Spor yazarları, Fenerbahçe- Beşiktaş derbisini nasıl yorumladı?
Süper Lig'de Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan ve Sarı-Lacivertlilerin 2-1 kazandığı maçı spor yazarları yorumladı.
Güntekin Onay: Fenerbahçe, dün sahada çok daha güçlüydü. Ortada ciddi bir oyun ve kalite farkı vardı. Haklı bir galibiyet alan Fenerbahçe yarışın içinde kalmaya devam etti. Beşiktaş’ta yeni yönetimin futbolla ilgili aldığı kararlar pek de doğru görünmüyor. Fernando Santos, Al-Musrati, Ernest Muci, Joe Worrall ve kadro dışı kararları ile Beşiktaş güç kazanmadı, geriye gitti.
Uğur Meleke: Fenerbahçe’nin dün Beşiktaş’a kurduğu oyun üstünlüğünü okumak için filmi biraz geriye sarmak gerek. Fenerbahçe dün derbiye rakibinin tam 35 puan ve 51 averaj önünde başladı. Beşiktaş bu noktaya elbette bir günde gelmedi: İki sene önce şampiyon hocası Sergen Yalçın’ı imza için bir buçuk ay bekleten, 2 milyon Euro’ya (alt ligde 17 maça çıkmış) Emrecan Uzunhan’ı, 1,5 milyona Kerem Atakan’ı transfer eden, Rıdvan Yılmaz, Serdar Saatçi gibi oyuncuları haraç mezat, Güven’i bedavaya gönderen Beşiktaş yönetiminin tuhaf kararlarıyla başladı bu süreç.
Attila Gökçe: Fenerbahçe, Sivas’ta aldığı darbenin acısını unutmuştu. Lig macerasının henüz bitmediğine inandıklarını gösterdiler. Taraftarın takımına verdiği destek de takdir edilmeliydi.Serdar Topraktepe’ye sorulacak bir soru var: Hoca, Cenk Tosun’u oyuna sokmak için 78’e kadar beklemenin ne anlamı var? Koca maçı çevirebilecek fırsatı harcamadın mı?Beşiktaş’ın dünkü kötü performansı, aslında tek maçlık bir çöküş değil. Bir daha asla yaşanmaması gereken, 6 antrenörlü, iki başkanlı, yenilgiler ve sakatlıklarla dolu bir kabus filmiydi. Neyse.. Türkiye Kupası var, en azından. Kazanırlarsa herkesi kurtaracaklar!
Erman Toroğlu: F.Bahçe'de maçtan önce tartışmalar var. Dzeko olayı var. Michy Batshuayi ilk 11'de çıkıyor. 10 kişi kalmış Beşiktaş karşısında bile son 10 dakikayı bitirene kadar perişan oldular. Yani sonunu getiremiyorlar. Bazı futbolculara fazla yük biniyor, bazılarına binmiyor. Valla bravo seyirciye yine de takımına sahip çıkıyor. Her şey olabilir ligde. Ama Fenerbahçe'nin kemikleşmiş bir kadro yapısı yok. İsmail Kartal, takımın üstüyle başıyla çok oynuyor. Haliyle de bu kopukluklar meydana geliyor. Kartal, takım içinde de rekabet oluşturamadı. Gönderdiği futbolculara da bakmak lazım. Orada da büyük hataları var. Tadic ve Dzeko iyi oyuncular ama tempo yapamıyorlar. O bölgenin adamı Lincoln'ü niye gönderdin? Mahkum kalırsan mahkum ederler. Peki derbide neden Dzeko'yu sahaya çıkarmadın? Kötü bir durumda sorumlusu Dzeko olacaktı. Ama skor bulunca onu yeniden oyuna almak zorunda kaldı. Batshuayi yine takımı kurtardı. Batshuayi'nin oynadığı süre ile attığı gol, yaptığı asiste baktığımızda Dzeko'nun çok üstünde. Demek ki Kartal, forma adaletini de sağlayamamış.
Ali Gültiken: F.Bahçe, maçın ilk saniyesinden itibaren aldığı kontrolü, maçın tamamında istediği yöne çevirdi. İkili mücadeleleri kazanan, ayakta kalan, topa her daim sahip olan F.Bahçe'nin Beşiktaş'ı bu kadar ezmesi, Beşiktaş açısından çok kabul edilebilir bir durum değil. Beşiktaş'ın F.Bahçe'ye karşı eksik kaldığı bir çok maç var. Bunlarda kazandıkları da oldu kaybettikleri de. Ama oyun olarak hiç bu kadar kötüsü olmadı.
Ali Ece: Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında bu sezon büyük puan farkı olarak da görülebilen kadro kalitesi farkı nedeniyle Kadıköy’deki derbide ev sahibi maçın favorisiydi. Beşiktaş’ın tek kozu ise Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal’ın büyük formsuzluğuydu: Maçın 11’e 11 oynandığı kısa sürede sakatlanan İsmail yerine Kruniç’i alırken yabancı kontenjanını aşmak için stoperini de değiştirerek ilk hatasını yaptı. Ancak hemen sonrasında Musrati ikinci derbisinde ikinci saçmalığını yapınca Beşiktaş 10 kişi kaldı ve Fenerbahçe’nin oyuncu malzemesi üstünlüğü iyice ağır bastı.
Gürcan Bilgiç: İlk saniye ile birlikte "kabus" gibi çöktü Beşiktaş'ın üstüne Fenerbahçe… Nefes aldırmadan yüklendiler, maçın düğümünü çözecek golün peşine düştüler. Sağdan – soldan geldiler. 25'te Beşiktaş'ın 10 kişi kalması, ardından Fred - Tadic, Batshuayi üçgeni ile gelen golle birlikte maçın imzası atıldı. Devre bittiğinde 70'e 30 top Fenerbahçe'deydi. İkinci yarının ilk 15'inde de tempo sürdü. Sonrasında Serdar Topraktepe'nin hamleleri geldi. Son saniyelere kadar beraberliğin peşinden ayrılmadı. İki "yaralı" takımın, iki taraflı çaresizliği, içinde dersler barındırıyor. Livakovic'in müthiş kurtarışı dönüm noktası elbette. Mert'in ilk yarıdaki tecrübesi de başka bir yerde. Ama eksik rakibin baskısına bu kadar teslim olup, çözüm üretememek, İsmail Kartal'ın da, O çok övdüğü oyuncularının da "ayıbı"…
Ömer Üründül: Artık son kozlarını oynayan Fenerbahçe'nin bu derbiye kendi seyircisi önünde hırslı ve atak başlayacağını tahmin ediyordum. Öyle de oldu… Ama yine de takımın genel fizik durumu iyi olmadığı için saha içindeki gidişatta pek umutlu gözükmüyordu. Bir de buna takım orta sahadaki fizik sigortası olan İsmail'in sakatlanıp çıkması eklenince işler daha da zorlaşacaktı ama sahneye Al Musrati çıktı. Takımına adeta ihanet eden bir hareketle kırmızı kart gördü. Artık Fenerbahçe için elverişli bir saha içi ortamı olmuştu. Ve Batshuayi ile skor avantajı yakalandı. Batshuayi'nin iyi top sakladığı bir pozisyonda İrfan Can kendisine has bir vuruşla farkı ikiye çıkardı. Artık her şey tozpembeydi ama oyuna giren Cenk ekstra bir gol atınca tekrardan bir stres oluştu. Sonuçta Fenerbahçe, 3 puanla maçı bitirdi ve yarışa devam dedi. Ama takımın genel form durumunun hiç iyi olmadığı açık bir gerçek.
Cem Dizdar: İki takımdan biri oynayamayınca diğerinin hayli baskın görünmesi kaçınılmaz oluyor. Beşiktaş ne yaptığını bilmez halde olunca ‘’vazgeçilmezi Edin Dzeko’’dan tasarruf eden İsmail Kartal’ın Fenerbahçesi rahat rahat top gezdirdi sahada. Kalecisi Mert Günok’un kritik kurtarışlarıyla sahada kalan Beşiktaş seri sakatlıklar yaşayıp oyun dengesi bozulan rakibine karşı çaresiz haldeyken milyonlarca euro vererek kadrosuna kattığı Mutassim Al Musrati de atılınca tamamen çözüldü! Gerçi Fenerbahçe de çok etkili görünmüyordu ancak topu daha verimli gezdirerek rakibini öyle ya da bezdirmeyi becerdi. İkinci devrenin hemen başında hareketlenir gibi oldu Beşiktaş, lakin eksikti ve Fenerbahçe sakindi. Kısa sürede oyunu yeniden eline aldı. Ne varki oyun elinde olmasına rağmen çoğu maçta olduğu kararlı değillerdi. Daha çok skora bağlı oyalanır gibi oynuyorlardı. Umarım bu çoğu maçta olduğu gibi doğrudan ‘’rakibin analiz edilmiş’’ olmasıyla ilgili değildir! Böyleyse gerçekten komik olur.
Fatih Doğan: İhtiyacın olduğunda yanında olmayan arkadaşın "dostluk terazisinde" gramajı neyse ihtiyaç halinde sahada oyunuyla arkadaşlarının yanında olamayan, ya da yalnız bırakan futbolcunun da durumu farklı değildir. Al-Musrati'nin geldiği günden beri sergilediği elle tutulur bir oyunu yok. Haftalardır, bir katkı bekledim ama nafile… Yetmezmiş gibi derbide öyle ucuz, Fred'e gereksiz bir müdahaleyle kırmızıyı görüp takımını yalnız bıraktı. Al Musrati 14 milyon Euro maliyetinin altında eziliyor, böyle devem ederse tek ezilen olmayacak! G.Saray maçında kendi kalesini vurdu, dün de gereksiz bir kırmızı kartla takımını yaktı.