahane, röportaj bahane öyle diyeyim size. İyi pazarlar Fırat Akarcalı’nın müziği eşliğinde size.
Sail with Me’ albümü, hikayelerimi anlatmakta biraz daha ustalaştığım ve kendi stilimi sağlamlaştırdığım bir albüm oldu
Yeni albümünüz hayırlı olsun. ‘Sail With Me’ adını verdiğin albümün nasıl bir çalışma oldu üzerinde ne kadar zamandır çalışıyordun ve bu albümü tanımlamak gerekirse nasıl tanımlarsın?
‘Sail with Me’ için çalışmaya, bir önceki albümüm olan ‘Aurora’ yayınlandıktan hemen sonra başladım. Bu defa öncelikle parça isimlerine karar verdim, nasıl bir hikaye anlatmak istediğimi, nelerden ve nerelerden bahsetmek istediğimi, aklımdakileri müziğime ne şekilde yansıtabileceğimi düşündüm. Hayalimdeki müzikal dokuyu notalara dökmeye başladığım anda yeni albümüm oluşmaya başladı.‘Sail with Me’ albümü, hikayelerimi anlatmakta biraz daha ustalaştığım ve kendi stilimi sağlamlaştırdığım bir albüm oldu.
Paris’in büyüsünü ilham aldım
‘Sail With Me’ albümünde yer alan bestelerden ve hikayelerinden bahseder misin? Piyano başta olmak üzere m üziklerin soundu nasıl oldu?
Albüm ‘Midnight in Paris’ parçasıyla açılış yapıyor. Bu parça, benim Fransız müziğine ve görsel sanatlarına olan ilgimin bir sonucu. Bu parçayı bestelerken; ‘müzik tarihinde çok büyük öneme sahip ‘Les Six’ grubuna dahil olan besteciler günümüzde yaşıyor olsalardı ve minimalist bir festival filmine müzik yazmaları istenseydi nasıl yazarlardı?’sorusunu kendime sorduğumu ve bu doğrultuda büyük bir keyifle çalıştığımı anımsıyorum. Paris’in büyüsünü de hesaba kattığımda albümün açılış parçası için gereken ilhamı fazlasıyla aldım ve ortaya ‘Midnight in Paris’ çıktı.‘Sail with Me’ benim de farklı bir yöne doğru yelken açtığım bir parça. Nereye gideceğini bilmeden yola çıkılmasına rağmen yine de huzur dolu olabilen bir deniz yolculuğunu anlatmak istedim. Baştan itibaren duyduğumuz ana tema; huzuru, beklenmedik armonik yapı ise bilinmezliği ve merakı anlatıyor.‘Towards the Daylight’ parçasında ise; içinde bulunduğumuz zor zamanları ve karanlık günleri geride bırakma çabamızı, iyimser bakış açısını öne çıkararak müziğime yansıtmak istedim.Minimalist stilden biraz sıyrılıp piyanonun büyüleyici tınısını ve ses genişliğini ortaya koyabileceğim bir eser üretme fikri üzerine ‘Nude’ parçasını besteledim. Albümün kapanış parçası olan ‘Pure’ ise, saf, sakin ve duru bir piyano parçası.
Renklerin benim içimde oluşturduğu müzikal atmosfer vardı
Yeni albümde her parça için ayrı bir kapak tasarlamışsınız neden ve bu fikir nasıl doğdu?
Her parçaya özel bir kapak tasarlamamızın nedeni; beste yaparken her parçayı farklı bir renk olarak düşünmemdi. Paris’i hayal ettiğimde aklıma daha çok kırmızı renk gelir ve albüm kayıtlarında da aklımda olan renk buydu. Huzurlu bir deniz yolculuğunu tahmin edeceğiniz üzere mavi ve yeşil renkleriyle ilişkilendirdim. Bestelediğim ve kaydettiğim parçaların hepsinde aklımda renkler ve renklerin benim içimde oluşturduğu müzikal atmosfer vardı. Kayıtları yaparken, duyurmak istediğim sesleri doğru aktarabilmemde renkler ve atmosfer çok işime yaradı. Albüm kapakları da bu düşüncelerimi dinleyicilere sunmama yardım etsin istedim.
Ülkemi sanatımla temsil etmek, sevdiğim işi yaparak başarılı olmak beni motive ediyor
Siz dünya listelerinde yer alan ve en çok dinlenen isimlerimizden birisiniz. Daha önceki çalışmalarınız da önemli listelere girmişti. Yeni albümünüz de yayınlanır yayınlanmaz listelere girdi. Yeni albümünüzden ‘Pure’ uluslararası liste olan applemusic listesine 2. sıradan giriş yaptı bile. Dünya listelerinde yer almak nasıl bir duygu ve başarı?
Uluslararası geçerliliği olan ve farklı ülkelere mensup dinleyicilere ulaşabileceğim listelere girmek benim için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı. Bu mecralarda yer alabilmek, işimi dünya standartlarında yapabildiğimi, çalışkanlığımın meyvelerini toplamaya başladığımı gösteriyor. Apple Music’in editörleri her hafta belki yüz binlerce parça dinliyorlar ve piyano müziği bestecileri için önemli olan ‘Piano Chill’ listesi için 50 parçalık yerleri var. Bu listelere girecek parçaları ve sanatçıları kendileri seçiyorlar. Ben ‘Aurora’ albümümden ‘Lunar Soil’ ile ve bu defa ‘Sail with Me’ albümümden ‘Pure’ ile bu listeye girmeyi ikinci kez başardım. Ülkemi sanatımla temsil etmek, sevdiğim işi yaparak başarılı olmak beni motive ediyor ve yeni hedefler için daha çok çalışmamı sağlıyor.
Müzik evrensel bir dil
Dünya listelerinde dinlenmenizin nedenleri neler ve dünyanın farklı yerlerinde müzikseverler müziğinizi nasıl keşfediyor ve sizi neden seviyor?
Bu yıl üçüncü albümüm yayınlandı ve her geçen gün parçalarım daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşıyor. Müzik evrensel bir dil, siz de bu dili konuşmayı becerebildiğiniz zaman ve kendinizi ifade edebileceğiniz bir alan bulduğunuzda, insanlar sizin sesinize kulak vermeye başlıyor. Müzik şirketim ‘Pati Müzik’ ise beni olabildiğince özgür bırakarak rahat bir ortamda yaratmama yardımcı oluyor. Ben içimden ne geliyorsa onu besteliyorum ve dinleyiciyi ciddiye alarak her çalışmamda bir öncekinden daha iyisini yapmaya çalışıyorum. Bu yönümü samimi buluyor olabilirler.
Ben sizin müziğinizi tesadüf sonucu maalesef geç keşfettim. Müziklerinizde duygu çeşitliliği ve geçişleri çok güzel. İnsanın ruhuna, kalbine güçlü etkisi var. Bir duygu içinde buluyorsunuz kendinizi ama güçlü de hissediyorsunuz. Siz nasıl duygular içindesiniz ve dinleyiciye geçirmek istediğiniz duygular neler?
Müziğimi romantik ve optimist olarak tanımlıyorum
Müziğimi romantik ve optimist olarak tanımlıyorum. İnsanların duygusal yanlarına temas ederken onları umut ve huzurla doldurmak istiyorum. Mutluluğu anlatışım romantik ve optimist olsun, hüznü anlatışım ise pek de pesimist olmasın istiyorum. Her karanlık gecenin bir sabahı vardır. Benim en hüzünlü temalarımda bile bir umut ışığı bulmak mümkün. Çünkü hayata bakışım da bu şekilde.
Evimizde piyano oluşu beni yürümekten çok, piyano çalmak ve beste yapmak ile ilgilenen bir çocuk haline getirdi
Sizin piyano ile tanışma hikayeniz nerede ve nasıl başlıyor?
Salonunda piyano olan ve içerisinde müzik ile yakından ilgili anne ve babanın olduğu bir evde doğdum. Müzisyen bir anne babanın çocuğu değilim ancak her ikisi de müzik konusunda oldukça yetenekli ve ilgililer. Onların ilgisi ve evimizde piyano oluşu beni yürümekten çok, piyano çalmak ve beste yapmak ile ilgilenen bir çocuk haline getirdi. Ortaokulun ilk yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Ana Sanat Dalı’nı kazandım ve ortaokuldan başlayarak lise, lisans ve yüksek lisans eğitimimi de aynı okulda tamamladım. Lisans yıllarımda öğrenci değişim programıyla Viyana’ya gittim. Viyana’da müzik ve piyano hakkında çok şey öğrendim. Kariyerim boyunca yurt içinde ve yurt dışında çok değerli hocalarla çalıştım, disiplinli ve zor bir eğitimimiz oldu. Müzik ciddiye alınması gereken ve öğrenme sürecinizin ömür boyu devam ettiği bir iş. Hala yeni bilgiler öğrenmek için hevesle ve tutkuyla çabalıyorum.

Fazıl Say’ın ürettiği eserlere hayranlık duyuyorum

Piyanist denince akla son kuşak temsilcilerinden Fazıl Say ve Burçin Büke geliyor. Siz kendinizi nereye konumlandırıyorsunuz ve size ilham veren piyanistlerimiz kimler?
Bahsettiğiniz isimler çok değerli sanatçılar. Fazıl Say’ın ürettiği eserlere hayranlık duyuyorum. Piyanist olarak da özellikle ‘klasik dönem’ yorumlarını çok etkileyici ve doğru bulduğumu söylemeliyim. Son çıkan kitabında anlattığı anılar, fikirler ve deneyimler çok ilgi çekici. Yalnızca müzisyenlerin değil, herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm harika bir kitap. İdil Biret’in zerafeti ve üstün yeteneği de ününü ne kadar hak ettiğini kanıtlar nitelikte. Kendimi bu isimleri övmeye değil ancak hayranlık duymaya değer görüyorum ve sayabileceğim eski ve yeni kuşaktan çok yetenekli sanatçılara sahip olduğumuzu düşünüyorum. Kendimi ise müzik üretmekten büyük keyif alan, sahneden çok stüdyosunda, kendi ritminde ve huzur içerisinde üretmeyi seven bir sanatçı olarak görüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi