DEM Parti'li Koçyiğit'ten Özer'in tutuklanmasına tepki: Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu
Meclis’te gazetecilerle sohbet eden Gülistan Kılıç Koçyiğit, Erdoğan’ın “İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacaktır” sözlerinin hatırlatılması üzerine şu ifadeleri kullandı:
“Şu andaki pratiğe bakılırsa kastı çok iyi bir şey değil. 23’ü gecesinden sonra kuzeydoğu Suriye bir hafta boyunca bombalandı. Sivil alanlar vuruldu. Orada yaşayan milyonlarca insanın yaşam hakkının ihlali bu. Direkt bombalamalardan ölen siviller var. Bu şunu gösteriyor; bir tutarsızlık var. İçeride barış, diyalog kardeşlik mesajı veriyorsanız buradan kuzeydoğu Suriye’yi de Kuzey Irak’ı da ayıramazsınız. Bu bir bütün ve birleşik mesele. Herkes kendi soydaşının güvenliğini, esenliğini düşünür. Bu çok normal.”
Bombalama devam ederse bir anlamı olmaz
Türkiye’de yaşayan her bir yurttaşın, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının Kürt sorununun çözümü ve barış için emek harcamasını, katkı koymasını ve nihayetinde tartışmaların gerçek bir sürece evrilmesini temenni ettiklerini kaydeden Koçyiğit, “Burada bir barış tesis edildiğinde bunun Rojava’yı da Irak’taki Kürt’ü de içermesi gerekir ki bu barış gerçek ve kalıcı olsun. Yoksa siz bana burada dünyanın en güzel sözünü söyleyin, orayı bombaladığında bunun çok bir anlamı olmaz” dedi.
Dışlanıyoruz
Erdoğan’ın DEM Parti’yi işaret ederek söylediği "Terörün boyunduruğundan hâlen çıkamayan bazı Türkiyelileşmeye dair istek ve iradesi henüz olmayan siyasi parti de yaptığı son açıklamayla nerede durduğunun işaretini vermiştir. Şurası çok net anlaşılmalıdır ki Türkiye'nin terörü destekleyen, teröre arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan, kardeşliğe değil husumete, demokrasiye değil anarşiye, hukuka değil hukuksuzluğa hizmet eden oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir" ifadeleri de Koçyiğit’e soruldu.
Herksin partisiyiz
DEM Parti’nin farklı etnik grupları, kimlikleri, inançları, kadın eşitliğini esas aldığını, Türkiye’deki her temel sorunu kendi mücadelesinin başlığı olarak gördüğünü kaydeden Koçyiğit, Türkiye partisi olmak konusunda mütevazı davranmayacaklarını ifade etti. Koçyiğit, şunları söyledi: “Bizim Türkiyelileşmek gibi bir derdimiz yok. Bizim Türkiye’den dışlanmak gibi bir derdimiz var. Biz ısrarla Türkiye’de siyaset yaptığımızı söylüyoruz. Türkiye’deki her sorun bizim sorunumuz diyoruz. Türkjye’nin her yerine gidiyoruz. Herkesin sorununu dert ediyoruz ve buna çözüm önerileri geliştirmeye çalışıyoruz. Ama bizim çabamızı sınırlamak isteyen bir akıl var. Bizim Türkiye’nin batısında etkin olmamızı istemeyen bir anlayış var. Bizi bölgeye sıkıştırmak isteyen bir anlayış var. Bizi Kürt partisi olarak tarif eden bir anlayış var. Biz Kürt’ün partisi olduğumuz kadar Türk’ün de, Azeri’nin de, Pomak’ın, Çerkes’in de, Alevi’nin de, Arap’ın. Bunun pratiğini de hayata geçiriyoruz. O anlamda bizim Türkiyelileşmek gibi bir derdimiz yok. Aksine bizi Türkiye’den dışlayan ve bölgeye sıkıştırmaya çalışan bir siyaset var. Bu siyasete karşı mücadele ediyoruz”.
Her şey çok flu
Sürecin nasıl devam edeceğine dair öngörüsü sorulan Koçyiğit, “Her şey çok flu. İyi bir mutfak çalışmasının yapıldığı, bir yol haritasının, bir aklın ortaya çıktığı ve aşama aşama hayata geçirildiği bir planı göremiyoruz. Galiba biraz el yordamıyla yol alma hali var” dedi.
Ahmet Özer’in tutuklanması
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer dün sabah gözaltına alındıktan sonra gece yarısı tutuklandı. Koçyiğit gözaltıya ilişkin, “Ortamı zehirleyecek mahiyette bir adım. Halk iradesine darbe. Masumiyet karinesi hiçe sayılıyor. Bu kabul edilemez. Tartışılan tüm başlıklara da halel getirebilir, katkı sunmaz. Bir taraftan iç cephe diyerek bin yıllık kardeşlikten bahsedeceksiniz; sonra da Esenyurt Belediye Başkanını gözaltına alacaksınız. O da yetmezmiş gibi Kent Uzlaşısı ile seçilmiş Toroslar, Akdeniz belediye meclis üyelerini hedef göstereceksiniz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
İmralı’nın kapıları açılmalı
Devam eden tartışmaların diyaloga evrilmesi için atılacak ilk ve en önemli adımın İmralı’nın kapılarının açılması olduğunu kaydeden Koçyiğit, “Bahçeli bizzat İmralı’yı muhatap olarak tarifledi. Muhatap, başmüzakereci olarak Öcalan orada duruyor. Muhatabı konuşmadan nasıl ilerleyecek?” diye sordu.
Bir elle merhaba deyip diğer elle kafaya mı vuracaksınız
Türkiye’nin sınırlarıyla ilgili bir kaygı yaşadığını, gelen şiddet dalgasına karşı önlem almak istediğini ve bunun çok anlaşılır olduğunu belirten Koçyiğit, “Bunun yolu diyalog. Ama yöntemde bir sorun olduğunu düşünüyorum. Bir elle ‘merhaba’ derken öbür elle kafaya mı vuracaksınız, yoksa eşitler arası ilişki ve diyalogla mı çözeceksiniz, iki elinizi açıp kucaklaşmaya hazır olduğunuzu mu göstereceksiniz?" değerlendirmesinde bulundu.
Başlatıcının MHP olması iyi
İktidardan gelen açıklamaların bir adım atıldığı anlamına gelmediğini belirten Koçyiğit, henüz sadece beyan ve niyet olduğunu söyledi. Bu açıklamaların MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile başlamasının isabetli ve pozitif olduğunu söyleyen Koçyiğit, “Bir çözüm olacaksa en uçta duranların bu sürece katkı sunması gerekiyor. Başlatıcının MHP olması bazı eşikleri atlamak açısından önemli” dedi.
Kaynak:Haber Merkezi