M. Kıvanç Önder
EMLAKÇI OLMAK İSTEYEN HUKUKÇU
Geçtiğimiz hafta cuma günü, şirket içerisinde genel katılımlı bir sunum yaptık. Sunum, bizim sürekli olarak takip ettiğimiz küresel ve yerel bazı ekonomik verilerin, endekslerin, gayrimenkul sektörü datalarının derlenip hap haline getirilmiş biçimiydi. Sahada çalışan tüm emlak danışmanlarımıza işlerini yaparken, alıcı ya da satıcı müşterileri ile toplantılarında ellerini güçlendirecek argümanlar sağlayan bilgiler aktarma amaçlı bir eğitim sunumuydu bu. “Kim Tutar Seni: Piyasaların Efendisi” gibi bir de markalama ile biraz daha ele avuca gelir bir hale getirdik bu eğitim programını. Oldukça yüksek katılımlı ve keyifli geçen bu eğitime, şu anda şirketimiz bünyesinde olmayan ancak bir biçimiyle emlak dünyasına ilgisi yüksek olan birkaç kişi de katılmış, biz eğitim esnasında bunun farkında değildik açıkçası.
Sunum toplantısı bittikten sonra, aradan 1-2 gün geçmişti ki bir telefon aldık. Eğitim sunumumuza katılmış olan avukat bir hanımefendiydi arayan. Bir vesileyle o toplantıya dahil olmuş, konuşulanları çok beğenmiş ve zaten oldum olası da emlak dünyasına karşı ilgisi varmış. “Bana bu mesleği anlatır mısınız?” dedi. Randevulaştık ve oturup konuştuk. Öncelikle “bunca yıl okudun, avukat oldun, senelerdir mesleğini icra ediyorsun, bu saatten sonra emlakçı mı olacaksın!” diyenler olacağını, bunun belki de bu süreçteki en büyük bariyeri olacağını, bunlara hiç kulak asmaması gerektiğini anlattık kendisine. Ardından da şirket içi rutin akışımız olduğu şekilde kendisini ilgili ofisimizin takım liderine, yani o ofisin yöneticisine yönlendirdik. Görüşmelerinin sonunda, resmi olarak sözleşmesini imzalayarak ayrılmış ofisten.
Açıkçası bu kadar hızlı gelişmesini hiç beklemiyorduk, şaşırdık…
Bundan sonrasında bu hanımefendi neler yaşayacak?
Onlarca, yüzlerce farklı eğitim modülüne katılmaya başlayacak, bizler gibi kıdemli emlak danışmanlarına danışarak ilk adımları atacak, hatalar yapacak, atladığı şeyler olacak, muhtelif eşiklerden geçecek ama en büyük eşik, en büyük bariyer aslında çok daha başka bir yerde olacak.
Zihnimizdeki, Çevremizdeki Bariyerler
Bizi, radikal bazı adımlar atabilmekten en fazla alıkoyan bariyerler, önce sosyal çevremizdeki, sonra da bundan kaynaklı olarak zihnimizdeki bariyerler. Emlakçılıkta en büyük dert, etrafımızdaki insanların, alışılagelmiş “emlakçı” şablonuna, klişesine olan bakışlarını biliyor olmamız. “Emlakçıyım dediğimde, beni de aynı klişenin içerisine yerleştirecekler” endişesi.
Oysa büyük başarılar hep “yıkıcı değişimler” sonucu olur, ılıman hareketler sonucu değil.
Bir gün ansızın ailenizin, yakın çevrenizin karşısına çıkıp
“ben emlakçı olmaya karar verdim, üstelik de bu işin en iyilerinden biri olacağım, müşterilerimin memnuniyetini o kadar üst seviyeye taşıyacağım ki daha önce asla yaşamadıkları bir deneyim yaşayacaklar ve bunların sonucunda ben de hak ederek milyonlar kazanacağım” deme cesaretini kendinizde hissettiğiniz gün, zaten başarıya giden yolda ilk ve en büyük adımı attığınız gün olacak.
Sahip Olmaya Değer Bir Kariyer
Sportif anlamda dünyanın en rekabetçi, en çetin, en göz önünde olan alanlarından biri, Amerikan Ulusal Basketbol Ligi olan NBA. Binlerce oyuncu yer alıyor bu kurtlar sofrasında, bu arenada. Hepsinin de adı “basketçi”.
Hepsi aşağı yukarı aynı şeyi yapıyor, aynı topu aynı fileden geçirmeye uğraşıyor ama içlerinden sadece bir tanesi Michael Jordan olmayı başarabiliyor.
Günün birinde öylesine bir vizyona sahip, öylesine bir adam çıkıyor ki sahaya ve öylesine bir performans sergiliyor ki, işte o kişi Chicago Bulls’un efsanevi 23 numaralı formasını giyen Michael Jordan oluyor.
Ama bu sadece Jordan’ın doğuştan sahip olduğu bir ya da iki fiziksel yeteneği sayesinde olmuyor.
İnanılmaz bir disiplin ve çalışma, ona havada asılı kalmış gibi göründüğü o ikonik logosundaki hareketi yapma olanağını sağlıyor.
Aynı şey tüm meslek grupları için geçerli.
Hepimiz, sahip olmayı istediğimiz kariyere önce kendimiz karar veriyoruz, bunun içini de yine kendimiz dolduruyoruz.
Yürümek istediğimiz kariyer yolunun, sahip olmaya değer hale gelmesi, tamamen bizim elimizde.
Emlakçı olarak da doktor olarak da avukat olarak da mühendis olarak da sıva ustası olarak da fark yaratmak ve sürüden ayrışmak mümkün.
Tek Bir Şey
Gary Keller ve Jay Papasan’ın kaleme aldığı “Tek Bir şey” adlı kitap, başarıya giden yolda, aynı anda birden fazla şeyi yapmaya çalışmanın yanlışlığını, bir anda sadece tek bir şeyi tam ve iyi yaparak ve bundan çok sayıda ve peş peşe yaparak başarıya ulaşılacağını anlatır, harika bir kitaptır, mutlaka okunmalıdır.
“Emlakçı” olmayı aklından geçiren ancak o ilk adımı bir türlü atamayanlara, ilk ve en önemli tavsiyemiz şu olur:
“Diğer her şeyi unutun! Sadece bu işi yapmayı istiyor musunuz, buna odaklanın. Bu soruya cevabınız evet ise de adımınızı atın. Sonra ikinci adım, sonra üçüncü adım…”
Emlakçılık kariyerinize başlarken, bu yolculuğun en başında kendinize yapabileceğiniz en büyük yatırım ise, doğru insanlar ile yol yürümeye başlamak olacaktır. Doğru insanlar, doğru dostlar, paydaşlar, iş arkadaşları sizin pusulanız olacak, sizi belki siz dahi farkında olmadan rotada tutacak.
“İyi Piyasa-Kötü Piyasa” Yoktur
“Piyasa” Vardır
Dünyada her zaman periyodik ekonomik konjonktürel iniş çıkışlar oldu.
Bunların tamamında da gayrimenkuller alındı ve satıldı. Paranın bollaştığı dönemlerde daha çok alınıp satıldı, paranın sıkılaştığı dönemlerde ise daha az alınıp satıldı.
Ama hep alındı, hep satıldı. Asla durmadı.
Ve de sürekli birileri bu satışlara aracılık etti, alan ve satan tarafları buluşturdu.
İster “Alıcı Piyasası” olsun, ister “Satıcı Piyasası” olsun, her ikisinde de emlakçılar için fırsatlar sonsuzdur, eğer ki bunları görmeyi bilirseniz…
Örneğin Türkiye’de 2022’de 1.500.000 konut satılmışken, “çok düştü” dediğimiz 2023’te 1.225.000 konut satıldı. Yani halen bu ülkede 1.225.000 kişi bir şeyler aldı.
Demek ki mesele piyasanın durumunun hangi yönde olduğunda değil.
Mesele, sizin emlakçı olarak o piyasa içerisinde işinizi nasıl yaptığınız.
Fırsat her zaman var.
Yeter ki siz kendinizi açın, sürekli eğitimler ile donanımınızı zirveye taşıyın ve de “ben dünyanın en iyi emlakçısı olacağım!” diyerek, göğsünüzü gererek sahaya çıkın.
Eğer ki vizyonunuz, sokağın köşesindeki “Mahmut Emlak” olmak değilse, daha büyük bir şey hedefliyorsanız, size emlak dünyasında kapılar sonuna kadar açık.
Sahip olmaya değer o kariyeri inşa etmek, sizin elinizde…