EMEP: Artık yeter! Türk ve Kürt emekçilerinin çocukları ölüyor
Dün akşam saatlerinde gelen 9 askerin Pençe Kilit harekatında yaşamını yitirmesi haberine siyasi partilerden tepkiler yükseliyor. Emek Partisi (EMEP) de konuya ilişkin basın metni yayınladı.
Parti açıklamasında “Dün yaşanan çatışmalarda 9 askerin daha yaşamını yitirmesi bizlere baş sağlığı ve üzüntülerimizi bildirmenin ötesinde önemli görevler yüklüyor” Sözlerine yer verdi.
EMEP’in yayınladığı ‘Artık Yeter’ başlıklı basın metninin tamamı şu şekilde:
Kısa bir süre önce 12 askerin yaşamını yitirmesinin ardından dün yaşanan çatışmalarda 9 askerin daha yaşamını yitirmesi bizlere baş sağlığı ve üzüntülerimizi bildirmenin ötesinde önemli görevler yüklüyor. Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bire on gidiyor” açıklamasını hatırlatırcasına MSB asker ölümlerinin hemen ardından “20, 30, 50 terörist öldürdük” açıklamalarıyla toplumun tepkisini yatıştırmaya, bu sorunun savaş ve şiddet politikaları ile çözülemeyeceği gerçeğinin üzerini örtmeye çalışıyor. Yine “hesabını sorduk, soruyoruz” açıklamaları eşliğinde yapılan sınır ötesi hava operasyonlarında Kürt yerleşim yerlerinin bombalanması, tıpkı Pençe-Kilit bölgesindeki sınır ötesi üsler gibi sorunu daha geniş alanlara yaymaktan, çözümsüzlüğü derinleştirmekten ve daha fazla ölümden başka bir şey getirmiyor. Son yaşanan çatışmada depremzede bir ailenin çocuğu var. Çok açık ki çatışmalarda Türk ve Kürt emekçilerin çocukları yaşamını kaybediyor. Bu kabul edilemez!
Sormak gerekiyor; daha 7-8 yıl öncesine kadar cumhuriyet döneminde Kürtlere karşı yapılan katliamlardan yaşlı gözlerle söz edip Kürt sorununun şiddetle çözülemeyeceğinden söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün neden sorunun barışçıl-demokratik çözümünden söz edenleri “terör destekçisi” ilan edip hedef gösteriyor?
Bu askerler hangi çıkarlar için ölüme gönderiliyor?
Yoksulların kanı üzerinden sürdürülen bu politika, Türkiye halkının mı, yoksa Erdoğan iktidarı ve kader birliği yaptığı tekellerin çıkarlarını mı korumayı amaçlıyor?
Artık Yeter!
Tek adam yönetiminin silah, enerji, inşaat tekellerinin çıkarları başta olmak üzere, kendi bekası için, Anayasa kararları dahil her şeyi askıya alarak sürdürdüğü antidemokratik uygulamalarının sonuçlarından biri de Kürt sorununda şiddet ve çatışmada ısrar etmektir. Savaş ve şiddet politikalarını sürdüren, kader birliği yaptığı bir avuç zenginin karlarını arttırması için sınır ötesinde üsler kuran iktidara bu ülkenin Türk, Kürt her milliyetten işçi ve emekçileri olarak ‘dur’ diyelim. Ölümleri durdurmak, barış içinde eşit koşullarda yaşayacağımız demokratik bir geleceği kurmak için hep birlikte mücadele edelim.