"Türkiye’nin yapı stokunun yüzde 40-45’i olası bir doğal afete karşı güvenli değil"
Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Kentsel Dönüşüm Komisyon Başkanı Dr. Nihat Şen, şehirlere kimlik katabilecek vizyon projeler geliştirerek alan bazlı kentsel dönüşüm modellerinin yapılması gerektiğini belirtti. Şen, “Türkiye’nin yapı stokunun yüzde 40-45’i olası bir doğal afetlere karşı güvenli değil. 54 milyon vatandaşımızı ilgilendiren depremden kaynaklı doğal afetlerin sonucu ağır olabilir” dedi.
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremin 11 ilde yol açtığı yıkım, kentsel dönüşüm çalışmalarını önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Kentsel Dönüşüm Komisyon Başkanı Dr. Nihat Şen, Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu belirterek, deprem ile yaşanılmasının öğrenilmesi gerektiğini söyledi. Fay hattının geçtiği bölgelerdeki güvenli olmayan yapıların yenilenmesi gerektiğini söyleyen Şen, “Türkiye, deprem kuşağı üzerinde. İki fay hattı var; Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı. 6 Şubat’ta 11 ilimizi etkileyen bir doğal afet ile karşı karşıya kaldık. Deprem binlerce yıl vardı, olmaya da devam edecek. Bizim deprem ile yaşamayı öğrenmemiz lazım. Vakit kaybetmeden de özellikle fay hatlarının geçtiği bölgelerde eski, güvenli olmayan yapı stokumuzu mutlaka yenilememiz gerekir. Beklediğimiz bir İstanbul ve Marmara depremi var. Türkiye’yi ciddi anlamda sarsabilir. Bu çalışmalarımızı çok kısa sürede yapmadığımız takdirde İstanbul’da olabilecek bir doğal afet ülke ekonomisini, istihdamını, turizmini, sanayisini ciddi anlamda riske sokabilir. Bu nedenle daha önceki dönemlerde yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarını engellemek yerine, bu çalışmaların önünü açan çalışmaları yapmamız lazım” diye konuştu.
"Deprem, siyasi söylem ve polemik haline getirilebilecek bir konu değil"
Depremin ulusal bir mesele olduğunu belirten Şen, “Bu durum siyasi söylem ve polemik haline getirilebilecek bir konu değil. Mutlaka sürece vatandaşlar dahil edilerek, siyasi partilerin özellikle, meslek odalarının, mülkiyet sahiplerinin ve belediyelerin, mutlaka kendi sınırları içerisindeki lojistik binalarını, güvenli olmayan binalarını yasa kapsamında yenilemelerinde fayda var. Çünkü son depremde 50 binin üzerinde vatandaşımızı kaybettik. Ülke olarak çok üzüldük. Bu olayları bir daha yaşamamak için bir an evvel bu çalışmaların hızlanması lazım” ifadelerini kullandı.
"Türkiye’nin yapı stokunun yüzde 40-45’i olası bir doğal afetlere karşı güvenli değil"
Kentsel dönüşüm çalışmalarında alan bazlı kentsel dönüşüm modellerinin uygulanması gerektiğini söyleyen Şen, “Artık söylemden ziyade eyleme geçilmesi lazım. Sadece İstanbul mu? Esasında Türkiye’nin yapı stokunun yüzde 40-45’i olası bir doğal afetlere karşı güvenli değil. 54 milyon vatandaşımızı ilgilendiren depremden kaynaklı doğal afetlerin sonucu ağır olabilir. Bunun için ayrı bir bakanlığın, ayrı bir bankacılık sisteminin oluşturulması lazım. Yeni model anlayışlarıyla, iş ve finans sistemleriyle kendi yatırımını, kendi inşaatının maliyeti kendi içinden çıkan modellere geçmemiz lazım. Merkezi hükümetten beklenti içinde olmadan şehirlere kimlik, değer katabilecek vizyon projeler geliştirerek alan bazlı dönüşüm modelleriyle ama vatandaşı mağdur etmeyen, yeraltı, yerüstü zenginliklerin korunmasına, donatı alanlarının korunmasına varıncaya kadar alan bazlı kentsel dönüşüm modellerinin acilen yapılması lazım. Belediyelere, Belediye Meclislerindeki siyasi partilerin meclis üyelerine, sivil toplum kuruluşlarına ciddi sorumluluk düşüyor. Yapılacak olan kentsel dönüşüm çalışmalarına engellemek yerine mutlaka teşvik etmeleri, destek olmaları lazım” diye konuştu. (DHA)