Yenidoğan çetesi davasında 3. gün: Sanıklar hakim karşısında
Tüm Türkiye'nin vicdanını sızlatan 'Yenidoğan Çetesi' davasında 3. gün. İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden olan 22’si tutuklu 47 sanıklı dava devam ediyor.
Duruşmanın üçüncü gününde sanık ifadeleri alınmaya devam edilecek.
İkinci gün
Dün görülen duruşmada sanıklar savunmalarına devam etti. Günün en çarpıcı itirafı tutuklu hemşire Hasan Basri Gök’ten geldi. Bütün hemşirelere epikrizlere yardım ettikleri için para verildiğini itiraf eden Gök, “Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) para almak için yatışlar uzatılıyordu” dedi. Tutuklu hemşire Deniz Korkmaz ise hem hastaneden hem de Fırat Sarı’dan para aldığını söyledi. Hemşire Hüseyin Günerhan da artan doz ilaçları, ödemenin karşılamadığı yabancı hastalar için biriktirdiklerini itiraf etti.
Sanık Cansu Akyıldırım'ın savunması alınıyor
Duruşma sanık Cansu Yıldırım’ın savunması ile başladı.
Mahkeme Başkanı, sanık Cansu Akyıldırım’a soruyor:
Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?
Cansu Akyıldırım: Öncelikle, 2012 ile 2019 yılları arasında farklı hastanelerde görev yaptım. 2019-2022 yılları arasında ise Reyap Hastanesi’nde çalıştım. Ancak, iddianamede Çorlu Reyap’ta çalıştığım belirtilmiş, bu doğru değil. 2023 yılında Özel TRG Hastanesi’nde hasta bakım müdürü olarak çalışmaya başladım. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışan biriyim. Bunun dışında, ailemden maddi destek alıyorum. Örgüt ya da çeteye üye olma suçlamasıyla ilgili böyle bir yapının var olduğunu düşünmüyorum.
Mahkeme Başkanı: İddianamede geçen "işletme" tabirinden ne anlaşılıyor? Bu işletme nedir?
Cansu Akyıldırım: Şöyle, Medicence başlığı altında bir işletme var. Ancak, yalnızca birkaç hastane bu kapsamda yer alıyordu. TRG ve Birinci Hastaneleri Medicence’den alım yapıyordu; Reyap ise bu kapsama dahil değildi.
Mahkeme Başkanı: Peki, 'danışmanlık' dediğiniz şey nedir?
Cansu Akyıldırım: Hasta danışmanlığı aldığımız bir yer.
"Bebeğin kalbi durdu"
Mahkeme Başkanı: Kolluk fezlekesinin 94. sayfasında, hatta 92. sayfasında da göbeği yanlış delinen bi bebekten bahsediyorsunuz. Ne diyorsun?
Cansu Akyıldırım: Böyle bir konuşmadan bilgim yok, hastayı da hatırlamıyorum. Ancak o bebek, Suriyeli bir bebek olabilir. O bebek farklı bir bebek, onun göbeğini ben açtım, Dursun Bey açmadı.
Mahkeme Başkanı: Bu bebek farklı bir bebek mi?
Cansu Akyıldırım: İsmi geçmediği için bilmiyorum. Ama o bebeğin göbeğini ben açtım. TRG’de doğdu. Bebek odasından bize geldiğinde mosmordu. Onu kapıya en yakın olan kısma aldım ve o sırada Dursun Bey’i aradım ancak ulaşamadım. Sonra İlker Bey’i aradım, Dursun Bey’e ulaşacağını söyledi. 3-5 dakika sonra Dursun Bey alana geldi. Bebeği makineye bağladık ve çocuğun akciğer filmi istendi.
Bu süreçte bebeğin kalbi durdu, müdahale ettik ama geri döndüremedik. Dursun Bey, bebeğin akciğer filmine baktı ve diyafram hernisi teşhisi koydu. Bebeğe 45 dakika boyunca müdahale ettik. İlker Bey de benden akciğer filminin resmini istedi. Ben de ona videoyu gönderdim.
Mahkeme Başkanı: O dönem sen o hastanede miydin?
Cansu Akyıldırım: Evet, gönüllü gittim. Birinci Hastanesi’ndeydim. TRG’ye yardıma gitmemi söylediler.
Mahkeme Başkanı: Kim söyledi?
Cansu Akyıldırım: Fırat Bey söyledi.
Mahkeme Başkanı: Bu olay olduğunda sen Birinci Hastanesi’nde miydin?
Cansu Akyıldırım: Evet.
"Fırat Sarı ile 3 yıldır ilişkim vardı"
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile samimiyetin var mıydı?
Cansu Akyıldırım: Evet, vardı. 3 yıldır ilişkim vardı. 2021-2023 yılları arasında.
Mahkeme Başkanı: Ne zaman tanıştınız?
Cansu Akyıldırım: 2019’da.
Avukatı, Cansu Akyıldırım’a soruyor: Hasan Basri Gök, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan ile husumetin var mı?
Cansu Akyıldırım: Sevmem ama saygı duyarım. Tam husumet diyemeyiz ama birbirimizden hoşlanmayız.
Avukat: İşten çıkarmalarla ilgili yönetime tavsiyede bulundun mu?
Cansu Akyıldırım: Evet, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan için yönetime söylemiştim. 'Ya onlar ya da ben' dedim.
Mahkeme heyeti, sanık Cansu Akyıldırım’a iddianamede geçen para transferlerini sordu.
Sanık hemşire, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü.
Akyıldırım: "Medisense şirketinden Fırat Bey, aylık olarak bana toplu bir para atardı, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım. Birinci Hastanesi’nde çalışırkende böyleydi”
"Ölüyor mu ne yapıyorsa yapsın demişsin"
Savunma yapmak için sanık Çağla Durmuş, sanık sandalyesine geldi.
Mahkeme Başkanı, hemşire Çağla Durmuş’a soruyor:
Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?
Çağla Durmuş: Yapacağım efendim. Herhangi bir örgüte üye değilim, ortada örgüt var mı bilmiyorum. Böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. 13 yıldır hiçbir hatayı ihmal etmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum, dolandırıcılığı da kabul etmiyorum. Hastane maaşıyla geçinen bir insanım, bir sürü borcum var. Dolandırmış olsam çok daha fazlası olurdu.
Mahkeme Başkanı: Ölüme ilişkin ne diyeceksin?
Çağla Durmuş: Kabul etmiyorum.
Mahkeme Başkanı: Kolluk ifadenin 43. sayfasında İlker Gönen ile bir konuşman var. 'Artık bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa' demişsin. Ne diyorsun?
Çağla Durmuş: Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum.
Mahkeme Başkanı: Malzemesizlikten gerginim demişsin.
Çağla Durmuş: Malzeme temini konusunda sıkıntı yaşıyorduk.
Karakoç bebeğin ölümü!
İddianameye göre, Yalova’dan Bağcılar’a sevk edilen Sibel Karakoç’un bebeği Havvanur, yoğun bakımda solunum yoluna gıda kaçması sonucu hayatını kaybetti.
Hemşire Çağla Durmuş’a soruldu:
Mahkeme Başkanı: Karakoç bebek kötüleştiğinde ne yaptınız?
Çağla Durmuş: Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Entübe ettik. Hastanın müdahalesine başlıyoruz, bu sırada İlker Gönen ve Dursun Bey’e haber veriyoruz. Dursun Bey damar yolu da açıyor ama hasta dönmedi. Aileye bilgi verildi. Aile zaten il dışındaydı. Epikriz raporunu Mehmet yazdı.
Mahkeme Başkanı: Mehmet nerede çalışıyordu?
Çağla Durmuş: TRG Hospital.
Mahkeme Başkanı: Doktor olarak kim vardı?
Çağla Durmuş: Dursun Bey vardı ama o an lavaboda mıydı bilmiyorum.
Çeteden itiraf! "Fırat Sarı'nın amacı daha fazla kazanç"
Mahkeme Başkanı: Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?
Çağla Durmuş: Şöyle yani, Fırat Sarı hastayı entübe göster derdi.
Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne?
Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.
Mahkeme Başkanı: Burada Fırat Sarı’nın amacı neydi?
Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.
"Bütün bebekleri söküp öldüreceğiz hocam"
Sanık Çağla Durmuş çapraz sorgusunun devamı;
Mahkeme Başkanı: Biz, “Bütün bebekleri söküp öldüreceğiz hocam” diyorsun. Ne diyorsun?
Sanık: Hastane enfeksiyonu vardı. O konuşmam benim serzenişimdi. Hekimler ne söylediyse onu uyguladım.
Üye Hakim: Karakoç bebeği kim takip edecekti?
Sanık: Dursun Bey.
Üye Hakim: Bebek hayatını kaybettiğinde neden doktor İlker ile konuşuyorsun ve epikriz raporunu neden o yazıyor?
Sanık: Dursun Bey’in bilgisi vardı. O daha bilgili.
Üye Hakim: İlker’in haberi olmadan epikriz düzenleyemiyor musun?
Sanık: Düzenliyoruz.
Hakim: Bu aileler iyi sabrediyor.
Sanık: Dursun Bey çok tıbbi terim kullanıyordu. Aileler şikâyet ediyordu. O yüzden serzenişim oldu.
Duruşma Savcısı: Bakanlık, “Bebeğe vitamin verilmemiş, bu bebek neden beslenmedi?” diyor.
Sanık: Beslenmesi yapıldı.
Savcı: Bu rapor doğru değil mi?
Sanık: Beslenme yapıldı.
Savcı: Kim besledi? Sen mi?
Sanık: Ben değilim. Bebek beslemesi yapmıyorum. Kim beslediğini bilmiyorum.
Savcı: Bebek zamanını geçirmiş, kusmuş ve bu yüzden hayatını kaybetmiş.
Sanık: Ben hemşirenin bakımını yaptığını biliyorum ama gözümle görmedim.
Savcı: Senin açından sorayım. Orada göz gezdirmiyor musun?
Sanık: Göz gezdiriyorum ama bilgisayardaydım.
Savcı: Orada olanlardan hastane sahibi ve başhekim haberdar mıydı? Mesela Karakoç bebeğin öldüğü dönemlerde?
Sanık: Malzeme eksikliğinden haberdar olduklarını biliyorum. Başhemşirenin her şeyden haberi vardı. Basamak değişikliğinden haberi var mı bilmiyorum. Başhekim ve hastane sahipleriyle ilgili bilgim yok.
Mahkeme Başkanı: Dursun Eryılmaz’ın kaşesini kullanmışsın.
Sanık: Kaşesini kullanmadım, imzasını atmadım.
Ara verildi
Ölen çocukların aileleri, çete üyelerine "evladımızı öldürdün, bunun cezasını çekeceksin" diye bağırdı.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Bebek Kaya’nın ölümü!
Bebek Kaya’nın göz göregöre nasıl, ihmallerle öldüğünü “çek fişi” gitsin denilerek doktorun gelmediği anlatıldı. Duruşmadan aradan sonra, sanık Damla Atak’ın savunmasıyla devam edildi. Hemşire Damla Atak, sanık kürsüsüne geldi.
Mahkeme Başkanı: İhmalle adam öldürme, örgüte üye olma ve dolandırıcılıktan dava açıldı. Savunmanı yapacak mısın?
Sanık: Yapacağım. Doğa Hastanesi’nde çalışırken Fırat Sarı ve İlker Gönen ile tanıştım. Örgüt üyesi değilim. 2022 yılında Fırat Sarı ile hastanede çalıştım. Onun işlettiği hastanede görev yaptım.
Mahkeme Başkanı: Hangi hastane?
Sanık: Duygu Hastanesi. Epikrizleri nasıl yazdıklarını bilmiyorum. Fırat Sarı hastanenin işletmesini yürütüyordu. 2023 yılında Güney Hastanesi’ne başladım. Fırat Sarı yine oradaydı ve orayı da işletiyordu. Ali Dirik, bana ilaçlar çalındığı için işletmeyi göndereceğini söyledi. Dediğini de yaptı; Fırat Sarı’nın işletmesini gönderdi. İşletme gittikten sonra Kaya Bebek yoğun bakıma getirildi.
Sanık: Kaya Bebek’in doğumuna bizzat ben girdim. Hastayı toparladıktan sonra yoğun bakıma yatırdık. Ancak doktor bir yönlendirme yapmadı. Doktorun ayıldığı söylendi çünkü Ümit Bey, gece aranmasından rahatsız olmuş. Hastane bana doktor göndermedi. Bunun üzerine hastane sahibi Ali Dirik’i aradım ve “Bebeğin akciğerinde kanama var” dedim. O da bana bazı sorular sordu. Ancak bu süreçte hiç doktor gelmedi. Zaten hastanede yenidoğan doktoru bulunmuyordu.
Mahkeme Başkanı: Bebeğin geliş süreci nasıldı?
Sanık: Bize gelen bebek değil, anneydi. Bebek doğumla birlikte hastaneye geldi.
Mahkeme Başkanı: Bebeğin doğumundaki doktor kimdi?
Sanık: Songül Hanım.
Mahkeme Başkanı: Devam et.
Sanık: Hastaneden ve doktordan herhangi bir tedavi talimatı verilmedi. Bize, doktor Hilda Hanım ve Rıza Bey’in geleceği söylendi. Daha sonra Rıza Bey geldi ama kaşesi yoktu. Doktor Şehmuz’un kaşesi kullanılıyordu, oysa o doktor çoktan ayrılmıştı. Doktor Ümit Bey ve Mehmet Bey de Şehmuz Bey’in kaşesini kullanıyordu. Daha sonra Hilda Hanım’ın kaşesi kullanılmaya başlandı. Rıza Bey, Hilda Hanım’ın kaşesiyle geldi ve hastaları dolaştı. Kaya Bebek ile ilgili yapılabilecek hiçbir şey olmadığını söyledi.
Sanık: Kaya Bebek’i görmediğini söyledi ama benim yanımda gördü. Gece sorumlusu Batuhan vardı. Nöbete geliyordu, ama akciğerler kanamaya devam ediyordu. Ben, kalp masajı yapılabilecek durumda olduğunu düşünmedim. “Doktoru ara” dediğimi hatırlamıyorum ama doğru yönlendirdiğimi düşünüyorum çünkü Rıza Bey’i araması gerekiyordu. Batuhan, fişi çekmesini yaşamaz diye söyledi. Ama bu süreçte Batuhan’ın beni aramadığını, Doğukan’ı aradığını öğrendim. Doğukan’ı araması yanlıştı. Beni arasaydı ben giderdim.
Sanık: Ayrıca, Rıza Bey çocuk doktoru sanıyorduk ama değilmiş. Kaya Bebek’in ölümüyle ilgili suçlamayı kabul etmiyorum.
Mahkeme Başkanı: Rıza Bey, o hastaneyle ilişkisinin olmadığını söyledi.
Sanık: Rıza’nın haberi yoksa nasıl “Fişi çek” diyebiliyor?
Mahkeme Başkanı: Kaya Bebek’in ölümünden sonra denetim geldi mi?
Sanık: Evet, normalden daha kapsamlı bir denetim geldi. Bütün evrak ve dosyalar toplandı. Denetim sonrası Ali Bey yanıma geldi. Gece doktor Hilda Hanım geldi dedim çünkü onun kaşesi kullanılıyordu. Batuhan’ı aradım ve “Gece Hilda Hanım geldi diyeceksin” dedim. Hilda Hanım ve Rıza Bey evliydi.
Mahkeme Başkanı: Kameralar ne oldu?
Sanık: Hastane sahibi Ali Dirik yoğun bakımdaki kameraların çıkardı.
Kaya Bebeğin avukatı, Damla Atak’a soruyor:
Kaya Bebeğin avukatı: Kaya Bebeğin yatışı 6 gün gösterilmiş.
Damla Atak: Sizden öğreniyorum.
Kaya Bebeğin avukatı: 4 bin liraya ilaç aldırmışsınız, kullandınız mı?
Damla Atak: İlaçların adını öğrenebilir miyim?
Kaya Bebeğin avukatı: Baba şu an hatırlamıyor.
Damla Atak: Yoğun bakımda bebeğe dışarıdan gelen bir ilaç kullanılmadı.
Kaya Bebeğin avukatı: Baba, bizzat eline tutuşturulan kağıtlarla ilaç almış.
Damla Atak: Bunun mümkünatı yok, gerçekten öğrenmek istiyorum. Reçeteli mi?
Kaya Bebeğin avukatı: Reçeteli olsa bilirdik zaten, biliyor musunuz?
Damla Atak: Hayır, ilk defa sizden duyuyorum.
“Bebek yine eks olacaktı”
Kaya Bebek’in ölümü üzerine Damla Atak’ın savunması:
Damla Atak: Ben de orada olsaydım, sorun değişmeyecekti. Yine bebek eks olacaktı, yine ihmalden sorumlu tutulacaktım. Beni arasa gider miydim? Vicdanen giderdim. Haberim olmadığı halde bebek Kaya’nın ölümünden sorumlu tutuluyorum, kabul etmiyorum.
Yenidoğan çetesi soruşturmasını başlatan belge ortaya çıktı
Yenidoğan çetesi hakim karşısında: Davada 2'nci gün
Pratisyen hekim olduğunu söyleyen Rıza Keykubad’ın, eşi Uzm. Dr. Hilda Keykubad’ın diplomasını kullanarak Esenler Güney Hastanesi’nde yetkisi olmayan bir bölümde çalıştığı belirtilmişti.
Tutuklu Rıza Keykubad getirildi, savunmasını yapıyor. Hemşire Damla Atak yerine gönderildi.
Rıza Keykubad, kağıda yazılı savunmasını okuyor.
Savcı elinde kağıt olması nedeniyle savunmasının geçerli olmayacağını söyledi. Rıza Keykubad’ın avukatı, savcıya itiraz ediyor, kağıt üzerinden savunma yapma hakkının olduğunu söyledi.
Yenidoğan Çetesi duruşmasında ilk kez bir doktor savunma yapıyor
Dr. Rıza Keykubad savunmasını okuyor:
“Fırat Sarı ve İlker Gönen ile hiçbir ortamda bulunmadım, kendilerine sorabilirsiniz. Bebek Kaya’yı ben ve eşim görmedik. Güney Hastanesi’nde kaydının yapıldığını da bilmiyorum. Bize iftira atıyorlar. Güney Hastanesi’nde bir bebeğin öleceğinin anlaşılması üzerine alelacele doktor aramışlar. Bu taleplerde bellidir. Ne ben ne de eşim Kaya bebeği gördük. Bu tamamen bir oyun. Biz yabancıyız diye mi böyle yaşıyorlar bilmiyorum. 10 yaşında oğlum var, 7 aydır tutukluyum. Tahliyemi isterim”
Hastane, Kaya bebeği babasına bisküvi kutusu içinde verdi!
Kaya Bebek’in ailesinin avukatı, sanığa soru sormaya başladı:
Mağdur Avukat: Gece aradıklarında “Beni neden arıyorsunuz?” dediniz mi?
Sanık: Aradıklarında cevap verdim
Mağdur Avukat: Hastaneye numaranızı verdiniz mi?
Sanık: Eşim başvuru yaparken numara verdim.
Mağdur Avukat: Neden siz numara verdiniz? Sonuçta eşiniz işe başlayacak.
Sanık: Ben de verdim.
Mağdur Avukat: Sanık sürekli, “10 yaşında çocuğum var,” diyor. Allah uzun ömürler versin. Ama yanımdaki mağdur aile, Mehmet Kaya, bebeğini bisküvi kutusunda aldı. Bu yüzden burada duygu sömürüsü yapmasın.
Ara verildi
Duruşmasına 15 dakika ara verildi.
Duruşma başladı
Duruşma tekrar başladı. Sanık Emine Avcı getirildi.
"Orada beni tehdit etti çünkü durumu ortaya çıkardım"
Yenidoğan Çetesi duruşmasında Emine Avcı, savunma yapıyor:
Mahkeme Başkanı: Serdarov Bebeğin ölümüne ilişkin ne biliyorsun?
Emine Avcı: 1,5-2 aylık sürede hastanede yattığını biliyorum.Türkmenistanlı bir hastaydı, eksini 1 ya da 2. gün teslim aldı.
Mahkeme Başkanı: Hasan Basri Gök ile bir tartışma yaşamışsınız. Hasan Basri, hastanede illegal olaylardan bahsediyor.
Emine Avcı: Orada beni tehdit etti çünkü mevcut durumu ortaya çıkardım. Hastane yönetimine ileteceğim için böyle davrandı. Hasan Basri Gök’ü tanımıyorum. Hakan Doğukan Taşçı benim numaramı kendisiyle paylaşmış.
Mahkeme Başkanı: Opara Bebek ile ilgili Hakan Doğukan ile bir konuşmanız var.
Emine Avcı: Biz hastane yöneticileri olarak hasta kabullerini bilmezdik. Fırat Sarı tarafından hastaneye yerleştirilen bir kişi olan Hakan Doğukan Taşçı, bu süreçlerde görev alıyordu. Opara Bebeğin Birinci Hastanesi’ne getirilmesinden başhemşirenin haberi bile yoktu. Sorumlu doktor Şeyhmuz Çelik de hastanede değildi, annesi yoğun bakımdaydı.
Kaynak:Haber Merkezi