Mutlu Hesapçı
“OYUNCULUK ÇOK FARKLI YOLCULUKLARA VE MACERALARA GÖTÜREBİLİYOR İNSANI”
‘Issız Adam’ filmini izlemeyeniniz ve sevmeyeniniz hatta ağlamayanınız yoktur diye düşünüyorum. Ne filmdi ama… Öyle ki hayatımıza adamın “ıssız” olması tanımlamasını getirdi ve bu tanımlama ilişkilerde çok kullanılır oldu. Biz kadınlar “ıssız adamlar”dan şikâyetçi olurken filme gönderme yapmayı da ihmal etmedik yıllardır. Dolayısıyla film ile birlikte de Cemal Hünal’ın kulaklarını hep çınlattık aslında. Çünkü kadın-erkek ilişkilerinde tam istenen ideal ilişkiyi bizim kuşak yakalayamadı ve hep o adamlar nedense ıssız çıktı. Issız adamı oynayan Cemal Hünal da hep Issız Adam filmiyle hafızamızda kaldı. Uzun zaman sonra, ilişkileri masaya yatırabileceğimiz bir film ‘Sadece Bir Gece’ ile Cemal Hünal bu kez karşımızda. Kendisi yine akılda kalacak bir karakteri canlandırmış. Filmde evli ve mutlu bir adam bir gecelik bir hata yapıyor. Sonrası mı? Uzun bir sorgulama… Cemal Hünal ile ‘Sadece Bir Gece’ filminden yola çıkarak ilişkilere dair konuştuk. Herkese sağlıklı ve mutlu bir pazar günü dileriz.
‘Sadece Bir Gece’ projesini kabul etme duygunuz ne oldu ve sizi bu film neden heyecanlandırdı?
Film beni heyecanlandırdı çünkü senaryoyu çok beğendim. Oyunculuk açısından çok güzel fırsatlar vardı. Film karı koca ilişkisini ve aldatma üzerine çatışmayı güzel bir gerçeklikle anlatıyordu. İçinden komedi çıkacak kadar iyi bir gerçeklik vardı hikâyede de. Senaryo güzel ve gerçekçi bir hikâyeyi sevecen ve esprili bir şekilde anlatabilmiş. Tamer’i oynama aynı zamanda Tuba Ünsal ile de böyle bir rolü paylaşmak fırsatını da ayrıca kaçırmak istemedim açıkçası.
Farklı bir perdeden oyunculuk yapma fırsatım oldu
Sizin için bu film nasıl bir proje ve izlediğinizde sizde bıraktığı duygular neler oldu?
Benim için bu film kendi yaptığım işler arasında uzun süredir aaa bir sinema eseri ve tatlı bir film olmuş diyebildiğim bir film. Proje bende tatlı bir duygu bıraktı ve farklı bir perdeden oyunculuk yapma fırsatım oldu. Film hoşuma gitti, beni mutlu etti.
Bence ilişkilerde en önemli mesele karşılıklı dürüst olabilmek
Kadın-erkek ilişkilerinde en önemli mesele aldatmak. Aldatan erkek olduğunda “erkektir aldatır” bakış açısı hala değişmedi. Filmdeki karakteriniz Tamer’e hem kızıyorsunuz hem üzülüyorsunuz tam bir çıkmaz durumun içinde bırakıyor seyirciyi de. Tamer’in durumunu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında en önemli mesele aldatmak değil. Bence ilişkilerde en önemli mesele karşılıklı dürüst olabilmek. İnsanlar birbirlerine karşı dürüst değiller, birbirlerine açılmakta güçlük çekiyorlar. Ya karşıdakinin kendi duygularını bilmesini istemiyorlar ya da karşıdakinin duygularını tanımlamak ve anlamak istemiyorlar ki kendi alanlarını koruyabilsinler. Ve bu yüzden biraz farklı arayışlar oluyor. Tamer’in durumu burada çok standart aslında bir normal içerisinde yürütülmeye çalışan bir evlilikte adam bir kaçamak yapıyor ve karısı bunu hissediyor. Adam karısının bildiğini de biliyor odadaki fil dersiniz ya saklayacak bir tarafı yok durumun. Tamer’in başına gelen müstahak neden çünkü karşımızdaki insana bir dürüstlükle yükümlüyüz, ilk önce dürüst olabilmemiz lazım ki sağlıklı bir ilişkimiz olabilsin.
İnsanların tek gecelik ilişkilere de ihtiyacı var
İçine duygu bulaşmamış tek gecelik sevişmeleri erkekler normalleştiriyor, neden hala duygusuz sadece bir gece hikâyeleri yaşanıyor sizce?
Hala duygusuz tek gecelik ilişkiler yaşanıyor çünkü insanların buna da ihtiyacı var. İnsanların her zaman mükemmel ilişkilere ihtiyacı olmaz, insanların bazen böyle vur kaç gibi küçük kazalara ihtiyaçları var. Ve bazen insanlar sadece uzun vadeli ilişkilerin sorumluluklarını taşımak istemiyorlar. Ya da bu sorumluluklarından kaçmak için tek gecelik kaçamaklar yapıyor da olabilirler.
Kadın erkeğin egosuna ulaşmayı becerirse o zaman onu baştan çıkarma ihtimali var
Aşk olmasına rağmen başka kadınlar tarafından erkeğin aklı kolay çelinebiliyor mu, Tamer neden bu çıkmaz içine düşüyor sizce?
Eğer kadın erkeğin egosuna bir şekilde ulaşmayı becerirse o zaman onu baştan çıkarma ihtimali var aynı şey kadın için de geçerli. Birinin size yaklaşması, sizi beğenmesi, sizi arzulaması bir şekilde insanın kendi benliğinde bir tatmin duygusu uyandırıyor ve egosunu tatmin ediyor. Belki de karşıdaki insandan daha fazla bu şımarıklık hissi bile onu daha fazla tahrik ediyor olabilir.
Siz olsaydınız ne yapardınız sorusunu sorduruyoruz
Filmin çıkış noktası çok iyi ve “siz olsaydınız ne yapardınız” sorusunu sordurtuyor. Ama kadını haklı çıkartmak adına diyaloglar çok uzuyor. Spolier vermeden şunu sorayım; kadının cezalandırma yöntemini siz nasıl buldunuz ve gerçek hayatta böyle bir şey mümkün olabilir mi?
Siz olsaydınız ne yapardınız sorusunu sorduruyoruz. Kadın muhabbetlerinin biraz uzaması aslında gerekiyordu bence en azından bu filmin öyle bir üslubu var. Kızlar arasında genel arkadaşlığın yansıması için de en azından oyuncular için de hani direk birebirde mesaj vermeye çalışmamak açısından bence bu sahnelerin biraz uzun uzadıya olması tatlı olmuş. Ben karakterleri sevdim kızlar çok harika iş çıkartmışlar, sıcak bir ilişki var aralarında tartışmaları, birbirilerini tahrik etmeleri, birbirlerine kızdıkları şeyler çok hoş olmuş bence.
Bir kereden bir şey olmaz insandan insana çok değişen bir şey sanırım
Sadece ilişkilerde değil yaşamın kendisinin içindeki mazeretlerde bir kereden bir şey olmaz durumu var. Bir kereden çok şey de olabilir nereden bileceğiz, sizin bakış açınız nedir?
Bir kereden bir şey olur mu, olmaz mı yani bir kere olduysa zaten bir şey olmuştur. Bunun öncesi vardır ve sonrası vardır. Bir şey olur bu ilişkinizi olumlu etkileyebilir, olumsuz da etkileyebilir bilemem ki. İnsandan insana çok değişen bir şey sanırım.
Bence ben işimi iyi yapıyorum
Aşk filmlerinin tercih edilen ismi, filmlerde aşık olunan adam rolleri “Issız Adam” filminin etkisi geçmediği için mi size yakışıyor?
Aaaa bence o yüzden yakışmıyor. Bence ben işimi iyi yapıyorum.
“Issız Adam” kariyerimde önemli bir dönüm noktası
“Issız Adam” filmi hepimizin filmi oldu ve etkisi hala devam ediyor. Çünkü hayatımız ıssız adamlarla dolu ve hep onlara aşık olunuyor. Bu film de sizin kariyerinizin dönüm noktasıydı diyebilir miyiz?
Issız Adam benim kariyerimde önemli bir dönüm noktasıydı ilk başrolüm ve bir sinema filmi. Diğer yaptığım işlerin arasında hala en çok önemsediğim, sinema eseri olarak gördüğüm yegâne iş diyebilirim. Bir yandan ‘Sadece Bir Gece’ filmi o yüzden beni mutlu etti çünkü baktığım zaman bir sinema filmi izliyordum.
Herhangi bir şeyin kaliteli olması beni çok mutlu eder
Size dair benim algım “kaliteli bir insan” tanımlaması. Bu algımda aldığınız eğitimlerin de etkisi olabilir ama iyi eğitimli kalitesiz bir sürü de insan var. “Kalite” kelimesi hayatta sizin için ne kadar önemli ve bu doğrultuda kriterleriniz neler?
Kalite çok göreceli bir şey, hayattaki her şeyin kalitesini ortaya çıkarmak lazım. Kaliteyi her şeyin en iyi kullanılan hali olarak düşünüyorum yani gösterişli hali değil. En basiti, en kullanılır, en güzel, amacına uygun, estetiği ortaya çıkartılmış her şey kalitelidir. Kaliteli şeyler, herhangi bir şeyin kaliteli olması beni çok mutlu eder; bu güzel bir dokunuş, bu pantolon da olabilir şahane yapılmış bir beyaz peynir de.
Oyunculuk maceramın yurt dışında devam etmesini çok isterim
Aksanlı çok iyi derecede yabancı diliniz var, oyunculuk macerası yurt dışında devam edecek mi, daha büyük hedefleriniz var mı?
Oyunculuk maceramın elbette yurt dışında devam etmesini çok isterim. Farklı işlerde, farklı lisanlarda yurt dışında çalışma fırsatı bulmak isterim. Oyunculuk çok farklı yolculuklara ve maceralara götürebiliyor insanı ve nereye gideceğini ön görmem de mümkün değil bu bir yandan korkutucu yanı ama güzel olan yanı da bu.
Tiyatro benim için bambaşka bir yer
Neden oyuncu olmaya karar verdiniz ve “iyi ki oyuncu” oldum dediğiniz an, zaman, duygu, proje nedir?
Ben oyuncu olmaya karar verdiğimde çok küçüktüm. Bana “ne yapmak istiyorsun?” diye sormuşlardı bende “hikaye anlatmak istiyorum” demiştim daha 3 yaşında falandım. Sanırım ilk yaptığım tiyatro 12- 13 yaşlarındaydım ve benim için aşırı tatmin ediciydi. Onun dışında 16 yaşından beri sektörde çalışıyorum. O veya bu şekilde bir sette herkesin yaptığı her işi yaptım ve her zaman çok mutluydum. Bu sektörde, bu işte çalışmaktan, filmci olmaktan, oyuncu olmaktan çok mutluyum. Hele bir oyuncu olarak bunu sahneye taşımak özellikle tiyatro benim için bambaşka bir yer. Gerçekten çok sevdiğim ve keyif aldığım bir işim var.
Yarışmanın bu kadar olay yaratacağını düşünmemiştim
“Maske Kimsin Sen?” yarışmasını kabul etme sebebiniz nedir ve bu kadar olay yaratacağınız düşünmüş müydünüz ve kaldırılmasını siz nasıl yorumluyorsunuz?
Bir kere ben müzisyen değilim müziği seviyorum, kendi kendime gitar çalarım şarkı söylerim o ayrı. Projeye katılmam için çok ısrar ettiler, açıkçası ben yapmak, katılmak istemiyordum, kendimden uzak hissediyordum yarışmayı. Sahne sanatlarını ne kadar sevsem de dans ve müzik performansıyla kendimi göstermek gibi bir arzum hiç yoktu açıkçası. Yarışmanın da bu kadar olay yaratacağını düşünmemiştim. Kaldırılmasını yorumlamıyorum tabii ki nasıl yorumlayabilirim ki gazeteye basacaksın bunu.