Altın Portakal’dan ödülle dönen ‘Fidan’ filmi İstanbullularla buluştu

Altın Portakal’dan ödülle dönen ‘Fidan’ filmi  İstanbullularla buluştu
Ayçıl Yeltan'ın senaryosunu yazıp yönettiği ve Altın Portakal Film Festivali'nde prömiyerini yapan Fidan'ın İstanbul galası dün Atlas Sineması’nda gerçekleşti.

Eda Yılmayan

Festivalden iki ödülle dönen filmde Alican Yücesoy, Ayça Bingöl, Göksel Kortay, Gürkan Uygun, Ilgın Bingöl ve Pınar Tuncegil, Leyla Smyrna Cabas ve Ömer Asaf Bilgin oynuyor.

Küçük bir kasabada büyüyen Fidan sessizliğe gömülmüştür. Onun sessizliğinin ardında annesinin günden güne kötüleşen hastalığı yatar. Evin yükünü sırtlanan küçük kız her gün kardeşinin kahvaltısını hazırlayıp onu okuluna bırakır. Okulda da başarılı olan Fidan arkadaşlarının onunla çalışkan olduğu için dalga geçmesine dahi sessiz kalır. Tüm bu sessizlik film boyunca izleyiciyi de sarıp sarmalıyor. Hatta acaba bu kız dilsiz mi dedirtecek boyutta bir sessizlikten söz edilebilir. Ta ki annesinin mezarı başında babasıyla buluşana değin…

Kızının okumak için farklı bir şehre gitmesini kabul etmek istemeyen baba “Bakma bana, sen akıllı kızsın işini bilirsin” diyor. Fidan’ın filmdeki tek cümlesi “Bilir miyim dersin baba?” sözü oluyor. Türkçe’de işini bilmek deyimi senaryoda anlatılmak istenen manada kullanılmıyor. Ufak bir detay olarak ifade etmem gerekir.

whatsapp-image-2024-10-22-at-15-27-08.jpeg

Fidan’ın sessizliğiyle ilgili bölüme yeniden döneceğiz ama önce size babaanneden söz etmem gerek. Göksel Kortay’ı babaanne rolünde ancak sesinden tanıyabilirsiniz. Öyle bir babaanne olmuş ki torunlarını sarıp sarmalayan bir yandan da karısının ölümünün ardından yıkılan, eve barka gelmeyen oğlunu kendine getiren güçlü bir kadın profilini aktarıyor bizlere. Öksüz kalan iki yavruya kucak açmış, oğlu işsiz kaldığında hiç düşünmeden göğsünden aylığını çıkarıp vermiş bir kadın.

Boğaziçi Film Festivali kapsamında gösterilen filmin ardından Fidan ekibi sahnede soruları yanıtladı. Yapımcılar Görkem Yeltan ve Yalçın Akyıldız filmle ilgili kadın dayanışmasına ve kadın gücüne vurgu yaptılar. Aslında filmin temel meselesi de bir kız çocuğun büyüme hikâyesi. Büyürken toplumun ona dayattığı, kız olmasının getirdiği zorluklar nedeniyle tam puanla kazandığı liseye dahi gidip gitmemeyi düşünen bir çocuk. Tabi burada öğretmenin yaşamsal önemine de değinmemiz gerekir.

Fidan’ın elinden matematik öğretmeni tutuyor. Kızın yengesine “Fidan tıp okumak istiyor, matematiği çok iyi, izin verirseniz onu sınava ben sokmak istiyorum” diyor. Bu hikâye bize bir yanıyla da eski Türkiye’yi anlatıyor. Öğretmenin kıymetinin bilinmediği günümüz Türkiye’sini değil! Küçük bir kızı sarıp sarmalayan tüm bu kadınlar o sessizliğin içinde çocukların yaşama tutunmasını sağlıyor. Fidan’ın kazandığı liseye gidip gitmemesiyle ilgili yaşadığı sürünceme karakterin sessizliğiyle daha da anlamlı hale geliyor. Ancak film ekibine itirazım da bu sessizlik kısmında. Fidan’ın konuştuğu ana değin onun sessizliğine ilişkin ne yengesinden ne de babaannesinden tek kelime dahi duymuyoruz. Çocukları dert edinen kadınlar Fidan’ın sessiz kalmasını sorgulamıyorlar. Bu nedenle filmin başından sonuna değin küçük kızın dilsiz olduğunu düşünmek mümkün.

whatsapp-image-2024-10-22-at-14-54-54.jpeg

Leyla Smyrna Cabas’ın bu sessizlik içinde güçlü bir oyunculuk sergilediğini, anlatılmak istenen Fidan karakterine uygun bir oyunculuk ortaya koyduğunu söylemem gerekir. Leyla film ekibine dahil olmadan senaryoyu yazan Ayçıl Yeltan’la birkaç kez görüştüğünü, birbirlerini tanımaya çalıştıklarını aktardı. Özellikle Leyla’nın iyi bir dinleyici olması Yeltan’ı etkilemiş ve Fidan karakterini onun canlandırmasını istemiş.

Yenge karakterine hayat veren Ayça Bingöl Altın Portakal’dan ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ ödülüyle döndü. Yeğenlerine kol kanat geren, gerektiğinde babayı kendine getiren Bingöl, güçlü oyunculuğuyla kadının dirayetini perdeye yansıtıyor. Oyunculukların yanı sıra filmde dikkat çeken en önemli unsurlardan biri de kurgu. Tüm bu sessizlik sınırlı diyaloglarla ancak bu kadar iyi kurgulanabilirdi. Melike Kasaplar büyük bir alkışı hak ediyor. Zaten Altın Portakal’dan da ‘En İyi Kurgu Ödülü’yle’ döndü. Son olarak kamera açılarının ve ışığın da hikâyeyi güçlendirdiği, izleyiciyi anlatılan yaşamın içine dahil ettiğini vurgulamam gerekir.

Kaynak:Eda Yılmayan

Öne Çıkanlar