İYİ Parti "ittifak"a mesafeli... Kavuncu: Seçime tek başımıza girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz
İYİ Parti Teşkilat Başkanı Buğra Kavuncu, Burdur’da; "Biz seçimden önce bu seçim ekonomisinin vatandaşlarımızın belini bükeceğini, bu anlayışla yani aklın ve ilmin ışığında yönetilmeyen bu ekonominin ülkemizi perişan edeceğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık ancak muvaffak olamadık. Maalesef seçim sonrasında da iktidar aldığı kararlarla adeta kendisine oy vermiş bütün vatandaşları, bütün seçmenleri pişman etmiş durumda" dedi. Kavuncu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 26 Ağustos’ta Afyon’da önemli açıklamalar yapacağını söyledi. Öte yandan yerel seçime ilişkin ittifak için konuşan Kavuncu, "Genel merkezimizin yapacağı değerlendirme, alacağı karar önemlidir. Bir iş birliği olur mu, olmaz mı? Bunu da tabii ki biz teşkilatlarımızla konuşuyoruz. Ama bir gerçek var, o da şu; biz şu an itibarıyla Türkiye'de 81 ilde 973’e yakın ilçede seçime tek başımıza girecekmişiz gibi hazırlığımızı, çalışmamızı, o il ve ilçedeki yerel problemlerle ilgili özellikle belediyecilik anlamında halkımızın, milletimizin beklentileriyle ilgili çok kapsamlı bir çalışma yapıyoruz" dedi.
İYİ Parti Teşkilat Başkanı ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, Burdur’da partililerle bir araya geldi. Partisinin il başkanlığı binasında açıklamalarda bulunan Kavuncu, şunları söyledi:
"Son 1 ay içerisinde 40'a yakın il başkanlığımızı ziyaret ettik"
"Biliyorsunuz haziran ayında üçüncü olağan kongremizi yaptık. Olağan kongrenin akabinde başkanlık divanı oluştu. Biz hemen bir takvim bir planlama yaptık ve Türkiye'de il başkanlarımızın birçoğunu ziyaret ettik. Bugün de o ziyaret kapsamında Antalya’daydık. Antalya'dan Burdur'a geçtik, şimdi Burdur'dan da Isparta’ya geçeceğiz ve bugün de 3 il teşkilatımızı ziyaret etmiş olacağız. 40’ın üzerinde il başkanlığımızı son geçtiğimiz bir ay içerisinde de ziyaret etmiş olduk. Bu yapmış olduğumuz ziyaretlerde iki ana amacımız var; bunlardan bir tanesi önümüzdeki dönem teşkilat başkanlığı olarak nasıl bir çalışma anlayışımız, prensibimiz olacak onu teşkilatlarımıza paylaşmak ama ondan çok daha önemlisi kıymetli teşkilat mensuplarımızın hem önümüzdeki süreçle alakalı hem teşkilat başkanlığından beklenti noktasında önümüzdeki dönemde nelere ihtiyaç var bunları belirlemek ve ona göre de doğru kurguyu yapmak. Tabi gittiğimiz il başkanlıklarında hem önümüzdeki yerel seçim süreci, geçirmiş olduğumuz genel seçim bunlarla ilgili değerlendirmeler ve onunla beraber de önümüzdeki süreçle alakalı teşkilatlarımızın görüşlerini, fikirlerini alıyoruz.
26 Ağustos’ta önemli bir aktivitemiz olacak. Büyük Taarruz’un 101. yıl dönümünde, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın hemen öncesinde o kutlu yürüyüşün, Büyük Taarruz’un başladığı gün olan 26 Ağustos’ta Afyonkarahisar’da İYİ Parti olarak bir etkinlik düzenliyoruz. Tüm teşkilatlarımızın da katılacağı, uzun süredir de sessizliğini muhafaza etmiş olan genel başkanımızın önemli açıklamalar yapacağı da bir toplantı olacak. Bir taraftan onun detaylarını da hazırlıklarını da götürüyoruz. Önümüzdeki süreç önemlidir, biz bir genel seçim geçirdik ve bu genel seçimde de milletimiz, seçmenimiz bize muhalefet görevi verdi. İktidar olmak kadar da önemlidir muhalefet. Doğru muhalefet yapmak, memleketin, milletin dertlerine, ihtiyaçlarını anlamak ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda da hakkıyla hem Meclis’te hem il teşkilatlarımızda vatandaşlarımızın iktidarla alakalı sıkıntılarını, iktidarla alakalı şikayetlerini gündeme getirmek çok önemli. İYİ Parti teşkilatları bu anlayışla, bu şuurla üstüne düşeni yapmakta ve daha fazlasını yapmak için de daha iyiye ulaşmak için de çaba içerisindeler.
"Seçime tek başımıza girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz"
Bütün il teşkilatlarımız Burdur'da dahil yerel seçimlerle ilgili hazırlıklarımızı en iyi şekilde yapacağız. Genel merkezimizin yapacağı değerlendirme, alacağı karar önemlidir. Bir iş birliği olur mu, olmaz mı? Bunu da tabii ki biz teşkilatlarımızla konuşuyoruz. Ama bir gerçek var, o da şu; biz şu an itibarıyla Türkiye'de 81 ilde 973’e yakın ilçede seçime tek başımıza girecekmişiz gibi hazırlığımızı, çalışmamızı, o il ve ilçedeki yerel problemlerle ilgili özellikle belediyecilik anlamında halkımızın, milletimizin beklentileriyle ilgili çok kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. Partimize en iyi şekilde temsil edecek, partimizin ilke ve amaçlarıyla uyumlu adayların tespiti noktasında da çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor.
"İktidar bütün seçmenleri pişman etmiş durumda"
Genel başkanımızın genel seçimlerden sonraki süreçte bir sessizliği olduğu yönünde çok soru geliyor bana ama bu partimizin sessiz olduğu anlamına gelmez. Biz yaklaşık 2 hafta önce 81 il başkanlığımız bünyesinde zamlarla ilgili tüm illerde basın açıklaması yaptık. Milletimizin belini büken, gün geçtikçe geçinmenin çok daha zor olduğu bu ortamla ilgili çok ciddi bir protesto gerçekleştirdik. Hatta birçok ilimizde bu ses getirdi. Özellikle Bursa’da mazot zammından sonra il başkanlığımız AK Parti İl Başkanlığı’nın önüne boş yakıt bidonları bıraktı. Orada da engellenmeye kalkıldı, bu son derece nezih ve anlaşılabilir, halkın o tepkisini göstermek istediğimiz o eylem. Emniyet güçlerince de engellenmeye çalışıldı. İYİ Parti olarak asla sessiz bir tavır ve davranış içerisinde değiliz. Biz seçimden önce bu seçim ekonomisinin vatandaşlarımızın belini bükeceğini, bu anlayışla yani aklın ve ilmin ışığında yönetilmeyen bu ekonominin ülkemizi perişan edeceğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Ancak muvaffak olamadık. Maalesef seçim sonrasında da iktidar aldığı kararlarla adeta kendisine oy vermiş bütün vatandaşları, bütün seçmenleri pişman etmiş durumda. Asgari ücret açlık sınırının altında. Böyle bir Türkiye’deyiz ki emeklilere yapılmış olan zam, bir zam değil. Zam bile demek yetersiz.
"Duymayan, görmeyen, işitmemeye çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız"
Bununla ilgili Meclis'te milletvekillerimiz defalarca soru önergesi verdiler, bu konuyu gündeme taşımak için çok çaba gösterdiler. Ancak biliyorsunuz bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden sonra da Meclis'te eskisi gibi bir gensoru veya bu konuda bakanlıkları, ilgilileri, yetkilileri ciddi şekilde hesaba çekecek, sorguya çekecek bir sistem de maalesef ortadan kalktı. Onun için biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mevcut haliyle denetlenebilir, şeffaf ve hükümetin, iktidarın almış olduğu kararları sorgulayabilecek bir yapı olmaktan uzak olduğunu defalarca dile getirdik. Özellikle EYT ile ilgili, o konuyu en çok sahiplenmiş aynı zamanda Grup Başkanvekilimiz Erhan Usta ki partisinden ihraç edilmesinin sebebi o. O konudaki çabası zaten biliniyor. Elimizden geldiği kadar ama bundan sonraki süreçte daha da fazla bu konularda ses çıkaracak bir yol haritası izleyeceğiz. Gerek Akbelen’deki ağaç katliamı olsun gerek bu zamlarla ilgili alınan kararlarla ilgili İYİ Parti hem Meclis'te hem il başkanlıklarında, ilçe teşkilatlarında her türlü tepkiyi gösteriyor. TMO’nun buğdayla alakalı yapmış olduğu çalışma ve yetersiz olan, çiftçiyi memnun etmeyen, 2-3 ay sonraya randevu veren anlayışı, bunları dilimiz döndüğünce, elimizden geldiği kadar gündeme getiriyoruz ama öyle anlaşılıyor ki sesimizin çok çok daha fazla çıkması lazım. Çünkü duymayan, görmeyen ama ısrarla da işitmemeye çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız.
"Bıçağın kemiğe dayandığı noktaya doğru da gidiyoruz"
Vatandaşın, insanımızın lehine olacak her türlü adımı biz atmaya hazırız. Bugüne kadar da attık. Hatta zaman zaman bir siyasi parti olarak kendi menfaatlerimizi hep ikinci, üçüncü plana bıraktık, ülkeyi hep önceliklendirdik. O konuda da kimsenin tereddüdü olmasın. Yani bir çözüm olacaksa İYİ Parti hiç tereddüt dahi etmeyecektir. Toplumsal muhalefetin siyasetten beklentisi çok. Öyle sosyal medya üzerinden yapılacak bir muhalefetin faydalı olmadığı da aşikar. Çok daha etkili, çok daha kapsamlı, çok daha ses getirebilecek adımlar atmak durumundayız. Ama bunları yaparken de siyasi sorumluluğumuzu bilmek zorundayız. Çünkü vatandaşımızın, milletimizin hakkını korumak kadar derdimizi en demokratik ve hukuk çerçevesinde anlatmayı becermek de görevimiz. O kapsamın dışına çıkmamaya bugüne kadar elimizden geldiği kadar riayet ettik. Çünkü bir sorumluluk taşıyorsunuz. Ama bıçağın kemiğe dayandığı noktaya doğru da gidiyoruz. Gün geçtikçe bu ülkede geçim zorlaşıyor. Bir depo benzinle bir emeklinin Ankara’dan İstanbul’a gidebilme imkanı yok. Dolayısıyla o acı reçete çok daha fazla tepkiye yol açacak. Orada da siyasetçiler olarak bu tepkiyi absorve edecek adımları atmak durumundayız. Bu da başka bir sorumluluk yani dozunun iyi ayarlandığı, hukukun dışına çıkmadan ama mümkün olduğu kadar fazla ses getirecek adımlar atılması gerekiyor." (ANKA)