Bahçeli, 'Halep'i teslim etmek hayal' deyip çağrı yaptı: 'Esad Türkiye'nin uzattığı eli tutmadı'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli’nin 22 Ekim'deki grup toplantısında yapmış olduğu “Öcalan gelsin Meclis'te konuşsun” çağrısı karşılık bulmamıştı. 26 Kasım’daki “İmralı'yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz” şeklindeki yeni çağrısı da karşılık bulmadı.
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, sahte dolar iddialarını 'operasyon' olarak değerlendirdi, konuşmasının devamında Suriye'de sürmekte olan savaşa değindi.
Bahçeli Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'a çağrı yaptı. Halep ile ilgili dikkat çeken açıklamalar yapan MHP lideri, "Bizim niyazımız Suriye'nin barış ortamına hasıl olmasıdır. Halep'i yaban ve yabancı ellere teslim etmek hayal mahsulü bir ihtimaldir. Böyle bir an geldiğinde tarih teker teker tekerrür edecek reklam arası son bulacak fragman gösterimi bitecek coğrafya yeni baştan aslına dönecektir" ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'ne (DEM Parti) ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) eleştirilerde bulunan Bahçeli, DEM Parti'ye Türkiye partisi olma hususundaki çağrısını yinelerken aksi halde derdest edileceğini söyledi.
konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Gelecek haftadan itibaren bütçe konuşmaları nedeniyle grup toplantılarına ara vereceklerini söyleyen Devlet Bahçeli'nin konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Sahte dolar gündemi: Türkiye'ye yönelik operasyondur
Sahte dolar iddiası gündemine ilişkin konuşan Bahçeli, topluma sağ duyu çağrısı yaparak şunları söyledi:
"Son günlerde 600 milyon dolara yakın sahte paranın piyasaya sürüldüğü iddiası bize göre Türkiye'ye yönelik bir operasyondur. Külliyen yalan ve saptırmadır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma başlatmıştır. Sahteciliğe karşı mücadele amansızca sürdürülmelidir. Telaşa gerek yok, vatandaşlarımız sakin olmalıdır. MHP meseleyi her zaviye ile incelemekte, oynanan oyunun farkındadır. Her şeyden önce Türkiye diyorsak vakit tamamdır söz konusu vatandır."
Abdullah Öcalan çağrıları
22 Ekim'den beri PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 'örgütün lağvedildiğini açıklaması' yönündeki çağrılarına değinen Bahçeli şunları söyledi:
"Ağzımızdan çıkan her sözün bir dayanağı vardır. Çağrılarımızın mühim, müstacel ve mübrem arka planı bulunmaktadır. Her şeyden önce Türkiye diyorsak, sisin ardında, dağın diğer yamacında mürettep halde bulunan hain ve zalim senaryoları görmek, okumak, ister çığ deyin, ister sel, üzerimize gelen tehlikeli akışın önünü kesmek bir ecdad yadigarı olan kümülatif ve kükreyen aklın gereğidir. Bu akıl, asıl amacımızın ne olduğunu, ona nasıl ulaşacağımızı, çıkan engellerin hangi yollardan aşılacağını gösteren fikir ve fıtrat cevheridir. Bugüne kadar gerek şahsım gerekse de Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ısrarla yapılan uyarıların ne kadar isabetli olduğu son gelişmelerle iyice netleşmiştir. 22 Ekim 2024 tarihinden bu yana milletimizle paylaştığımız şeffaf, samimi ve temiz düşüncelere kulp takanlar, çamur atanlar, kara çalanlar, dış kanallardan saldırı komutu alanlar haricinde, sağduyulu ve vicdan sahibi her insanımız haklılığımızı zannederim tasvip ve teyit etmiş olsa gerektir.
Suriye'deki savaş: 'Bölgemizde taşlar yerine oturmadı'
Bahçeli, Suriye'deki savaşa ilişkin konuştu. Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'a çağrı yaptı:
"Bölgemizde yerinden oynayan taşlar hala yerine oturmamıştır. Suriye'de 14 yılı bulan işgal sarmalında cephe üstüne cephe açılmaktadır. Kaotik ortam giderek sertleşmektedir. Başkent Ankara vizyonuna bağlı kalarak ülkemizi ve milletimizi önceliğine alan tavır takınmalıyız. Türk devletinin yaptığı da budur. Suriye Arap Cumhuriyeti'nin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı esastır. Suriye Arap Cumhuriyeti solumun cihazına bağlı tartışmalı devlet konumundadır. Esad Türkiye'nin uzatan elini tutmamıştır. Bize göre vakit geçmiş değil. Esad'ın Türkiye ile normalleşme iradesi göstermesi kendi çıkarınadır. Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü yoktur. En uzun sınıra sahip olduğumuz Suriye'nin istikrara kavuşması samimi dileğimizdir. Türkiye ile Suriye arasında diplomasi canlandırılmalı. Esad yönetimi aklını başına almalıdır.
'Türkiye'ye musallat olabilecek hiçbir siyasi hareketlenmeyi meşru göremeyiz'
Esad yönetimi kabuğuna çekilip ayakta kalacağını düşünüyorsa yanıldığını er ya da geç anlayacaktır. Irak ve Suriye coğrafyası Türk coğrafyasını bilir. Rusya ve İran destekli rejim güçlerinin Halep'te yaptığı katliamlar unutmadığımız hatırlatmak isterim. Türkiye'ye musallat olabilecek hiçbir siyasi hareketlenmeyi meşru göremeyiz. Sınırlarımızın dibinde orayı burayı bombalayanların ne aradıklarını sormak pılınızı pırtınızı toplayıp gidin demek hakkımızdır.
'Sıra Münbiç'te'
22 Ekim 2019’da Soçi Mutabakatı kapsamında, PKK/YPG/PYD’yi Menbiç ve Tel Rıfat’tan çekecek olan, fakat buna bir türlü yanaşmayan da ülkeler az çok bellidir. Şimdi Tel Rıfat haşeratlardan, çıyanlardan, insan suretinde dolaşan alçaklardan köşe bucak temizlenmiş, ümit ederim ki, sırayı Menbiç almıştır.
Bahçeli'den DEM Parti'ye
Sınırlarımızın hemen yanı başında yuvalanan terör örgütünün sökülüp atılmasından rahatsız olan DEM Parti’nin nerede duracağını henüz kestirememesi, terörle arasına mesafe koymaktan sürekli imtina etmesi yanlıştır, demokrasi ve hukuk dışı bir çarpıklıktır. Gelişmelerin Kürt kardeşlerimizle hiçbir ilgisi yoktur. Tel Rifat’tan sürülüp çıkarılan canilerin kiralık katil sürüsü olduğunu sadece biz değil, şerefli Kürt kardeşlerim de itiraf edeceklerdir. Bölücü terör örgütüne hayat haramdır. Tüm terör örgütleri bizim karşımızdadır. Kürtler bizim canımız, PKK/YPG/PYD can düşmanımızdır. DEM, ya Türkiye partisi olacak ya da tükenmekten ve derdest edilmekten başka seçeneği kalmayacaktır. Terör ya bitecek ve Türkiye bahara uyanacaktır ya da bölücü katiller son silahlı teröriste kadar tek tek canlı hedef olmaktan kurtulamayacaklardır.
'Halep Türk ve Müslümandır'
Suriye toprakları, Suriyelilerindir. Bu ülkenin demokrasi sınırları içinde anayasal sisteme geçmesi şarttır.
Halep’in huzur ve sükûnet bulması da yegane dileğimizdir. Şu gerçeği millet huzurunda haykırmak dava ve siyaset namusumuzun şaşmaz ve şüphe götürmez bir gereğidir: Halep deyince yüreği titremeyen bir vatan evladına rastlayamazsınız. Çünkü Halep iliklerine kadar Türk ve Müslüman’dır. Bunu sadece biz söylemiyoruz; tarih söylüyor, coğrafya söylüyor, hakikat söylüyor, ecdad söylüyor, Halep kalesine çekilen Türk bayrağı söylüyor.
'Niyazımız Suriye topraklarının barış ortamına kavuşmasıdır fakat...'
İstanbul’un Kapalı Çarşısı neyse Halep’in Kapalı Çarşısı odur. Ankara Kocatepe Camiinden yükselen aminlerimizle Halep Ulu Camiinden yankılanan aminlerimiz aynıdır. Halep oradaysa tarihin çağrısına kulağını veren Türk milliyetçileri ve Türk milleti buradadır. Bizim niyazımız Suriye’nin huzur, istikrar ve barış ortamına bir an evvel vasıl olmasıdır. Fakat parçalara ayrılmış Suriye fotoğrafında Halebi yüz üstü bırakmak, yaban ve yabancı ellere teslim etmek hayal mahsulü bir ihtimaldir. Ve öyle bir an geldiğinde, tarih satır satır, sayfa sayfa yeniden tekerrür edecek, reklam arası son bulacak, fragman gösterimi bitecek, coğrafya yeni baştan aslına dönecektir.
Bahçeli'den CHP'ye
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bazı yönlerini revize ihtiyacı hasıl olsa da yönetim hayatımız artık güçlü bir bünyeye sahiptir. CHP’nin bundan mustarip ve müşteki olduğunu bilmeyen yoktur.
Anladığımız ve gördüğümüz kadarıyla; CHP, fonlanmış medyası, yandaş sivil toplum kuruluşları ve sendikaları, DEM’lenmiş ortakları, kiralık kalemleri, dış bağlantıları, devlet ve bürokrasi içine gizlenmiş eski tüfek ayak takımı demokratik yollardan sonuç alamayacaklarına dönük ortak bir kanaat içine yuvarlanmışlardır. CHP, halktan umudunu kesmiştir. Hemen seçim çağrıları yapsalar da CHP yönetiminin gözü başka kaşı başka oynamaktadır.
'Özel ve ekibini ara rejim merakı sarmış'
Her gün farklı kisveye bürünen çıkar gruplarının artan rekabetine, azgın hiziplerin çadır tiyatrosuna dönen CHP’nin demokrasi dışı arayışların düşünü kurduğunu ifade etmek hatalı değildir.
Disiplinsiz teğmenleri savunan, laik-anti laik kutuplaşmasını sahneye çıkaran, rejim değiştirmekten bahseden, ekonomik sorunları sistem ve devlet sorununa tahvil eden, ülkede istikrarsızlık ortamı varmış gibi iddiada bulunan, her dört gençten üçünün ülkemizden gitmek istediğini gafilce ileri süren,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcımız başta olmak üzere hukuk insanlarımıza edepsizce saldıran ve avukatlık mesleğini aşağılayan, CHP’li belediyelerin vergi borçlarını ve SGK primlerini ödememesini dayatan, milletimizin hassasiyetlerini kaşıyan, sinir uçlarına basan ve sürekli hukuk ihlali yapan Özgür Özel ve ekibinin vesayet nöbeti tutmuş, ara rejim merakı sarmıştır.
'Özgür Özel, yolun yol değildir'
CHP, genetik mirasına sarılarak eski hastalığının pençesine düşmüştür. Özgür Bey, yolun yol değildir.
Ağzının ayarı hepten bozuktur. Ne sözün söz, ne de siyasetin adam gibi siyasettir. Eğer demokrasiyi kesintiye uğratacak yeni bir cunta hedefindeyseniz, ki buradan baktığımızda bunun pek çok delili vardır, o halde bunun sonuçlarına değil şahsınız, yedi ceddiniz en ağır şekilde katlanacaktır. Biz ya silah ya siyaset derken, CHP’yi de ihmal etmediğimiz bilinmelidir. Ortadoğu’nun çatışma ortamını ve kanlı boğuşmalarını ülkemize ithal etmeyi planlayan, demokrasiyi musalla taşına yatırmayı aklından geçiren kim ya da kimler varsa, tavsiyem önce bizi ezmeleri, önce bizi geçmeleridir. Bu can bu bedende durduğu müddetçe, Cumhur İttifakı milletiyle yekvücut olduğu sürece darbe sevdalısı CHP’nin ve onun anti demokratik destekçilerinin göreceği rüya sadece kâbustur, sadece karanlıktır, sadece felakettir.
Kaynak:Haber Merkezi