CHP lideri Özel'den Erdoğan'a 'teğmenler' çağrısı

CHP lideri Özel'den Erdoğan'a 'teğmenler' çağrısı
CHP lideri Özgür Özel, Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki'nin anma töreninde konuştu. Özel, Erdoğan'a seslenerek, "Eğer teğmenler görevlerinden uzaklaştırılırsa o zaman yanlış tarafta durduğunuzu ilan etmiş olacaksınız" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ile Bekçi Şevki'nin şehit edilişlerinin 94. yılında İzmir'in Menemen ilçesinde partisinin il başkanlığı tarafından düzenlenen "Demokrasi ve Laiklik" yürüyüşüne katıldı.

Menemen İZBAN İstasyonu önünden başlayıp Yıldıztepe’de son bulan yürüyüşün ardından Kubilay Anıtı önünde anma programı gerçekleştirildi.

'Cumhuriyet’e karşı kalkışmalarda kararlılığımızı gösteriyoruz'

Törende konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bugün burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olarak bulunmayı ve en üst düzey kararlılığı göstermeyi son derece önemsiyorum. Devrim Şehidimiz Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’yi anmak üzere buradayız; Yıldıztepe’deyiz. Hepimiz birbirimize omuz vermek, birbirimize umut vermek üzere buradayız ve birilerine de kaygı vermek üzere buradayız" dedi. Özel, şunları kaydetti:

'Sizin gibilere baş eğmeyiz'

"Genç Cumhuriyet’in kahramanlarından öğretmen Kubilay ve iki silah arkadaşı 94 yıl önce bugün gericiler tarafından katledildi. Menemen’e geldiklerinde ay yıldızlı bayrağına karşı manda ve himaye yanlısı olan, ellerinde şeriat bayrağı olan ve bu bayrağı Cumhuriyet’i yıkmak üzere dalgalandırdıklarını iddia eden, genç Cumhuriyet’e, milli birliğimize karşı kastedenlerin karşısında Cumhuriyet’i ve bayrağı korumak üzere dikilmişlerdi. Ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ellerinden gelse öldürmeyi planlayan gözü dönmüş bir çetenin karşısındaydılar. Gerici isyanı, kendini mehdi ilan eden derviş Mehmed yönetiyordu. 23 Aralık 1930 sabahı burayı kendisi gibi Cumhuriyet karşıtı isyancılarla kuşatmıştı. Derviş Mehmed’i durdurma görevi Asteğmen Kubilay’ındı. Önce isyancıları uyardı ama onlar ateşle karşılık verdiler. Kubilay yaralandı. Kubilay yaralı haliyle mücadeleyi sürdürdü. Elindeki eksik teçhizat ve mühimmatın amaca uygun olmamasına karşın görevi Cumhuriyet’i savunmak olduğu için direndi. Caniler onu kaymakamlık binasının avlusunda katlettiler. Maalesef cansız bedenine işkence yaptılar, canavarca hisle başını kestiler ve Menemen sokaklarında dolaştırmaya başladılar. Kubilay’ın başını göstererek, genç Cumhuriyet’e meydan okuyorlardı. Oysa Kubilay kesik başıyla onlara ve onlar gibi heveslere kapılanlara meydan okuyordu. Kubilay diyordu ki, ‘Bu başı veririz, yine de sizin gibilere baş eğmeyiz’ diyordu. Çünkü devrimciler, Atatürkçüler ülkelerini kurmak, ilkelerini korumak için boyun eğmek, baş eğmek yerine Kubilay gibi baş verirler. Bugün de Kubilaylar hepimize ümit vermek, umut olmak durumundadır.

Kılıçlı yemin eden teğmenler

Bugün hepimizi fevkalade gururlandıran bir yılın ve bir törenin şahidi olduk. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusundan her sene kara, deniz ve hava harp okullarından mezuniyetler oluyor. Onlar Mustafa Kemal’in ordusunun taze teğmenleri, taze kanları. Bu sene ilk kez üçünün de birincisi genç kadın teğmenlerdi. O görüntüyü gördüğümde şöyle düşündüm, işte Mustafa Kemal’in ordusu, işte Mustafa Kemal’in istediği Türk gençliği, işte Türkiye’de kadın erkek eşitliğine en çok inanan Atatürk’ün ordusunun geldiği nokta. Bu büyük başarıydı. O gün hepimizin duygulanarak ve övünerek izlediği o tören, oldu bitti. Sonra önce sosyal medyada, sonra yazılı basında, iktidara müzahir kalemler ve troll orduları bir linç kampanyasına giriştiler. İnanın böyle bir kampanyanın toplumsal tabanı olmayacağından emindik. Ama siyasette benimseneceği, bunun üzerinden bir siyasi çıkara tenezzül edileceği, bir kutuplaşma ortamını geri getirmek için bunun araçsallaştırılacağı ve teğmenlerin yapmış oldukları andın sanki disiplinsizlik gibi gösterileceği hiç aklımın ucundan geçmezdi. Ama maalesef Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün görev yaptığı Cumhurbaşkanlığı koltuğunda bugün oturan Sayın Erdoğan, bu işi sekiz gün sonra, bir siyaset konusu yapmaya, gencecik teğmenlerin emeğini çöpe atmaya, onların geleceğini karartmaya küçücük bir siyasi çıkar uğruna tenezzül etti. Ama onun yaptığı bu tenezzül, diğer taraftan aslında hangi duyguda ayrıştığımızı ve meseleye nereden baktığını da gösteren önemli bir ayraçtı.

'Mustafa Kemal’in ordusunun tarafındayım'

Sayın Erdoğan’a bir kez daha sesleniyorum, o teğmenler ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dedi. Mustafa Kemal’in bir tane ordusu vardı, halen daha da bir tane ordusu var. Mustafa Kemal’in askerleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teğmenleridir, onların komutanı Mustafa Kemal‘dir. O Mustafa Kemal’in ordusu bu ülkede Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış ve Trikopis’in ordusunu yenerek İzmir’den denize dökmüştür. Şimdi ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyenler yerine, birlikte siyaset yaptığınız ve cenazesine beş bakan yolladığınız, ‘Mustafa Kemal’e zerre muhabbet besleyen ne ölüme ne dirime gelsin’ diyen Fesli Deli Kadir’e sağlığında siz gittiniz, cenazesine beş bakan yolladınız. O diyordu ki, ‘Keşke Yunan kazansaydı.’ O diyordu ki, ‘Keşke Trikopis kazansaydı.’ Ben kutuplaşmadan yana hiç olmadım, kamplaşmadan yana hiç olmadım ama burada herkes tarafını gösterecek. Ben o genç teğmenlerle beraber Mustafa Kemal’in ordusunun tarafındayım, Mustafa Kemal’in askeriyim. Şimdi takınacağınız tutumla hepimize şunu göstereceksiniz. Siz hocanız Fesli Deli Kadir gibi Trikopis’in tarafında mı duracaksınız, yoksa Mustafa Kemal Atatürk’ün tarafında mı duracaksınız?

'Yanlış tarafta durduğunuzu ilan etmiş olacaksınız'

Türk Silahlı Kuvvetleri‘nde disiplin kurulu toplanmak üzereyken, orduda herkes ‘Aslında bu ihraçlara biz de karşıyız, Genelkurmay Başkanımız dahi karşı. Ama baskı görüyoruz’ derken, Erdoğan’a buradan sesleniyorum: Eğer o teğmenler bu şanlı, onurlu görevlerinden hele ki dönem birincisi olmuş, bütün derslerden tam not almış, disiplin dahil tam not almış o kadın teğmen ve arkadaşları bu ordudan uzaklaştırılırsa o zaman yanlış tarafta durduğunuzu cümle aleme ilan etmiş olacaksınız. Böyle bir hatayı yaparsanız bu hareket, sizi milletin gönlünden değil gözünden düşürür. Milletin gözünden düşen, bir daha ne siyaseten ne insan olarak, ne ahlaken bir daha abad olmaz. Milletin gözünden düşen, bir daha hiçbir makama gelmez. Geldiği makamlar geçici olur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ordunun bütün sınavlarından tam not almış bir teğmeni siyaset uğruna feda ederseniz, bu millet bunu unutmaz, bunun hesabını günü gelince mutlaka sorarız.

'Gündem yaratıyorlar'

Gelecekten umudum her geçen gün biraz daha artıyor. Birileri çöktüler ayakta durmak için önce geçmişte birbirlerine etmedik laf bırakmayanlarla ittifak oldular, kol kola girdiler. Birileri ‘Herkesten olur, senden Cumhurbaşkanı olmaz’ diyen birine değnek oldu, koluna girdi, ayakta tutmaya çalıştı. Onların üzerinden çeteler, mafya liderleri rejime sahip çıkmaya başladılar. Her geçen gün kendi acziyetlerini, milletin içinde bulunduğu durumu örtbas etmek için yeni, suni gündemler yaratmaya devam ediyorlar. Buna karşı kararlılıkla, birlik ve beraberlik halinde öz güvenli yürüyüşümüzü hep birlikte devam ettirmek durumundayız. Suriye’de komşunun iç işlerine karışıldığı, devlet dışı unsurların muhatap alındığı, ‘Eğit, yolla, donat, savaşsın’ dedikleri bir süreçte 13 yıl boyunca bir iç savaş, 5 milyona yakın Suriyeli sığınmacı, 283 şehit ve 200 milyar dolar kaybın sonunda Suriye’deki zalim, otoriter bir tek adam rejiminin yıkılmasını kendi başarıları gibi göstermeye çalışıp, buradan il kongrelerinde gezip, bunun üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi’ne saldırıp, sanki yeniden bir güç kazanıyormuş gibi algı yönetimi yapmaya çalışan Erdoğan’a ve partisine şunu söylemek isterim: Bu ülkede 283 şehidin de, 200 milyar dolar gibi bugünkü sorunların tamamını çözebilecek bir kaynağın kaybedilmesinin de bunun yanında yaşanan bütün acıların, zorlukların sebebi iş bilmez dış politikaydı. O yanlış sürecin sonucunda bir tek adamın çökmüş olmasından bir zafer çıkmaz.

tugay.jpg

Tugay: Kubilay, toplum hafızasından silinmez

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, "Hem cumhuriyetimize karşı sembol bir kalkışma olması hem de kahraman asker ve bekçilerimizin şehit edilmeleri nedeniyle Kubilay olayı üzerinden yıllar geçse de nesiller boyu toplum hafızasından silinmeyecek niteliktedir" dedi. Törende CHP Gençlik Koları Genel Başkanı Cem Aydın ve Atatürkçü Düşünce Derneği Gençlik Kolları Genel Başkanı Nihat Arda Mercan da kısa bir konuşma yaptı.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar