Erol Bulut: Ali Koç arkamda dursa şampiyon olurduk
İngiltere Championship ekiplerinden Cardiff City'i çalıştıran Türk teknik adam Erol Bulut, Sabah Gazetesi'ne çarpıcı açıklamalarda bulundu.
-Türkiye'de en çok tartıştığımız konulardan biri de yabancı futbolcu sayısı. Ama bu sezon yabancı yıldızların takımlarına büyük etkisi var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
“Yıldız olacaksa Icardi ve Dzeko gibi olsun. Takımlarına nasıl katkı verdiklerini görüyoruz. Dzeko 37 yaşında da olsa 'kalite kalitedir' dedirtiyor. Hem oynuyor hem oynatıyor. Gollerini atıyor, asistini yapıyor. Tam bir lider. Icardi aynı şekilde. Tüm yabancılar onlar gibi olsa keşke. Böyle isimler geldiğinde başka kaliteli yabancıları getirmek de kolaylaşıyor. Menajer vasıtası, arkadaş oldukları için telefonla kaliteli isimleri ikna edebiliyorlar.”
-Ozan Tufan Hull City'de, Altay Bayındır Manchester United'a geldi. Görüşme fırsatınız oluyor mu?
“Yunus Akgün (Leicester City) de geldi. İnşallah devam eder. Bizim kaliteli futbolcularımız var. Her gelen oyuncu yeni geleceklere kapı açacaktır.”
“Salih Uçan’ı alacak paramız yok!”
-Salih Uçan ismi son dönemde Cardiff ile çok yan yana yazılıyor. Birinci ağızdan cevabını alabilir miyiz?
“Eski futbolcularımla her zaman bağlantım var. Salih de onlardan biri. Alanya'da başarılı işler yaptık birlikte. Salih'i alacak maddi gücümüz yok. O noktada iş bitiyor. Salih de Beşiktaş'ta kalmak istiyor. Menajerler tarafından bu haberler olabilir. Salih, Beşiktaş'ta uzun yıllar kalacaktır.”
-Teknik adam camiasında genç jenerasyonun hakimiyeti var. Kimler gelecekte iyi işler yapar?
“Genç hocalar iyi çalıştıklarını gösteriyorlar. Futbolu bırakıp hemen sahaya çıkanların doğru olmadığını düşünüyorum. Bir yardımcılık döneminden geçmesi gerekiyor. İyi teknik direktör olacaksan ekibini de iyi yapacaksın. Sahadan hemen kenara gelenler deyince benim aklıma sizin yerinize Fenerbahçe'de göreve gelen Emre Belözoğlu geliyor. Nuri Şahin aynı şekilde. Burak Yılmaz bunun son örneği. Yaptıkları yanlış mıydı?
“Onları kastetmedim ama şunu da söylemek gerek Nuri Şahin iyi bir ekip yaptı. Prolisans diye bir şey var. O zaman onu niye veriyorsunuz. Herkes futbolculuktan hocalığa geçsin. Emek verenler ne olacak. Kurallar iki günde değiştiriliyor, yabancılara lisans veriliyor. Özel kişilere veriliyor. O zaman çalışıp, emek vermenin ne anlamı var. Kriterlerden geçilmesi lazım. A lisansı ya da başkasının lisansı ile hocalık yapılıyor. Ben 5 sene yardımcılık yaptım. 2012'de bıraktım futbolu, 5 yıl sonra teknik direktör oldum. Çok erken olduğunda hatalar da fazla olabiliyor. Burak Yılmaz iyi bir hoca olabilir ama çok erken. Bu iş o kadar da kolay değil.”
-İngiltere macerası nasıl başladı. Cardiff kapısı nasıl açıldı? Nasıl gidiyor?
“Cardiff 3 yıl önce gelmişti. Alanyaspor'un başında olduğum sezon sonunda aralarında İtalya'nın da olduğu birkaç teklif almıştım. Türkiye'den Fenerbahçe'nin teklifi ağır bastı. Orada 4 sene oynamıştım. Hedef de şampiyonluktu ve Fenerbahçe'yi seçmiştim. 3 yıl sonra Cardiff'ten yeni bir teklif gelince kabul ettim. Şu an için her şey iyi gidiyor.”
-İngiltere Birinci Ligi mi (Championship), Süper Lig mi hangisi daha zorlu?
“Championshıp'te tüm takımlar birbirine çok yakın. O yüzden burası daha zor. Türkiye'de büyükler dışında bir-iki takım var zorlayan ama genele baktığımızda alt lig olsa da Championship biraz daha üstün.”
“Hakemler yüzünden iki maçta puan kaybettik. Burada VAR yok, eski sistemle devam ediliyor. VAR'ın gelmesi gerektiğini düşünüyorum ve her fırsatta dile getiriyorum. Ofsayttan yediğim golle maçı kaybettim. Bir metre ofsaytı görmedi. VAR olsa iptal olurdu.”
-Fenerbahçe'de elinizde böyle bir kadro olsa ne yapardınız?
“Elimde öyle bir kadro yoktu ama... Ligde 9. sırada bulunan Cardiff City'nin piyasa değeri 51 milyon Euro.”
-Kariyerinize bakınca en yüksek puan ortalaması ile oynadığınız takım Fenerbahçe (2.00) ama yine de bir ayrılık yaşandı. O süreçte neler oldu. Neden ayrıldınız?
“Konuşacak çok şey var ama geçmiş geçmişte kaldı. Önümüze bakmamız gerek. Daha farklı düşünceler ve istekler vardı ancak gerçekleşmedi. Transferleri istediğimiz gibi yapamadık. En azından bu sene yerli bir hocaya istediği oyuncular alındı. Doğru iş yapıldığını düşünüyorum.”
“Fenerbahçe'yi kimse kalbimizden sökemez. Formasını giydim, teknik direktörlüğünü yaptım. Maalesef 30. haftada ayrıldık. İsteğim, birlikteliğimiz sezon sonuna kadar sürdürüp, o zaman bırakmaktı. Çünkü en yakın rakibimizle arada 4-5 puan vardı. Şampiyon olabilirdik. Ama o dönemki yönetim (Ali Koç yönetimi) o şekilde olmasına karar verdi.”
“Arda Güler'i A Takıma çıkaran bizdik. 15 yaşındaydı. Birkaç antrenmana katıldı. Kalitesi o zaman belliydi. Farklı yere de geldi. Daha da iyi yerlere gelecek. Orada Türk bayrağını dalgalandıracak. Arda genç yaşta profesyonel oldu. Real Madrid'deki antrenmanların içeriği çok önemli. Fazla yüklenirseniz, sıkıntı olabilir. Sorumluluk çok olduğunda stres ve gerilim yapar. O da sakatlığı tetikleyebilir.”
-Milli Takım'ın hocası Türk mü olmalıdır?
“Geleneklerimizi bilen, milletini tanıyan teknik adam avantajdır. Yabancı hoca şu an her şey iyi giderken doğru ama bir iki sene sonra kötü gidince yine 'Yerli olması gerek' denecek. O zaman niye Kuntz'u aldınız, U21 teknik direktörünü niye getirdiniz. Zamanında getirmeseydiniz. İşler kötü gidince yerin dibine batırmamak gerek. Kuntz iyi işler yaptı. Futbolcularla anlaşamadı. Sonra eleştiriler başladı.”
-Hull City'yi çalıştıran Liam Rosenior, Ipswich Town'dan Kieran McKenna ve Sunderland'dan Tony Mowbray ile birlikte eylül ayının teknik direktörü adayları arasında kendinize yer buldunuz, ne hissettiniz?
“Çok gurur duydum. Bizim ülkemizde bu çok fazla dillendirilmiyor. Burada bir Türk hoca olarak diğer Türk hocaları da temsil ediyorum. Fatih hocadan sonra 5 büyük ligden birine gelmiş bir isimim. Burada iyi işler yapacağız ki kendi hocalarımıza örnek olalım, Türk hocaların iyi işler yaptığını herkese kabul ettirelim ve başka kapılar açalım. Bunlar benim için önemli.”
“Taraftar baskısı fazla, hedefler çok yüksek olduğu için doğal olarak hocaya patlıyor. İlk giden kişi o oluyor. 4-5 futbolcu gönderilemeyeceğine göre tek kişiyi göndermek daha kolay. Ama iş hocada bitmiyor. Sorun orada. Bu bir ekip işi. Ekip iyi olmadığı zaman, sorunlar ortaya çıkacaktır. Bu kaçınılmaz. Ben kulüp başkanımızla telefonda tanıştım. Gelmeden önce hiç el sıkışmışlığım yok. Kulüp başkanımız Mehmet Dalman gelebildiği kadar maçlara geliyor. Türkiye'de baskı farklı olduğu için başkanlar zaman zaman soyunma odasına inebiliyorlar. Benim öyle bir sıkıntım olmadı.”
“Avrupa Şampiyonası'na gidiyoruz diye seviniyoruz ama olması gereken o. Abartmaya gerek yok. Seviyemiz ve kalitemiz hep orası olmalı. İtalya, İngiltere başta olmak üzere Avrupa'nın pek çok yerinde oyuncularımız oynuyor. Bundan sonra her turnuvada olma sorumluluğumuz var. Takımımızı küçümsemeyelim. İyi bir sistem oturtup ilerlememiz gerek. Kuntz çok eleştirilse de takımı bir seviyeye getirdi. Yollar doğru zamanda ayrıldı. Evet zor bir karardı, ters de tepebilirdi ama bir karar verilmesi gerekirken doğru karar verildi. Kendimizi niye küçümsüyoruz.”