Evet... Tam bir deli saçması… Biz emekli askerlerin düşüncelerimizi ifade etmemizi izine bağlayan bir kanun teklifi meclise verildi. Uymadığımız takdirde altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacakmışız.
Herhangi bir demokratik ülkede böyle bir teklif verilse, “zırva tevil götürmez” deyip, teklif sahibini akli dengesini kontrol için doktora sevk ederler. Biz de ise maalesef, ciddiye alındı ve günlerdir gündemi işgal ediyor.
Ben de kendimi birkaç satır yazmak mecburiyetinde hissettim.
Montrö Bildirisi ve sarıklı amiral ile ilgili duyurumuzda imzam olduğu için ayağıma elektronik kelepçe takmışlardı. O gün, “ayağıma kelepçe takabilirsiniz ama beynime asla” demiştim. Üç yıl sonra, “ayaklarına kelepçe taktık uslanmadılar, hadi şimdi de beyinlerine kelepçe takalım” diyorlar.
Beyler, bizler devlet terbiyesi ile büyüdük. Ne konuşup, ne konuşmayacağımızı sizden öğrenecek değiliz. Ülkemizin güvenliğini tehlikeye atacak hiçbir sözü, bugüne kadar bizden duymadınız, bundan sonra da duymayacaksınız. Değerlendirmelerimiz, tamamen açık haberlere ve deneyimlerimize dayanmaktadır.
Bir siyasetçi 104 amirale zevzeklik etmişler demişti. Zevzekliğin biz amirallerden ziyade siyasilerin alanına girdiği bu yasa teklifi ile anlaşılmış oldu.
Potansiyel düşman da ülkelerin askerleri de açık kaynaklara dayanarak, bu değerlendirmeleri yaparlar. Ülkenin güvenliği tehdit ve silahlı kuvvetlerimizi töhmet altında bırakan bizim yorumlarımız olmayıp, sizin politikalarınız ve uygulamalarınızdır. Tek amacımız, daha iyi bir ülke için toplumu bilgilendirmek ve kanaat önderliği yapmaktır.
Sizin endişeniz, ülke güvenliği ve silahlı kuvvetlerimizin töhmet altında kalması değil, bilinçli bir toplumu iktidarınız önünde en büyük tehlike olarak görmenizden kaynaklanmaktadır.
Umarım Meclis, “zırva tevil götürmez” der veya yasa çıksa da Anayasa Mahkemesi’nden geri döner.
Ha dönmezse ne mi olur? Biz gene bir yolunu bulur kanaat önderliğimize devam ederiz.