Yürüyüş bitti arayış bitmedi
14 Haziran 2017’de MİT TIR’ları görüntülerini eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a verdiği suçlamasıyla yargılanan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’na 25 yıl hapis cezası ve tutuklama kararı verildi. “Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme” ve “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçlarından yargılanan Berberoğlu’na ilişkin müebbet kararı “failin geleceği üzerindeki olası etkileri” sebebiyle indirim takdiri kullanılarak ceza 25 yıla indirildi. Aynı gün CHP, meclisi terk etti. Parti grubuyla olağanüstü gündemle toplanan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Haziran’da Ankara’daki Güvenpark’ta saat 11.00’de bir araya geleceklerini duyurdu.
BIÇAK KEMİĞE DAYANDI
Kılıçdaroğlu, “Elimde sadece ‘Adalet’ yazan afiş olacak. Yürüyeceğim. Bıçak kemiğe dayandı. Adalet sağlanıncaya kadar yürüyeceğim.” dedi.
Kılıçdaroğlu ayrıca yürüyüşün nedenleri arasında kanun hükmünde kararnamelerin uzun süreli olmasını, bu yetkinin FETÖ ile mücadelenin önüne geçilip bütün muhalif kesimlerle mücadeleye dönüşmesini, milletvekillerin tutuklanması, üniversite hocalarının meslekten atılmasını gösterdi.
420 KİLOMETRE, 25 GÜN
Yürüyüş, 15 Haziran 2017’de Ankara’da Güvenpark’ta başladı ve 9 Temmuz 2017’de Maltepe’de sonlandı. 420 kilometrelik yolu 25 günde yürüyen Kılıçdaroğlu, yürüyüşün sonunda Maltepe’de bir miting de düzenledi.
HERKES ORADAYDI
Halkların Demokratik Partisi, Demokrat Parti, ÖDP, Halkevleri, HTKP, DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve daha birçok sendika, siyasi parti, dernek yürüyüşe destek verdi. Bunun yanı sıra Soma katliamında hayatını kaybeden madencilerin aileleri, Balyoz sanıkları, Gezi eylemlerinde öldürülen Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, Ahmet Atakan ve Ali İsmail Korkmaz’ın aileleri, gazeteciler, oyuncular gibi toplumun farklı kesimleri de yürüyüşe katıldı.
Yürüyüş boyunca yürüyüş rotasına gübre dökülmesi, yürüyenlere taşlı saldırıda bulunulması gibi çeşitli olaylar yaşandı.
Yürüyüş, 9 Temmuz’da Maltepe’de yapılan bir miting ile sonlandırıldı. Öncesinden miting alanına sağlık sorunları olup da cezaevlerinden tahliye edilmeyenlerle ilgili dev dilekçe “İlgili makama” şeklinde yazıldı ve dilekçenin yanında ise adaleti simgeleyen Themis heykelinin resmi yer aldı.
2 MİLYONLUK DEV MİTİNG
Yürüyüşün 25. günününde, Dragos’ta mola veren Kılıçdaroğlu, saat 16.30’da Maltepe’ye doğru yola çıktı ve kalan 1 kilometreyi yalnız yürüdü. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu’yla birlikte sahneye çıkan Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada on maddelik bir bildiri okudu. Miting alanını dolduran yaklaşık 2 milyon insanın attığı ‘hak, hukuk, adalet’ sloganına eşlik etti.
‘Yürüyüşte kurulan ittifak Erdoğan’ın gidişi için gün sayıyor’
Adalet Yürüyüşü’nün başlama kararında cezaevine girmesinin büyük etkisi olan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu, Adalet Yürüyüşü’nün 4. yılında Gazete Pencere’nin sorularını yanıtladı.
BİR FANİNİN TÜRKİYE’DE CEZAEVİNE GİRMESİ ÇOK NORMAL
14 Haziran 2017’de Suriye’ye silah taşıdığı iddia edilen MİT tırlarının görüntülerini gazeteci Can Dündar’a vermek suçlamasıyla yargılanan Berberoğlu, 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve tutuklandı. Berberoğlu cezaevindeki ilk gününde yürüyüş haberini nasıl aldığını şöyle anlattı:
“Cezaevine üzerimdeki kıyafetlerle girdim. Dünyadan haberiniz olmuyor, ben de kendi kendime oturdum 1 saat. Sonra ‘avukatınız geldi’ dediler. Bir baktım avukatım Yiğit Acar ile kızım Dilara Berberoğlu geldi. Kızımın yüzünde sadece üzüntü değil bir merak da vardı, bana şüpheyle bakıyor. En son dayanamadı dedi ki; ‘Baba siz bu işi planlamış olabilir misiniz?’. ‘Neyi?’ dedim. ‘Kemal bey Adalet Yürüyüşü başlatıyor, Ankara’dan İstanbul’a yürüyor’ dedi. Gurur duydum tabii ki. Bir faninin Türkiye’de cezaevine girmesi çok normal bir şey. Milletvekili olursunuz, iş adamı olursunuz hayatınızın bir dönemi cezaevine girersiniz. Yani cezaevine girmem böylesi tarihi bir olayı tetikledi. Yürüyüş benim için yapılmadı bunu açık şekilde belirteyim.”
ONLARLA SEVİNDİM, ONLARLA ÜZÜLDÜM
Sonrasında 26 gün süren yürüyüşü verdikleri televizyondan takip ettiğini belirten Berberoğlu, “Onlarla sevindim, onlarla üzüldüm. Maltepe mitinginde çok duygulandım” ifadelerini kullandı.
‘O DÖNEM AKP ZİHNİYETİNİ TEMSİL EDEN PEKER BENİ ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ’
Berberoğlu, “Adalet Yürüyüşü sonrasına ne bıraktı?” sorusuna ise “O dönemde mesela Sedat Peker beni isim vermeden ölümle tehdit etti, ‘Bayrak direğine asacağız’ dedi. ‘Maltepe’yi basıp arkadaşlarını alacaklarmış, onların hepsini bayrak direğine asacağız’ dedi. Bazı olayları tepkileriyle anlamak gerekiyor. Sedat Peker’in o dönem temsil ettiği AKP zihniyeti buydu.” sözleriyle yanıt verdi.
Berberoğlu, bir partinin tekelinde gerçekleşmeyen yürüyüşün bugünkü Millet İttifakı’nın temellerini attığını söyledi, “Bugün CHP’nin ve Kemal bey’in dostları Tayyip Erdoğan’ın gidişi için gün sayıyor” dedi. Berberoğlu bu sürecin Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş referandumunda oluşmaya başladığını, Adalet Yürüyüşü’nde pekiştiğini, yerel seçimlerde ise taçlandığını söyledi.
ŞAHSIM DEVLETİNDE YARGI, MEDYA KONTROL ALTINDA
Berberoğlu, “Adalet Yürüyüşü’nün toplumsal bir harekete dönüştüğü günden bugüne ne değişti?, Neden bir mafya liderinin korkunç iddiaları karşısında toplumda gözle görülür bir tepki yok?” sorusuna, “Susurluk döneminde bile kazadan 1 ay önce, MİT etüdü gazetecilerin elinde dolaşıyordu. Şahsım devletinin en büyük özelliği şu: Hep medya ayağından bahsediliyor. O gazeteciyi koruyan, kollayan, başına bir şey gelmesin diye uğraşan bir siyasi irade var mı? Yok. Aksine siyasi irade yargıyı, yasamayı da kontrol altına almış şahsım devletinde. Yani savcı iddianame hazırlayacak, o gazetelerde haber olacak. Bir araştırma komisyonu kurulacak. Bunlar olmazsa kamuoyu ne yapacak. Konuşan suçlu bir adam. Ne kadarına, nasıl inanacağını bilmek zor. Söyledikleri istihbarat. Bunu enformasyona çevirecek olan yargıdır, komisyonlardır ve medyadır.” şeklinde yanıt verdi.
‘Adalet Yürüyüşü kimsesizlerin yürüyüşüydü’
Adalet Yürüyüşü’nün başladığı sırada Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi olan ve “MİT Tırları” haberinden dolayı yargılanan Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül, “Adalet Yürüyüşü ileride hak, hukuk, adalet arayışı tarihi yazıldığında ilk sıralarda yer alacak muhteşemlikte bir hareketti” dedi.
Yürüyüşün liderliğini Kılıçdaroğlu’nun yaptığını belirten Gül, “sonucunda milyonları hak, hukuk, adalet, ifade özgürlüğü, demokrasi kavramları etrafında bir araya getiren bir harekete dönüştü” ifadelerini kullandı. Yürüyüşün bir partiye mal edilemeyeceğini söyleyen Gül, “Bu yürüyüş toplumun tüm kimsesizlerinin içinde yer aldığı bir yürüyüştü” dedi.
GAZETECİNİN TARAFSIZLIĞINA HELAL GETİRMEYECEK BİR HAREKETTİ
Adalet Yürüyüşü’nün çok önemli sonuçları olduğunu söyleyen Gül, “2018 seçimlerinde alınan sonuçlar ve yeşeren umuda en büyük katkıyı Adalet Yürüyüşü yaptı. Bunun yanı sıra yürüyüş gazetecilerin gazetecilik yapabilmeleri için yapıldı. Ben o dönem eylemli ( haber yapan ) gazeteciydim ve bu gazeteciler hiçbir partiye yakın olmaz. Bir partinin etkinliğine katılmaz. Adalet Yürüyüşü bundan farklı bir şeydi. Ben o dönem bir gazetecinin bu yürüyüşü savunması gerektiğini düşünüyordum. Çünkü yürüyüş doğrudan ifade özgürlüğü içindi, haber yazmak serbest olsun içindi. Bu yüzden içinde oldum ve gazetecinin tarafsızlığına helal getirmeyeceğini düşündüm.” dedi.