“Yüküm” dedi, İYİ Parti’den istifa etti

“Yüküm” dedi, İYİ Parti’den istifa etti
İYİ Parti’deki çıkışları ve son olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itirazıyla  istifaya giden sürecin işaretlerini veren İstanbul Milletvekili ve partinin eski sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Meclis'te basın...

İYİ Parti’deki çıkışları ve son olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itirazıyla  istifaya giden sürecin işaretlerini veren İstanbul Milletvekili ve partinin eski sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek, yazılı olarak duyurduğu istifasının gerekçelerini açıkladı. 

Ağıralioğlu, "Siyasi mücadelem içinde partim ve partimin aidiyet duyduğu bu pakt içindeki pozisyonum partime yük olmaya başlamıştı" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğini açıklayan Yavuz Ağıralioğlu, kime oy vereceğine, “milletle beraber, vadedilenlere kulak kesilerek karar vereceğini” söyledi.

Peki siyasete devam edecek mi? 

Bu soruya, ‘evet’ cevabını verdi ve "Bana ulaşmış bir teklif, görüşme, istişare olmamıştır. Seçim sonuçlarından sonra daha net konuşabiliriz" dedi.

Yavuz Ağıralioğlu’nun konuşmasından satır başları:


“YANLIŞA DAYI DİYECEK ADAM DEĞİLİM”

"Ben köprüyü geçmek için bir yanlışa dayı diyecek adam değilim. Kuralsız, ahlaksız, ilkesiz, ölçüsüz kazanmaktansa; mertlikle kaybetmeyi yeğleyen siyasi dili önceledim.  Mücadele edeceğiz ama devlet, millet düşmanlarına tebessüm etmeyeceğiz. Siyasi rekabet edeceğiz ama çocuklarımızın katillerinden bir şey ummayacağız. Çocuklarımızın katillerini sevenlerden bir şey ummayacağız. 

“YÜK OLMAYA BAŞLAMIŞTIM”

"Siyasi mücadelem içinde partim ve partimin aidiyet duyduğu bu pakt içindeki pozisyonum partime yük olmaya başlamıştı. İstifam böyle bir duyguyu barındırıyor. Cumhurbaşkanlığı ortak adaylığı iradesine imza atmadım, partimin oldu bitti ile karşı karşıya bırakılıp, emeklerin 3-5 günde heba edilmesine itiraz ettim. Dayatmayı kabul edilemez bulduğumu ifade ettim. Adaylığa da başvurmadım. Benim için erdemli olan buydu. Erdemli ve zorunlu olan kısmı şurasıdır, açıklamalarımla partimin mutabık kaldığı siyasi zemini gölgeler haline geldim. 

Ben köprüyü geçmek için bir yanlışa dayı diyecek adam değilim. Kuralsız, ahlaksız, ilkesiz, ölçüsüz kazanmaktansa; mertlikle kaybetmeyi yeğleyen siyasi dili önceledim. 

‘KEM SÖZ ETMEM, ARKADAŞLARIMDIR”

İYİ Parti ile olan siyasi beraberliğimi nihayete erdiriyorum. Nihayete erdirdiğim şey, İyi Parti'nin kırmızı çizgisi olarak bildiğim şeyler. Kem söz etmem, arkadaşlarımdır. Haklarını ihlal etmem ama onlara kudret dilerim. 

Görev değişikliklerinden sonra aldığım tutumlar ortadadır. 3-4 kere görev değişikliğine maruz kaldım, bazılarının haberini basından öğrendim. Ben basından görev değişikliğimi öğrendiğim iki seferde, kendimi çok değersiz hissettim. Genel Başkan'dan pazartesi randevu istedim. Böyle bir hassasiyet taşıyordum. 

Mücadeleyi kirletmemek en zor şeydir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin devlet başkanlığı makamına, PKK'nın, Kandil'in, FETÖ'cülerin, devlet düşmanlarının bir hevesle dahil olma arzusu taşımasını anlaşılabilir buluyorum ama burada bizim yapmak zorunda olduğumuz şey, heveslerinizi kursağınızda kıracağız iradesini temsil etmemiz gerekir. Biz, sizin heveslerinizi kursağınızda bırakacak tarafız. Mücadele edeceğiz ama devlet millet düşmanlarına tebessüm etmeyeceğiz. Siyasi rekabet edeceğiz ama çocuklarımızın katillerinden bir şey ummayacağız. Çocuklarımızın katillerini sevenlerden bir şey ummayacağız. 

“MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİM”

Benim için zorunlu bir erdem alanı olan istifa mekanizmasını bu şekilde takdim etmek zorundayım. Partimdeki arkadaşlarım, beni artık kendilerine yük etmesinler isterim. Ben de onlara yük olmadığım için istifa ediyorum. Seçim sathında görülüyor ki siyasi değerlendirmelerim olacaktır. Her değerlendirmem parti içinde parti yetkililerine yük olacaktır. Ben bu alanı partim adına boşaltıyorum. Milletim adına taşıdığım hassasiyetlerle, hangi kırmızı çizgiler ihlal ediliyorsa onları söylemeye, mücadele etmeye devam edeceğim.

“KILIÇDAROĞLU ALEVİ OLDUĞU İÇİN DEĞİL…”

İhtimam gösterilmesini istediğim bir husus var; itirazlarıma konu olan şeyleri sıralarken bunların bazı medya organlarında şöyle değerlendirildiğini duydum. 'Ağıralioğlu, Kılıçdaroğlu'na Alevi olduğu için, HDP'ye de Kürtlere karşı olduğu için karşı çıkıyor' diyorlar. Benim babam, dedem bu topraklara kalbiyle bağlı. Kim diyorsa ki Ağıralioğlu, Kılıçdaroğlu'na Alevi olduğu için, HDP'ye de Kürt olduğu için karşı çıkıyor, namussuzdur, alçaktır. 

Yavuz Ağrıalioğlu Kürt'e kurban olsun, vatanına milletine bağlı Alevilere kurban olsun. Ömrüm boyunca bu hatta duracağım. 

“50+1, SİYASETİ İTİBARSIZLAŞTIRDI”

Seçim sonuçları kim kazanırsa kazanırsın yüzde 75-25 bitsin dilerim. Bu sistemin bize yaptığı kötülük 51 49 korelasyonudur. Bu duygu, siyaseti ilkesizleştirdiği gibi, siyasi kazanma hattında 51'in aziz, 49'un canı cehenneme duygusu oluşturmaktadır. 

Bu siyasetin, ilkesizliğine sebep olan şey oyu bile olmaz partilerin, henüz seçimde sandığa girmemiş partilerin, hatta siyasi programında kabul edilemez madde olan partilerin kazanmak uğruna siyasi ittifaklara dahil olduğu bir ilkesizlik alanı, siyaseti de itibarsız hale getirmektedir. İlk ve en mühim borcumuz, siyaseti bu bölücülüğün şantaj hedefi haline getiren yüzde 50+1 matematiğini değiştirmektir. 

“BU SEÇİM SİYASİ TEMİZLİK YAPACAK”

Bu seçim, ciddi siyasi temizlik yapacak bir seçimdir. Seçimin sonuçlarında milletimiz neyi destekleyecek, neyi sevecek, neyi cezalandıracak, kimin kiminle oturmasından muzdarip olduğunu belli edecek. Bunları göreceğimiz bir seçim sonucu, bizim mücadele alanımızın da çerçevesini belirleyecek. 

BAŞKA PARTİYE Mİ KATILACAK?

(Soru üzerine) Bu mutlaka bir yerlerden teklif alıyordur gibi konuşuluyordur. Bana ulaşmış bir teklif, görüşme, istişare olmamıştır. Seçime 2 ay kala siyasi parti değiştirmenin sözün itibarına zarar verdiğine inananlardanım. Benim böyle bir gündemim yok. Milletimizin neyi öncelediğini, neye kızdığını, neyi ödüllendirdiğini görmemiz lazım. Seçim sonuçlarından sonra daha net konuşabiliriz. 

KİME OY VERECEK?

Ben kime oy vermeyeceğimi söyledim. Kime oy vereceğimi söylemedim. Milletle beraber bize vadedilenlere kulak kesileceğim, kime oy vereceğime öyle karar vereceğim. Muhalefetin elini kuvvetlendiren şey, iktidarın maharetsizliğidir. İktidar ekonomiyi bu kadar darboğaza sokmasaydı muhalefet yürüyemezdi. Hükûmetin rakibi muhalefet değil; enflasyon, doların yüksekliği, gençliğin umutsuzluğu. Muhalefetin rakibi de bunca avantajına rağmen ilkesiz beraberlikleri kolluyor olmasıdır. 

Öne Çıkanlar