İlhan Cihaner: Ne hikmetse yenilgi sonrası bizim siyasi parti elitlerimizin hepsi sol, sosyalizm, sosyal demokrasi, laiklik diyor

İlhan Cihaner: Ne hikmetse yenilgi sonrası bizim siyasi parti elitlerimizin hepsi sol, sosyalizm, sosyal demokrasi, laiklik diyor
CHP Genel Başkan aday adayı İlhan Cihaner, İstanbul İl Kongresi'nde; "Biz 2015’den beri bu partinin soldan, sosyal demokrasiden yana değişmesini savunan insanlarız. Kadro, ideoloji, yönetim olarak. Ne hikmetse yenilgi sonrası bizim...

CHP Genel Başkan aday adayı İlhan Cihaner, İstanbul İl Kongresi'nde; "Biz 2015’den beri bu partinin soldan, sosyal demokrasiden yana değişmesini savunan insanlarız. Kadro, ideoloji, yönetim olarak. Ne hikmetse yenilgi sonrası bizim siyasi parti elitlerimizin hepsi sol, sosyalizm, sosyal demokrasi, laiklik diyor. Bir dönem laiklik tehlikede değil diyenler, bir dönem ‘aman başörtüsüne karşı bir şey dersek bizi dinsiz sayarlar...’ bile bile laiklik demeye başladı. Kuşkusuz eğer yönetimdeyse bunu söyleyenler bir de geçmiş muhasebesi yapıp geçmişin hesabını vermek zorundalar. Onayı soldan yana alacaksınız, alkışı buradan alacaksınız ama buradan çıktığınızda aynı yerden devam edeceksiniz” diye konuştu.

CHP İstanbul İl Kongresi bugün Haliç Kongre Merkezi’nde yapılıyor. Cemal Canpolat ve Özgür Çelik'in il başkanlığı için aday olduğu kongre devam ediyor. Kongrede konuşan CHP Genel Başkan aday adayı İlhan Cihaner şunları söyledi: 

“Sakin olmayın lütfen o enerjinizi, öfkenizi diri tutun doğru yere yönlendirin birbirinize karşı değil. Partiyi sağa pazarlayanlara karşı kullanın, listelere gericileri dolduranlara karşı kullanın. Partide bir şeyler yapmak yerine imar rantı kovalayanlara karşı kullanın lütfen. Siyaset öfkesiz, idealsiz olmaz aksi takdirde şu anda hep gördüğümüz gibi hükümet komiseri suratlı adamların bizi temsil ettiği bir bataklık üzerine düşeriz onun için o öfkenizi daim tutun.

Bu sıralara çok moda oldu, ‘Birleşin, birleşerek kazanacağız’... Birleşmeyin! Irkçılarla, rantçılarla, sol gösterip sağ vuranlarla, umut tacirleriyle, ellerindeki belediye olanaklarını delege devşirmek için kullananlarla birleşmeyin, tam tersi bunlardan ayrılın.

"Bu vekalet savaşında belediyeler ya da tek adayla belirlenen il başkanları var"

Bu kongre yüksek olasılıkla kurultayı da belirleyecek bir dinamik içeriyor. Partinin nasıl olacağına, dünyanın nasıl olacağına karar vereceğimiz, verdiğimiz kararların onu belirleyeceği bir kongre olacak. Kurultay delegeleri de sizin içinizden çıkacak. Peki bu kurultay delegeleri hangi koşullarda oluşacak? Örgüt ve belediyeler arasında ilişki terse çevrilmiş durumda. Örgütlerimiz, belediyelerin bizlerde olduğu yerlerde belediyelerin vesayeti altında. Hatta birçok yerde bu vesayet ilişkisi işçi-işveren ilişkisine dönmüş durumda. Bir tarafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin etrafında toplananlar değişimciler, bir tarafta genel merkez ve onun etrafında toplanan statükocular veya genel merkezciler. Bunlar bir vekalet savaşı yürütüyorlar. Bu vekalet savaşında siyaset yok, bunların vekalet savaşında belediyeler ya da tek adayla belirlenen il başkanları var.

“Ne hikmetse yenilgi sonrası bizim siyasi parti elitlerimizin hepsi sol, sosyalizm, sosyal demokrasi, laiklik diyor"

Biz 2015’den beri bu partinin soldan, sosyal demokrasiden yana değişmesini savunan insanlarız. Kadro, ideoloji, yönetim olarak. Ne hikmetse yenilgi sonrası bizim siyasi parti elitlerimizin hepsi sol, sosyalizm, sosyal demokrasi, laiklik diyor. Bir dönem laiklik tehlikede değil diyenler, bir dönem ‘aman başörtüsüne karşı bir şey dersek bizi dinsiz sayarlar...’ bile bile laiklik demeye başladı. Kuşkusuz eğer yönetimdeyse bunu söyleyenler bir de geçmiş muhasebesi yapıp geçmişin hesabını vermek zorundalar. Onayı soldan yana alacaksınız, alkışı buradan alacaksınız ama buradan çıktığınızda aynı yerden devam edeceksiniz.

Ön tarafta siyasi parti elitlerimiz var bir de uber elitler var onlar zaten dinlemeden çekip gittiler. Ortalarda karar verecekler var, oy verecekler var. Yukarıda da tabanımız var. Eğer başarı istiyorsak ya ortadakiler, delegeler o iradeyi buraya yansıtacak ya da siz buraya ineceksiniz. Aksi takdirde bu dizayncı, sol karşıtı, özgürlük karşıtı partiyi ortanın solundan sağın ortasına taşıyan yapı yine devam eder.

Bu 15 yıllık süreçteki en büyük yalan Türkiye toplumunun yüzde 70’i muhafazakardır, sağcıdır. Yüzde 30’u solcu, Atatürkçü, demokrattır. ‘Dolayısıyla o yüzde 70’e ulaşabilmek için bizim de öyle olmamız lazım’ dedi. Türkiye toplumu öyle bir toplum değil. Bu, partiye siyasetsizliği getirdi. Verili güç ilişkilerinin olduğu yerde siyasetsizlik aslında kim güçlüyse siyaseti yeniden üretme anlamına gelir. Bu da en somut olarak ‘sağ yok, sol yok artık kalmadı’ denildiğinde aslında bu ‘sola gerek yok’ anlamına gelir ve bu sağcılıktır. Bu laflar söylendiği zaman şimdi değişimci diye ortaya çıkan arkadaşlarımız gıklarını çıkarmadılar hatta buna itiraz eden bizleri partinin lanetlileri haline getirdiler. Seslerini bile çıkarmadılar.

Dokunulmazlık meselesi, orada da şehvetle savundular. Niye? Çünkü Türkiye toplumu muhafazakardı ve biz siyaseti AKP’nin etrafımıza dizdiği mayınların içerisinde yapmak zorundaydık. Neydi o mayınlar? Bir, Kürt meselesi, oraya gidersen sana bölücü derler. İki, laiklik meselesi, laiklik adına o kadar az şey kaldı ki bu ülkede, bu arkadaşlarımızın tamamı bu politikalardan sorumludur. Şimdi etrafımıza yeni bir mayın ekliyorlar, aile kurumunun karşısına LGBT bireylerinin insan haklarını koyarak bizi oraya sıkıştırmak istiyorlar. Bu gibi durumlarda ne yapılabilir? Karşıt hegemonik durum oluşturulur. Siz o alandan çekildiğinizde orasını iktidar belirler bu nedenle Türkiye toplumu olduğu gibi sağ kaydı. Bunun sorumluğu bizde, CHP’yi yönetenlerde, daha doğrusu şu önde oturanlarda; (eliyle balkonu göstererek) sizlerin suçu yok, sizleri yenilmiş görmüyorum. Asıl yenilen şu ön sıradaki parti elitlerinin politik tutumlarıdır, politik cinlikleridir.

Parti içi hukuku güvence altına almak zorundayız. O tüzük, program oyalaması ile bizi nasıl ikna edecek. Mevcut tüzüğü uygulamayan, aynı AKP gibi ‘mevcut anayasayı uygulamayanlar anayasa görüşülmez’ diyoruz ya mevcut tüzüğü uygulamayan bir yönetim anlayışı nasıl bizi ikna edecek.

"Partiyi yeniden inşa etmek durumundayız"

Partide bir üçüncü yol öneriyoruz; partiyi ne değiştirmekten ne muhafaza etmekten ne yenilmekten bahsediyoruz. Partiyi yeniden inşa etmek durumundayız. İdeolojisini sol, sosyal demokrat bir çizgiye çeken, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne dönmüş siyasi parti elitlerinden ayrılmış bir yönetim yapısı ve en önemlisi de parti içi hukuk. Eğer bunlar sizler için bir şey ifade ediyorsa gelin omuz verin, gerçekten ihtiyaç olan şey cesaret.” (ANKA)

Öne Çıkanlar