CHP Genel Başkan Yardımcısı Uyar: Müşterek inşa edilen bir sürecin sorumluluğu tek bir adama atfedilemez
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, CHP İstanbul İl Kongresi'nde; "Altı tane genel başkanla iki tane büyükşehir belediye başkanıyla müşterek inşa edilen bir sürecin sorumluluğu tek bir adama atfedilemez. Bu adil değildir. Buradan bir değişim çıkarılamaz. Eğer sizin 'değişim' dediğiniz Cumhuriyet Halk Partisi'nin makamlarında konforlu alanlar temin etmekse, eğer sizin değişim dediğiniz rahat rahat ahbap-çavuş ilişkileriyle milletvekili listeleri yazabilmekse, eğer sizin değişim dediğiniz belediye başkanlıkları pazarlayabilmekse kusura bakmayın biz orada yokuz. Biz o değişimde yokuz. Bunları yaparken sizin 'değişim' dediğiniz 'vurun abalıya' demekse bir tane adamı hedef göstermekse, kellesini istemekse biz orada da yokuz, o kelleyi de size vermeyiz" dedi.
CHP İstanbul İl Kongresi, bugün Haliç Kongre Merkezi’nde yapılıyor. Cemal Canpolat ve Özgür Çelik'in il başkanlığı için aday olduğu kongre devam ediyor. Kongrede konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, şunları söyledi:
"Benden önce konuşma yapan birçok kıymetli konuşmacı oldu. Hep aynı gündeme çekildik. Demek ki bu ülkenin hiçbir sorunu yok, demek ki bu ülkede AKP rejimi tarafından, saray rejimi tarafından yaratılan hiçbir problem yok. Demek ki 28 Mayıs'ta her şey daha iyi oldu. Sanki aradan geçen o 4 aylık süreçte yaşam koşulları ağırlaşmamış gibi sanki aradan geçen o 4 aylık süreçte döviz kurları rekor kırmamış gibi akaryakıt fiyatları rekor kırmamış gibi halkın temel ihtiyaçlarına ulaşması hiç zorlaşmamış gibi sanki o 28 Mayıs sürecinden sonra milyonlarca emekçi için bir asgari ücret masası, milyonlarca memur için bir toplu sözleşme masası kurulmamış, o masada emekleri gasp edilmemiş gibi sanki bu ülkenin milyonlarca yurttaşı iktidar eliyle ezilmemiş gibi açlık sınırının altında ücretlerle yaşamaya mahkum bırakılmamış gibi tek bir şeyi konuşuyoruz. AKP rejiminin ülkeye ektiği sorunlara Cumhuriyet Halk Partisi olarak paravan oluyoruz. Kendim de dahil hepimizi tebrik ediyorum.
"Müşterek inşa edilen bir sürecin sorumluluğu tek bir adama atfedilemez"
28 Mayıs süreci bitti bir değişim süreciyle bir değişim dalgası ve söylemleriyle karşı karşıya kaldık. Ben genç bir arkadaşınız olarak neyi değiştireceğimizi, neyi dönüştüreceğimizi algılayamadım, anlayamadım. Bu değişim çağrılarının içinde de ne yazık ki adaletsizlikler, haksızlıklar gördüm. Altı tane genel başkanla iki tane büyükşehir belediye başkanıyla müşterek inşa edilen bir sürecin sorumluluğu tek bir adama atfedilemez. Bu adil değildir. Buradan bir değişim çıkarılamaz. Eğer sizin 'değişim' dediğiniz Cumhuriyet Halk Partisi'nin makamlarında konforlu alanlar temin etmekse, eğer sizin değişim dediğiniz rahat rahat ahbap-çavuş ilişkileriyle milletvekili listeleri yazabilmekse, eğer sizin değişim dediğiniz belediye başkanlıkları pazarlayabilmekse kusura bakmayın biz orada yokuz. Biz o değişimde yokuz. Bunları yaparken sizin 'değişim' dediğiniz 'vurun abalıya' demekse bir tane adamı hedef göstermekse, kellesini istemekse biz orada da yokuz, o kelleyi de size vermeyiz.
Cumhuriyet Halk Partisi yüz yıllık koca bir çınar, yüz yıllık büyük bir filiz. Cumhuriyet Halk Partisi tarihi boyunca çok kez değişmiştir, dönüşmüştür. Yine yapar. Cumhuriyet Halk Partisi kendisini de değiştirmeye ülkesini de dönüştürmeye muktedirdir. 'Değişim' diyenler birçok meseleyle ilgili yüzeysel yorumlarda bulundular, altını dolduramadılar. Diyorlar ki, 'Kürt sorununu çözeceğiz.' Bu partinin kadroları olarak bir değişim yapacağız ama nasıl yapacağımızı anlatayım. Eğer Kürt sorununu dilinize doluyorsanız insanların ana diline sahip çıkacaksınız. Biz bu ülkenin sorunlarını çözeceğiz, değişeceğiz. Bir nevruz kutlamasında, Diyarbakır'da polis kurşunuyla sırtından vurulan Kemal Kurkut'un yanında durarak biz bu değişimi yapacağız. Çocuk bedenleri havan topları tarafından param parça edilen Uğur Kaymaz'ın, Ceylan Önkol'un yanında durarak biz bu değişimi yapacağız. Roboski'de bombalanan köylülerle yan yana durarak biz bu değişimi, dönüşümü yapacağız. Biz bir değişim yapacağız ama biz o değişimde İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılıp canları tehlikeye atılan kadınlarla yan yana durarak bu değişimi yapacağız.
"Bu ilçe başkanları yerel yönetimlerin duyuru ilan panoları mı olsunlar?"
Biz bir değişim yapacağız Armutlu'da Dilek Doğan olarak, Gülsuyu'nda Hasan Ferit olarak o değişimi yapacağız. Direnen Agrobay işçilerinin yanında olarak, direnen Trendyol Depo işçilerinin yanında olarak, Dersim'de direnen Aksa Fedaş işçilerinin yanında durarak bir değişim yapacağız. Bizim tavrımız bu olacak. Biz bir fabrika da bir işçi direnişi varsa o fabrikanın sahibi o fabrikanın patronu bizim arkadaşımızdır, eşimiz, dostumuzdur. Biz o fabrika bahçelerine gitmeyelim demeyeceğiz. Biz meseleye emek sermaye çelişkisinden yana bakacağız. Safımız, tavrımız her zaman emekten, emekçiden yana olacak. Biz böyle bir değişim öreceğiz biz böyle bir değişim ön göreceğiz. Bir değişim anlayışını da bu partinin ilçe başkanları üzerinden söylemek isterim. Benim yol yürümekten gurur duyduğum, aynı yolu paylaşmaktan onur duyduğum bu partinin yürekli, namuslu ilçe başkanları var. Bir şeyleri değiştirirken ilçe başkanlarına nasıl bakacağız? Bu ilçe başkanları yerel yönetimlerin duyuru ilan panoları mı olsunlar? Bu ilçe başkanları kurumsal bir şirketin hakkı az teslim edilmiş beyaz yakalı yöneticileri mi olsunlar? Yoksa bu partinin ilçe başkanları bu ülkenin demokratikleşme mücadelesinin ve halkın hakları mücadelesinin öncüleri mi olsunlar? Ben ikincisini isterim.
"CHP böyle teslim alınamaz"
Burası Cumhuriyet Halk Partisi, siyaset yapmış olduğumuz partinin özelliklerini, geçmişini, aidiyetini iliklerimize kadar hissedelim. Yapmak istediğimiz başka şeyler varsa bir durup kendimize gelelim. Burası AKP taktikleriyle, burası AKP kültürüyle, burası kamu kaynakları kullanılarak dizayn edilecek bir parti değildir. Burası Cumhuriyet Halk Partisi. Cumhuriyet Halk Partisi böyle teslim alınamaz. Biz yüz yıldır hiçbir zaman teslim olmadık. Biz Bandırma Vapuru'na binerken mi teslim olduk? Biz 12 Mart'ta 1971'de mi teslim olduk? Biz 12 Eylül sonrasında Zincirbozan’da mı teslim olduk? Biz 1 Mart'ta mı teslim olduk? Biz bugün teslim olalım. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin zapt edilemeyen ve teslim alınamayan tek kalesidir. Biz iyi ki o Cumhuriyet Halk Partisi'nin o büyük ailenin fertleriyiz. Ne mutlu ki bizler kadın, erkek eşitliğinden yanayız. Ne mutlu ki bizler savaşa karşı barışı savunanlarız. Ne mutlu ki gericiliğe karşı laiklik bayrağını dalgalandıranlarız. Ne mutlu ki faşizme karşı demokrasiyi savunanlarız. Ne mutlu ki cumhuriyetçiyiz ne mutlu ki Cumhuriyet Halk Partiliyiz. Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durana."