Resimli öyküler, öykülü resimler
Geçen hafta, Latincede "Natura abhorret vacuum" olarak dile getirilen ve doğanın boşluktan nefret ettiği yolundaki, ilk kez M.Ö. 5. yüzyılda ortaya çıkan verimli fikirden söz etmiştik. Verimli, çünkü sonraki yüzyıllarda esin verdiği çok önemli bilimsel çalışmalar ve onları izleyen buluşlar biliniyor. Sanatta da aynı adla anılan bir biçem var, anlamı da az çok aynı; eserlerinde hiçbir boş nokta bırakmamaya sanki yemin etmiş sanatçıların çalışmalarını nitelemek için kullanılıyor.
Rölyefler
İtalyan sanat ve edebiyat eleştirmeni Mario Praz’ın (1896-1982) Viktorya dönemi estetiğini tanımlamak için kullandığı “Horror Vacui”, mimaride, heykel ya da resimde hiçbir boşluk bırakmadan her alanın değerlendirilmesi anlamına gelir. “boşluktan korkmak” ya da “boşluktan nefret etmek” anlamındaki bu sözcüğün tanımladığı estetik zevk, aslında Viktorya döneminden çok daha eski. Örneğin sayfada görebileceğiniz ve M.S. 250-260 yıllarında yapılmış “Ludovisi(1) Lahiti”, boğuşmakta olan askerler ve onların atlarıyla o denli kalabalıktır ki seyrederken gözünüzün yorulması kaçınılmaz. Bu lahitten yaklaşık bin yıl sonra Giovanni Pisano tarafından yapılan ve bugün de Pisa Katedrali’ni süsleyen “İsa'nın Doğuşu” rölyefine baktığımızda da aynı olağanüstü emeği ve göz yorucu sıkışıklığı fark edebiliyoruz.
Bizans Mozaikleri
“Horror Vacui” biçemine Bizans Sanatı’nda da çok sık rastlanır. Örneğin İmparatoriçe Theodora
ve yanındakilerin, Ravenna’daki San Vitale Bazilikası’nda bulunan ve M.S. 548’e tarihlenen mozaikteki betimlenmesine baktığımızda aşırı doluluk ve ayrıntının, İmparatoriçe’yi ihtişamlı gösterme ve zenginliğini sergileme amacına hizmet ettiği anlaşılır.
Tuvalin her bir santimetrekaresini doldurma denince akla ilk gelenlerden biri de Yaşlı Pieter Brueghel kuşkusuz; onun sayfada yer alan “Karnaval ve Perhiz Arasındaki Savaş(2)” resmine bir göz atarsanız demek istediğimi anlayacaksınız. Tabii Brueghel’in yanına Hieronymus Bosch ve ünlü Rönesans gravür sanatçısı Jean Duvet’yi de eklemek gerekir. Sonuncusunun “Babil’in Düşüşü” gravürü, yalnız betimleme yönüyle değil figürlerin sıkışıklığıyla da bir “mahşer günü”nü son derece çarpıcı bir biçimde anlatır.
El Yazmaları
En gösterişli “Horror Vacui” örnekleri arasında, Hristiyanlıkla ilgili el yazmaları da yer alır. Genellikle Bizans estetiğinin baskın olduğu bu yazmaların en ünlüleri arasında “Lindisfarne İncilleri”, “Durrow Kitabı” ve “Kells Kitabı”nı saymalıyız.
Aradaki diğer yüzyılları atlayarak 19. ve 20. yüzyıllara geldiğimizde bu kez Gustav Klimt’in öncülerinden olduğu “Vienna Secession” çıkar karşımıza. Bu dönemin en güzel “Horror Vacui” örneklerinden birini, sanatçının 1909’da yaptığı “Hayat Ağacı”nı, sayfada göreceksiniz. “Secession” sonrası egemen olan “Art Nouveau” da benzer bir doluluk ve figür zenginliğini sürdürecektir.
İzleyen dönemde Alman dışavurumcu George Grosz göze çarpar bu biçemi benimseyen sanatçılar arasında. “Cenaze” ya da “Metropolis” gibi eserlerine bakınca, sanatçının iki dünya savaşı arasındaki Alman toplumundaki, kaosa varan hareketlilik ve dönüşüm rahatsızlığını en iyi bu biçemle ifade edebileceğini düşünmüş olduğu anlaşılıyor. Aynı dönemde eser üreten ve Ham Sanat’ın (Art Brut) öncülerinden sayılan Adolf Wölfli’yi listemizin en tepesine koymazsak haksızlık yaparız.
[Tahmin etmiş olabileceğiniz gibi, tuvalde/sayfada boş yer bırakmama dürtüsü kimi sanatçılarda OKB’nin (Obsesif-kompulsif Bozukluk) bir dışavurumu da olabiliyor. Adolf Wölfli de bu tür sanatçılardan biri. Zor bir çocukluk geçiren, küçük yaşlarında fiziksel ve cinsel işkenceye uğrayan Wölfli ileride kendi de benzer cinsel suçlar işlemeye başladıktan sonra yaşamını hapishane ve akıl hastaneleri arasında geçirecektir. İkisi arasında yaptığı resimler, sanatçının simetri ve boşluk bırakmama takıntısının canlı birer kanıtıdır.]
Son olarak da günümüze daha yakın bir sanatçıyı analım. Ham Sanat’ın isim babası da olan Jean Dubuffet’nin özellikle 1960’larda ürettiği resimler, “Horror Vacui”nin ünlü örnekleri arasında yer alır.
İslam Sanatı
[Kimi sanat tarihçileri İslam sanatındaki süslemeleri “Horror Vacui” kapsamında görse de kanımca bu pek doğru bir saptama değildir. “Suret yaratmak yoluyla Allah’a şirk koşma” günahı/suçlamasından kaçınmak isteyen nakkaşlara kalan yalnızca, kendini yineleyen geometrik şekil ve desenlerle süsleme yapmaktır ki bir öznesi ve -harici- mesajı olmayan bu süslemelerdeki temel dürtü, her yeri doldurmaktan çok, çalışılan yüzeyin her parçasını anlamlı bir hale getirmektir. Sayfada yer alan bir mukarnas(3) örneğine bir göz atarsanız, küçük nişlerin fraktal benzeri çoğaltılmasıyla oluşturulan bu olağanüstü eserdeki ana dürtünün boşluk bırakmamaktan farklı ve daha derin olduğunu kavrayacaksınız.]
Yukarıdaki örneklerden de anlaşılabileceği gibi, “Horror Vacui” aslında başlı başına bir sanat akımı değil, bazı sanatçıların kimi eserlerinde yeğlediği bir biçem yalnızca. Görülüyor ki, kimi zaman tüm bir öykünün bir tabloya ya da duvar rölyefini sığdırılması amaçlanmış bu biçem uygulanırken, kimi zaman da resme zenginlik ve ihtişam katmanın bir aracı olarak görülmüş “Horror Vacui”. Kimi örneklerde ise bu biçemin yaşanan kaosu betimlemek için kullanıldığına tanık oluyoruz. Ancak artık biliyoruz ki, bir görselde çok fazla ögeye yer vermek, birden çok odak noktası yaratmak, amaçlanan etkinin yaratılmasını ve mesajın izleyiciye iletilmesini olanaksız kılıyor; o yüzden “Horror Vacui” günümüzde daha seyrek karşılaştığımız bir biçem.
Gelecek haftanız güzel olsun…
- Ludovisi, lahiti yapan heykeltraşın değil 1621’de toprak altından çıkarılan lahitin ilk sahibinin adıdır.
- Bu eserde, Satürn Karnavalı’nın tıkınırcasına yemek yenen son günü olan Mardi Gras (“Şişman Salı”) ile hemen onu izleyen, 40 gün boyunca oruç ve cinsel perhizle geçirilen “Lent” arasındaki farklılık ifade edilir.
- Kademeli çıkıntıların olduğu basamaklı çatma tavandan oluşan kubbe ile birlikte başlık türü olup rengârenk alacalı işlemeli mihrap/niş.
Ludovisi Lahiti, Romalılarla Barbarların Savaşı, M.S. 250-260
Giovanni Pisano, İsa'nın Doğuşu (Pisa Katedrali), 1302-1311
İmparatoriçe Theodora ve Maiyeti, San Vitale Bazilikası, Ravenna, 548
Yaşlı Brueghel, Şişman Salı ve Perhiz Arasında Kavga, 1559
Jean Duvet, Babil’in Düşüşü, c.1555
Gustav Klimt, Hayat Ağacı, 1909
George Grosz, Metropolis, 1916-1917
Adolf Wölfli, Salon, 1917
Kells Kitabı
Jean Dubuffet, Hatalar Tiyatrosu, 1963
Konya Beyhekim Mescidi Çini Mihrabı (Mukarnas), 13.yy Anadolu Selçuklu Dönemi (Berlin Bergama Müzesi)