Hamit Altıntop: Bu iş yüzünden hanımdan azar işitiyorum

Hamit Altıntop: Bu iş yüzünden hanımdan azar işitiyorum
Hamit Altıntop, TFF'deki görevi için para alıp almadığını belirterek, tartışma konusu olan Semih Kılıçsoy olayına da açıklık getirdi

Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Az Önce Konuştum Spor'un konuğu olan Hamit Altıntop, Asist Analiz ekranlarında Candaş Tolga Işık'ın sorularına çarpıcı yanıtlar verdi.

Euro2024 ile ilgili düşüncelerini anlatan Altıntop; "Öncelikle oraya oraya katılmamız çok önemli, Hırvatistan'ın önünde lider katılmamız önemli. Orada 3.5 milyon vatandaşımız var. Onları mutlu etmek istiyoruz. İlk hedefimiz grupları geçmek. Ondan sonra da kuraya göre şansımızı artırmak istiyoruz" derken turnuvanın favorisi anlamında "Son zamanlarda oyunu oturmuş Fransa ve İngiltere var. Ev sahibi Almanya ve Portekiz'i de küçümsememek lazım" diye konuştu.

Görevde olduğu 6 yıl içinde iki teknik direktör Kuntz ve Montella ile çalıştığını ifade eden Hamit Altıntop "Kuntz kararımdan pişman değilim. Öyle bir dönemdi ki camiada çok fazla hoca yoktu. Yenilenme aşamasına girmemiz gerekiyordu. Kuntz doğru bir tercihti. Takımı gençleştirdik. Ferdi Kadıoğlu, Salih Özcan, Kenan Yıldız'ı milli takıma kazandırdık. Çok çok da artısı var bu durumun" dedi.

Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop'un Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtlarken gündeme damga vuracak bazı soru-cevaplar şöyle:

-Kuntz ile Montella arasındaki farkla yerli hocalar arasındaki farkı tam olarak anlatamadığınızı düşünüyorum.

A Milli Takım Sorumlusu olarak; ben analizlerimi yaparım. Piyasada 5-6 değerli hoca varsa bunu masaya koyarım ve bunu yönetimle tartışıp karar veririm. Yapı bu. Tek başıma teknik direktöre karar vermedim. Değerli hocalarımız var; Okan Hoca, Abdullah Avcı ve arkalarından gelen iyi hocalarımız var. Teknik taktik anlamda evet, medya anlamında yıpranma ihtimali olan hocaları eledik.

-Kuntz son dönemde sosyal medyayı epey kafayı takmıştı.

Sonuçta o da belli bir süreden sonra rahatsızlığını gösterdiği için o kararı almamız gerekiyordu.

-Kuntz ve Montella tercihlerinde farklı bir kişi kafanızda oldu mu hiç?

Kuntz tercih edildiği dönemde; Shevchenko alternatifi de vardı.

-Almanya galibiyetinden, 6-0'lık Avusturya mağlubiyetine... İki farklı takım gibi değil miydi?

Proje ve süreç içinde olduğumuzun göstergesiydi bu. Çok yetenekli olduğumuzu biliyoruz. Berlin'de oynayıp Almanya'yı yenebileceğimizi biliyoruz ancak biz bunu istikrarlı şekilde yapmak istiyoruz. Mütevazi olup ciddiyetimizi ve konsantrasyonumuzu düşürmemeliyiz. Günlük hayatta kendimizle boğuştuğumuz için duygularımız kontrol etmekte zorlanıyoruz. Oyuncu grubunun kenetlenmesini sağlamalıyız. Sadece iyi bir takım olabilmek; unsurları koordine edip aynı hedefe yürümeyi sağlamaya çalışıyorum.

-Milli takım teknik direktörleriyle kadro üzerine tartışıyor musunuz?

Hocalarımızla oturup kadro açıklanmadan önce bilgilendiriyorlar. Çay, kahve muhabbetinde 'Neden bu veya bu değil' gibi sohbetler oluyor. Bu tamamen hocanın sorumluluğu. Saha içini hocaya bırakıyoruz, saha dışı tamamen benim ve yönetimin sorumluluğunda...

-Semih Kılıçsoy konusunu tartıştınız mı? Sizce iletişim hatası var mı?

Semih'in çok değerli olduğunu 2020'den beri biliyorum. İnanılmaz bir yetenek. Onore etmemiz gerektiğini oturup konuştuk. Semih ile ilk kamp gününde konuştuk. Ümit Milli Takımı'nda önemli basamak olduğunu ve İtalya ile oynanacak önemli bir maç olduğunu, orada değerlendirmek istediğini hocamız aktardı. Semih de bunu direkt kabul etti. Semih 2 maça çıkıyor ve 2 gol atıyor. Burada gocunma yok, olumsuz anlamda tepki yok.

-'Semih Kılıçsoy'un menajeri değişsin' denildiği yönünde dedikodular vardı.

O kadar dedikodu var ki... Almanya'daki kamp merkezinin ortağı çıktım. Bu mesleğimden başka mesleğim yok. Bir ortaklığım yok. Hanımla en büyük kavgam bu; 'kendini feda ediyorsun, bir de azar işitiyorsun' diyor. 6 çocuğum var benim... Böyle dedikodulara gülüyorum.

-Masaya vurarak duğunuz bir açıklamanız var. Fırça da attınız açıkçası... 'Kuntz gitmiyor' dediniz, 1 sene sonra gitti.

Geriye baktığımda içerik olarak bunun arkasındayım ancak ton olarak daha yumuşak ve sakin olmalıydım.

-Milli takım sorumluluğundan para kazanıyor musunuz?

60 ayımı dolduracağım. Bu işi gönüllü yapıyorum, kendi aracımı kullanıyorum, kendi telefonumu kullanıyorum. Para kazanmıyorum. Federasyon ile hiçbir sözleşmem yok.

-Sizinle ilgili en büyük eleştiri; 'Türkiye'de Montella'dan da Kuntz'dan da çok daha kariyerli hocalar var. Neden yabancılarla çalışıyor?' diyorlar.

Yerli, yabancıdan ziyade başlattığımız projeyi; gençleşmeyi oturtabilmek. Miras bırakmak istiyoruz. İrade ve projeden vazgeçmemek çok önemli. Projede düzeltmeler, güncellemeler olmalı ancak yapbozdan da vazgeçmek lazım. Bunu kulüp bazında çok görüyoruz. 5 yıl önce oturduğumuz kulüp başkanları bugün yok. Bu çok büyük bir eksiklik.

-Aynı durum TFF'de de yok mu?

Değişim iyidir ama başlatılan projeyi sürdürmek şartıyla... Önem verdiğimiz konulardan birisi de A Milli Takım ile Genç Milli Takım'ın uyum içinde olması. Reorganizasyona gittik. İlk önce eğitmenlerimizi yeniledik. Antrenör eğitmenlerimiz ortalama 10 kilo verdi. Ciddiyeti, müfredatı, motivasyonu yeniledik. Süper Lig'de genç hocalarımız var, onlar bu müfredattan geçti. Doğru yolda olduğumuza inanıyoruz. 5-10 yıl sonra çok farklı şeyler konuşacağımıza inanıyorum. 'Oyuncularımız en iyi 5 ligde oynasın' klişesi vardır. Biz 'Antrenörlerimiz en iyi 5 ligde çalışsın' diyoruz.

-Günün sonunda size demezler mi 'Siz kendiniz milli takımda yerli hocalara yer vermiyorsunuz ki yabancılardan nasıl böyle bir şey bekliyorsunuz?'

Bu bir süreç. Biz şu an yarışıyoruz. 85 milyon insanı temsil ediyoruz ve günün sonunda bize sonuç da lazım. Top çizgiyi geçmezse kimseyi inandıramazsın.

-'Benim Türk futboluna, Türk futbolunun bana ihtiyacı kadar ihtiyacım yok' böyle bir açıklamanız var. İhtiyacınız yoksa neden yapıyorsunuz?

Halil mi söyledi o lafı? (Gülerek.) Sırf o cümleyi aldığınızda çok hoş bir cümle değil. Üstatların tecrübelerinden yararlanmak, iyi bir ekip olup olayı büyütmek anlamında söylüyorum. Sahada tecrübeli, başarıyı elde etmiş insanları futbola dahil etmenin bu sporu zenginleştireceğini söylemek istiyorum aslında... Kendimizi daha iyi ifade etmek için kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Samimiyetimizden kimsenin şüphesi olmasın. O cümle biraz ağır. Ama kolektiften bahsetmek istediğimi beni tanıyanlar bilir.

-O cümleyi bir daha kuracak olsanız, nasıl kurarsınız?

Sahada tecrübe edinmiş, Bayern Münih'i görmüş, Bayern Münih Onursal Başkanı'nın evine gidip futbol konuşmuş, kupalar kazanmış, Real Madrid gibi dünya devinde süre almış, bugün ile çok önemli başkanlarla Mourinho'larla kontakta olan insanların network'ünden faydalanılması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. O cümleyi öyle alırsanız, tabii ki tartışılabilir. Bu sözü savunacak halim yok. Yaşayarak öğreniyoruz. İnsanız. O tarz , o ton hoş değildi. Bunun tekrarlanmaması gerektiğinin farkındayım. Olaya yaklaşımın ve emeğimin sorgulanması da beni incitiyor.

-Arda Güler müthiş işler yapıyor değil mi?

Arda'ya ayrı bir parantez açmak istiyorum. Çok sade, doğal... Umarım bunu koruyabilir. Biz onu o olumsuz şeylerden uzak tutabiliriz. Ancelotti ile çalışması çok önemli. Real Madrid'de dünya devleriyle birlikte idman yapması çok önemli. Süre alması zaman aldı. Doğru zamanda doğru karar aldı Ancelotti. Burada eğitmenlere, antrenörlere güvenmek lazım.

-Hakan Çalhanoğlu da bir parantezi hak ediyor. Milli takımda oynayan oyuncularla konuşuyorum. Hakan Çalhanoğlu'na inanılmaz bir saygıları var.

Herkes tarafından kabul edilmesi çok önemli. Dönem dönem zor maçları oluyor. Bunu kısmen de bahsediyor. Kendisinin dışlandığını ve kabul edilmediğini söylüyor. Biz de o yollardan geçtiğimizi ve dinamiklerin burada farklı olduğunu ifade ediyoruz. Almanya ve İtalya'da ülkemizi çok iyi temsil ediyor. Elit bir futbolcu.

-Ferdi Kadıoğlu, Barış Alper Yılmaz, Abdülkerim Bardakcı, Arda Güler, Hakan Çalhanoğlu ve Kenan Yıldız çok formdalar.

Çok olumlu performans gösteren arkadaşlarımız var. Geldiklerinde çok mutlular, ortamı sahiplenmişler. Aralarında olumlu bir rekabet var. Yemekte görmeniz lazım; muhabbet ve sevgi dolular. Bugün de olmasa o mucize gerçekleşecektir.

-Bizim grubu değerlendirir misiniz?

Gürcistan ilk maçımız; Dortmund'da oynayacağız. En zor maçımız olabilir diye düşünüyoruz. Son 5 yılda önemli yatırımlar yaptılar ve şimdi meyvelerini yemeye başladılar. Benim oda arkadaşım Gürcistan Federasyon Başkanı Kobiashvili. Tarihlerinde ilk kez Avrupa Şampiyonası'na katılıyorlar. Kaybedecekleri hiçbir şey yok. Öyle bir coşkuyla geldiler ki... Çok iyi bir başlangıç yapabilirsek, bunu sürdürmek kolay olur. Portekiz, 2016'da kupayı kazanmış, Ronaldo kendince bir takım zaten... Eski takım arkadaşım, eski günlerindeki gibi olmasa da kalitesiyle 1 pozisyonda oyunu çevirme anlamında çok kuvvetli. Tecrübeli ve kaliteli bir takımlar. Onlara karşı zor olacaktır ama biz zoru severiz. Hedefimiz gruptan çıkmak. Orada da son 16'da nere oynayacağımız önemli unsur.

-Çeyrek, yarı belki bir final... Öyle bir hayaliniz var mı?

Yunanistan örneği var. 7 maçlık bir serüven... 2008'de ben kendim şahit oldum. Almanya'yı eleyip final oynayabilirdik. Berlin'de bizim için final; muhteşem olacaktır.

Öne Çıkanlar