CHP'li Şevkin'den kadın cinayetleri için 'Meclis'te araştırma komisyonu kurulsun' talebi

CHP’li Müzeyyen Şevkin, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalktığından beri yaşanan kadın cinayetlerine dikkat çekerek, daha fazla kadının cinayeti yaşanmaması için Meclis’te araştırma komisyonu kurulması için talepte bulundu.

CHP'li Şevkin, kadın cinayetleriyle ilgili araştırma önergesi verdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Şevkin, Türkiye’de her gün en az 3 kadının ya cinayete maruz kaldığını ya da şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini belirterek, her yıl şüpheli ölümlerle birlikte en az 500 kadının yaşamdan koparıldığını ifade etti. Şevkin, 2008-2023 yıları arasında erkeklerin en az 4 bin 401 kadını öldürdüğünün tespit edildiğini, 2024 yılının ilk 9 ayında 295 kadının cinayete kurban gittiğini, 194 şüpheli kadın ölümü gerçekleştiğini belirtti.

Şevkin, İstanbul’da Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in aynı kişi tarafından canice öldürülmesi, Mersin’de Sonay Öztürk’ün sevgilisi tarafından boğularak hayattan koparılması, Diyarbakır’da Bedriye Işık’ın evli olduğu erkek tarafından katledilmesi, Tekirdağ’da Fatma Özdemir’in kendisine platonik aşk beslediği savunulan bir erkek tarafından silahla vurularak öldürülmesinin yanı sıra 2 yaşındaki Sıla bebeğin de istismar nedeniyle ölmesinin artık dayanılmaz bir hale sebep olduğunu kaydeden Şevkin, "TBMM'de acilen araştırma komisyonu kurulması, daha fazla kadının cinayete maruz kalmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir" dedi.

İstanbul Sözleşmesi vurgusu: 'Yeniden hayata geçmeli'

Şevkin, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde en önemli yasal dayanak olan 6284 sayılı kanunun etkin uygulanmadığı, uygulamayanların yargılanmadığı bir ortamda kadına yönelik şiddet suçlarının işlenmesinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:

"Kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin tek yolu, bu sorunun sebebi olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadeledir. Bu mücadelenin en net ve kapsamlı ifadesi İstanbul Sözleşmesi’ndedir. Kadınlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini açıklamasına karşı durmaya devam edecek, İstanbul Sözleşmesi’nden de haklarından da vazgeçmeyecektir. İstanbul Sözleşmesi, kadınları korumaya dönük bir gelişme olarak hayata geçirilmiş ancak sonrasında atılan yanlış adımlar kadın ve çocukları tam anlamıyla korumasız bırakmıştır. Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetten arınmış bir Avrupa oluşturmak için yapılan İstanbul Sözleşmesi, kadınlar için son derece önem taşımakta ancak Türkiye’de imzalanmasına, adının da ‘İstanbul’ olmasına rağmen yürürlükten kaldırılmıştır. Kadınları şiddete karşı korumak, kadına yönelik her türlü ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve tamamen sona erdirmek” amacını taşıyan İstanbul Sözleşmesi yeniden hayata geçmelidir. 6284 sayılı yasanın etkin olarak uygulanması sağlanmalıdır.

Türkiye’de öldürülen kadınların yarısından çoğu ateşli silahla yaşamdan koparılmaktadır. Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri de bireysel silahlanmadır. Bireysel silahlanma en çok kadınları vurmaktadır. Türkiye’de ruhsatsız silah sayısının 36 milyona dayandığı çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir. Türkiye’de kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet tahammül edilemez bir hal almıştır. Türkiye, kadın cinayetlerin önüne geçmek zorundadır.

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri politiktir, çünkü şiddeti önlemede ve şiddet mağdurunu korumada devletin yükümlülükleri vardır. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğu Anayasal güvence altındadır. Yine Anayasada özellikle kadınların ve çocukların korunması için pozitif ayrımcılığa da vurgu yapılmaktadır. Çeşitli hafifletici sebepler gösterilerek cezai indirim veya meşrulaştırma sona erdirilmelidir. Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüzlerin sonlanması, suçluların hak ettikleri cezayı almalarına dönük müeyyidelerin uygulanması, mağdurların haklarının aranmasına yönelik var olan yasalar hayata geçirilmelidir. Kadınların siyasete katılımı, eşit temsili için imzaladığı uluslararası sözleşmeler hayata geçirilmelidir. Belediyelerin, kadın hakları eşitlik politikaları geliştirmeleri, kadın danışma/dayanışma merkezleri, cinsel şiddet kriz merkez birimleri oluşturmaları, kreşler ve kadın destek birimlerini hayata geçirmesi büyük önem arz etmektedir."

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar