Yeşilçam’ın zarif yıldızı Filiz Akın hayatını kaybetti

Bir süredir sağlık sorunlarıyla mücadele eden usta oyuncunun ölümü, sanat dünyasında ve sevenleri arasında derin üzüntü yarattı.

Akın’ın vefatıyla ilgili ilk açıklama Sağlık Bakanlığı’ndan geldi. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımda, “Türk sinemasının nadide isimlerinden Filiz Akın, bir süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir. Sinema tarihimizde silinmez izler bırakan Akın’a Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve tüm sanat camiasına başsağlığı diliyoruz” denildi.

Cenaze törenine dair bilgilendirmenin ilerleyen günlerde yapılacağı aktarıldı.

Filiz Akın kimdir?

Gerçek adı Suna Akın olan Filiz Akın, 2 Ocak 1943’te Ankara’da dünyaya geldi. Ankara Koleji'nin ardından Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde eğitim aldı. 1962 yılında düzenlenen Artist yarışmasını kazanmasıyla birlikte sinema dünyasına adım attı. Aynı yıl çekilen Akasyalar Açarken filmiyle dikkat çekti.

1960’ların sonundan itibaren Yeşilçam’ın en çok aranan kadın oyuncularından biri haline geldi. Tarık Akan, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın ve Ediz Hun gibi dönemin önde gelen aktörleriyle başrolleri paylaştı. Kendine özgü zarafeti ve modern görünümüyle Yeşilçam’da “sarı saçlı kadın” imajını temsil etti.

Ankara Ekspresi, Tatlı Dillim, Yalancı Yarim, İstanbul Tatili gibi hafızalara kazınan filmlerde rol aldı. 1970’te Ankara Ekspresi filmindeki performansıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünün sahibi oldu. Akın, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik’le birlikte Yeşilçam’ın “dört yapraklı yoncası” arasında yer aldı.

Sadece bir oyuncu değil, bir kültür elçisiydi

Sinemadan uzaklaştıktan sonra televizyon programları sundu, köşe yazıları yazdı ve anılarını kitaplaştırdı. Uzun yıllar Paris ve İsviçre’de yaşayan Akın, Avrupa kültürüyle kurduğu bağlarla da dikkat çekti. 2000’li yıllarda kansere yakalandı ancak bu zorlu süreci atlatmayı başardı. Mücadelesiyle birçok insana umut oldu.

Filiz Akın, yalnızca beyazperdenin unutulmaz yüzlerinden biri değil, aynı zamanda kültürel duruşu, zarafeti ve yaşamıyla Türkiye’nin belleğinde derin bir iz bırakan bir figürdü.