Tülay Hatimoğulları: “İktidar CHP’yi siyaset dışına itmeye çalışıyor”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Meclis’teki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyuna yansıyan “Asrın Çağrısı” metninin demokratik dönüşüm açısından tarihi bir fırsat olduğunu belirten Hatimoğulları, iktidarın bu çağrıyı görmezden geldiğini ve somut hiçbir adım atmadığını söyledi.

Hatimoğulları, “Barış istiyoruz diyen bir halk var. Bu talebe kayıtsız kalmak, tarihi bir fırsatın heba edilmesi olur” ifadelerini kullanarak, barış sürecinin ilerlemesi için Meclis’te Demokratik Dönüşüm ve Barış Kanunu çıkarılması gerektiğini vurguladı.

“İşkenceye prim veriliyor”

Hatimoğulları, 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve bazı çalışma arkadaşlarının gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolara katılan gençlerin polis şiddetiyle gözaltına alınmasına da değindi. Öğrencilerin hâlâ tutuklu olduğunu belirten Hatimoğulları, “Gençlerin barış ve adalet talebine copla karşılık verilemez” dedi.

Polise verilen 10 bin TL’lik primlerin “işkenceye ödül” olduğunu savunan Hatimoğulları, “İşkence suçtur, teşvik edilmesi de suçtur” ifadelerini kullandı.

“Hasta mahpuslar için cesur bir adım atılmalı”

Mahir Polat’ın tahliyesinin sevindirici olduğunu belirten Hatimoğulları, cezaevlerinde benzer durumda olan yüzlerce hasta tutuklu olduğunu hatırlattı. Özge Özbek, Hatice Yıldız, Soydan Akay, Selver Yıldırım ve Hatice Onaran’ın isimlerini veren Hatimoğulları, iktidarın vicdani ve hukuki sorumluluğuna dikkat çekerek infaz yakma uygulamalarının da son bulması gerektiğini söyledi.

“Türkiye barış istiyor”

Dış politikada Orta Doğu’daki krizleri, İran merkezli gerilimleri ve Avrupa’da artan silahlanmayı da eleştiren Hatimoğulları, demokrasi ve insan haklarına dayalı yeni bir yaklaşım gerektiğini ifade etti. “Ortadoğu halkları artık barış istiyor” diyen Hatimoğulları, savaş ve şiddet politikalarının bölgeyi tükendiğini belirtti.

“İktidar hâlâ adım atmıyor”

Hatimoğulları, DEM Parti heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmenin olumlu geçtiğini ancak iki ay geçmesine rağmen çağrıya denk düşen somut bir adım atılmadığını söyledi:
“Toplumun beklentisi net. Ama halen tecrit sürüyor, yeni antidemokratik uygulamalar devreye giriyor. O zaman biz bu halka ne cevap vereceğiz?”

Hatimoğulları, çözümün önünü açacak yasal düzenlemelere dikkat çekerek, Öcalan’ın iletişim özgürlüğünün sağlanması ve Meclis’in barış süreci için adım atması gerektiğini dile getirdi.

“Barış için kadınlar ön safta”

Kadınların savaşın bedelini en ağır şekilde ödediğini belirten Hatimoğulları, Ezidi kadınlardan Filistinli kadınlara kadar pek çok coğrafyada süren direnişi hatırlattı. “Barış mücadelesinde kadınlar ön safta” diyen Hatimoğulları, DEM Parti Kadın Meclisi olarak barışın toplumsallaşması için çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

“İktidar CHP’yi siyaset dışına itmeye çalışıyor”

İktidarın CHP’ye yönelik baskılarını da eleştiren Hatimoğulları, “Bu abluka kabul edilemez” dedi ve muhalefete çağrıda bulundu:

“İktidarın yargı ve güvenlik güçlerini kullanarak CHP’yi siyasetin dışına itmeye çalışması kabul edilemez. CHP’ye neden bu baskı uygulanıyor? Neden abluka altına alınmak isteniyor? Oysa bugün muhalefet, barış ve çözüm sürecine dair daha yapıcı ve destekleyici bir pozisyonda. Bu çok kıymetlidir. Buradan başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm muhalefete sesleniyorum: Barış Türkiye’nin ortak meselesidir. Ne olursa olsun çözüm ve barış sürecine sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız. Çözüm sürecini konuşuyoruz diye kayyım uygulamalarını unutmadık. O nedenle barış ve demokratik bir toplum için birlikte ve daha güçlü bir ses çıkarmalı, ortak mücadeleyi büyütmeliyiz.”

“Van’daki kayyım politikası İstanbul’daki irade gaspıyla aynıdır”

Van’da kayyım yönetiminin çocuk kreşlerini kapatması ve kadınlara verilen ulaşım kartlarını iptal etmesini de eleştiren Hatimoğulları, “İstanbul’da ve Van’da iradeye yönelik saldırı aynıdır. Halklar artık bu irade gaspına sessiz kalmıyor” diye konuştu, şunları söyledi:

''Van’da kayyım, çocuklara açılan kreşi neden kapatır? Kadınlara verilen ulaşım kartlarını neden iptal eder? Halk için yapılan projeler neden durdurulur? İstanbul’da belediyesine kayyum atananların itirazı ile Van’da, Hakkari’de halkın gasp edilen iradesine karşı yükselen itiraz aynıdır. İstanbul’da iradesi gasp edilenle Mardin’de iradesi hiçe sayılan yurttaş, aynı şeyi söylüyor: “Elinizi irademizden çekin."