Varank: Siyasette şiddet olmaz ama siz de ikiyüzlülüğü bırakın
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Bakınız, demokratik yarış sandıkta yapılır. Biz şimdiye kadar 15 seçimin 15’ini de hamdolsun büyük bir farkla sandıkta kazandık. Ama bugünlerde çeşitli provokasyonlara yeltenenler olabilir. Şimdi seçim otobüsleri taşlanıyor diye konuşanlar, 2011 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın otobüsü Hopa'da taşlanırken ağızlarını açtılar mı? Bir geçmiş olsun dediler mi? Demediler. O Kılıçdaroğlu var ya, ne dedi biliyor musunuz? ‘Rüzgar eken, fırtına biçer’ dedi. Şimdi o cümleleri kuranlar, ‘Siyasette şiddetle ilgili neden sesinizi daha çok yükseltmiyorsunuz?’ diyorlar. İşte ben yükseltiyorum. Biz şiddete karşıyız. Siyasette şiddet olmaz ama siz de ikiyüzlülüğü bırakın” dedi.
AKP'nin Bursa 2'nci bölge milletvekili adayı da olan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, seçim çalışmaları kapsamında, Orhaneli ilçesinde vatandaşlarla buluştu. İlçe meydanında toplanan kalabalığa hitap eden Bakan Varank, “Türkiye'nin en büyük ferrokrom tesisi şu anda Orhaneli’nde yapılıyor. Buradaki madenleri kullanacak, burada istihdam oluşturacak, bu ilçeyi kalkındıracak en büyük tesislerden bir tanesi şu anda burada yapılıyor. Ama biz sade özel sektörle bu yatırımları yapmıyoruz. Bu ilçenin neye ihtiyacı varsa, bu şehrin neye ihtiyacı varsa onları yapmak için de gayret gösteriyoruz. İşte doğal gazı da ilçemize getirdik. Ama sadece doğal gaz getirmekle kalmadık. Bu ay evlerde fatura ödemiyoruz. Faturalar gelmeye başladı mı? Ne yazıyor faturalarda? Sıfır lira yazıyor değil mi? ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bu ay fatura ödemeyeceksiniz’ yazıyor değil mi? Ama bundan sonra önümüzdeki bir yıl boyunca da 25 metreküp doğal gaza biz para ödemeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız sağlam bir irade gösterdi ve dedi ki, ‘Bizim artık bu denizlerdeki doğal gaz keşfini hızlandırmamız lazım. Bu doğal gazı bulmamız lazım.’ Ve bu sayede de işte biz doğal gazı keşfettik. Karayla buluşturduk. Burada elde ettiğimiz geliri, burada elde ettiğimiz refahı işte vatandaşlarımızla paylaşmaya başladık. Ama hatırlayın. Biz doğal gazla ilgili konuştuğumuzda neler diyordu muhalefet? Sürekli dalga geçiyorlardı değil mi? ‘Siz sürekli gaz buluyorsunuz. Hani nerede bu gaz?’ diyorlardı değil mi? Ama biz gazı bulduk, işte fatura bu ay ödemiyorsunuz. Peki ben size sormak istiyorum. Biz bu muhalefetin aklıyla hareket etseydik, doğal gazı keşfedebilir miydik? Türkiye'nin otomobilini görüyorsunuz değil mi? Bu otomobille ilgili neler söylediler, onları da hatırlıyorsunuz. Peki ben size sorayım; biz muhalefetin aklıyla hareket etseydik, Türkiye'nin otomobilini yapabilir miydik? Yapamazdık. İşte onun için, iş bilenin, kılıç kuşananın. Biz yolumuza aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Ama bu hizmet kervanının devam etmesi için, sizlere hizmet edebilmemiz için bunun yolu nereden geçiyor onu da biliyorsunuz. 14 Mayıs'tan geçiyor. 14 Mayıs'ta biz aziz milletimizin doğru tercihi yapacağına inanıyoruz. Ama onun için gayret göstereceğiz. 14 Mayıs’ta sandıkları adeta patlatacağız. Ve Sayın Cumhurbaşkanımızı tekrar o sandıktan cumhurbaşkanı olarak çıkaracağız. Ama Sayın Cumhurbaşkanımızı kaptan köşküne oturtmak yetmez. Biliyorsunuz onun takım arkadaşları var. Onun yol arkadaşları var. Bu davaya onunla beraber hizmet etmeye çalışan arkadaşlarımızı, onları da Meclis’te çoğunluğa getirmemiz lazım. Geçirmemiz lazım ki bu Meclis ona buna kalmasın. Terör destekçilerinin sesini çıkarabildikleri bir yer olmasın” dedi.
Bakan Varank, “Doğancı Tüneli'nde son 100 metreye geldik. Evet biraz geç kaldık. Ama pandemi oldu, sıkıntılar oldu. İnşaatta gecikmeler yaşadık. Ama artık son 100 metredeyiz. İnşallah Doğancı Tüneli'ni bitireceğiz. Sizlerin hizmetine açacağız. Sizlere konforu getireceğiz. Arkasından Kapıkaya Tünelleri'ni de yapacağız. İhaleye hazırlanıyoruz. Kapıkaya Tünelleri'ni de inşallah bu ilçeye kazandıracağız. Ferrokrom tesisini buraya getiriyoruz. Yüzlerce vatandaşımız evine o sayede ekmek götürecek. Ama bununla da yetinmeyeceğiz. Belki arkasından bir paslanmaz çelik tesisini buraya kazandıracağız. Yeter ki biz bir olalım, beraber olalım. Hep birlikte ay yıldızlı, al bayrağımıza hizmet etmenin sevdasında olalım. Allah'ın izniyle bunu başarırız” diye konuştu.
"BÖYLE BİR SİSTEMLE APARTMAN YÖNETEMEZSİNİZ"
Millet İttifakı’nı eleştiren Bakan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz hep yapmanın derdinde olduk diyoruz ya, karşımızda bir yıkım koalisyonu var. Bir yıkım ekibi var. Bu ülkede hem taş üstüne taş koymadılar. Bu işçiye bıraktıkları hiçbir eser yok. Ama her işe karşı çıktılar diyoruz ya, bunlar eski Türkiye'yi tekrar bugüne getirmeye çalışıyorlar. Bu ülkede kirli koalisyonlar, kirli pazarlıkların döndüğü koalisyonlar dönemi vardı. ‘Sana iki tane bakanlık vereyim. Üç tane milletvekilini transfer edeyim. Hükümeti kurayım. Ben yoluma bakayım’ diyen koalisyonlar vardı bu ülkede. Şimdi aynısını bugüne getirmeye çalışıyorlar. Diyorlar ki; biz yedili koalisyonla bu ülkeyi yönetmeye çalışacağız. Ya Allah aşkına siz böyle bir sistemle apartman yönetemezsiniz apartman. Türkiye'yi nasıl yöneteceksiniz? Ve bu milletin aklıyla o kadar dalga geçiyorlar ki; bakınız Meral Akşener çıkmış ne diyor biliyor musunuz? ‘Bu ülkede en müreffeh zamanlar, en mutlu zamanlar koalisyon dönemlerindeydi.’ Ya sen kime anlatıyorsun? Biz o zamanları gayet iyi hatırlıyoruz. Senin İçişleri Bakanı olduğun, bu ülkede terörün kol gezdiği zamanları gayet iyi hatırlıyoruz. Bu ülkede karakolların saatlerce tarandığı, bir tane helikopter bile kaldıramadığın zamanları biz gayet iyi hatırlıyoruz. İşte bu koalisyonu kurabilmek için, Türkiye'yi bu çıkar çatışmalarının içine sürüklemek için, o kadar kirli pazarlıklara girdiler ki; artık sadece kendi aralarında pazarlık yapmıyorlar. Terör örgütleriyle pazarlık yapıyorlar. İşte PKK'nın sözde Kandil'deki liderleri her gün açıklama yapmıyor mu? Ne diyorlar, ‘İmralı'daki tecridi bitireceğiz’ diyorlar. Ne diyorlar, ‘Hapishanedeki teröristleri dışarı çıkaracağız’ diyorlar. ‘14 Mayıs'tan sonra özerkliği getireceğiz’ diyorlar. Peki bunu kime güvenerek söylüyorlar, Kılıçdaroğlu'na güvenerek söylemiyorlar mı? Bu yedili koalisyona güvenerek söylemiyorlar mı? Sadece PKK'yla mı pazarlık yapıyorlar? Bakın bugün FETÖ her gün açıklama yapıyor. Ne diyor, ‘14 Mayıs’tan sonra biz Türkiye'ye döneceğiz’ diyorlar. Bu KHK'lılar var ya, Fetullah'ın atletini yüzüne sürmeyi şeref sayan askerdeki, polisteki, adliyedeki FETÖ'cüler var ya, onları geri getireceğiz diyorlar. Kılıçdaroğlu demiyor mu, biz KHK'lıları tekrar işine iade edeceğiz? Bakınız bu kirli pazarlıklarla bu ülkenin yönetilmesine biz müsaade etmeyeceğiz. Bu terör örgütlerinin bu ülkede sesinin çıkmasına biz müsaade etmeyeceğiz.”
"ERDOĞAN SAHİCİ BİR LİDER, ADAM GİBİ ADAM"
AKP'nin Büyük İstanbul Mitingi’ni işaret eden Bakan Varank, “1 milyon 700 bin İstanbulluyu meydanlarda gördünüz değil mi? İşte o resim var ya, sadece Türkiye'den görünmedi. İngiltere'den, Yunanistan'dan medyanın manşetlerine bakmanız lazım. Hepsi diyor ki, ‘Bu kadar kalabalığı Erdoğan nasıl topluyor? ‘Onun formülü belli. Erdoğan yıllardır milletiyle beraber yürüyor. Onların içinden çıkmış, sahici bir lider, adam gibi adam” ifadelerini kullandı.
"PROVOKASYONLARA FIRSAT BIRAKMAYACAĞIZ"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’daki konuşması sırasında uğradığı taşlı saldırıya da değindi. Varank, şöyle konuştu:
“Bakınız, demokratik yarış sandıkta yapılır. Biz şimdiye kadar 15 seçimin 15’ini de hamdolsun büyük bir farkla sandıkta kazandık. Ama bugünlerde çeşitli provokasyonlara yeltenenler olabilir. Bakınız, dün Bursa'da Kent Meydanı’nda HDP'nin mitinginden çıkan bazı kimseler bizim oradaki standımıza sopalarla saldırmaya kalktı. Sinan Oğan'ın seçim otobüsüne dün bir saldırı oldu. İşte Erzurum'da bir olay yaşandı. Bunlar siyasette olmaması gereken işler. Siyasette şiddetin yeri olmaz. Biz şiddete karşıyız. Ama biz ikiyüzlülüğe de karşıyız. Bakınız, şimdi seçim otobüsleri taşlanıyor diye konuşanlar, 2011 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın otobüsü Hopa'da taşlanırken ağızlarını açtılar mı? Bir geçmiş olsun dediler mi? Demediler. O Kılıçdaroğlu var ya, ne dedi biliyor musunuz? ‘Rüzgar eken, fırtına biçer’ dedi. Şimdi o cümleleri kuranlar, ‘Siyasette şiddetle ilgili neden sesinizi daha çok yükseltmiyorsunuz?’ diyorlar. İşte ben yükseltiyorum. Biz şiddete karşıyız. Siyasette şiddet olmaz ama siz de ikiyüzlülüğü bırakın. Bakın burada diğer partilerin il başkanları var. Dün bizim standımıza saldırı oldu. CHP'nin il başkanı arayıp bir geçmiş olsun dedi mi? İYİ Parti'nin il başkanı arayıp bir geçmiş olsun dedi mi? DEVA’nın ki dedi mi, koalisyonunkiler dedi mi? Hiçbiri bize geçmiş olsun demiyor. Onun için bu ikiyüzlülüğü de bırakmaları lazım. Eğer şiddete karşıysak toptan karşı olmamız lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın otobüsü taşlanınca, ‘Böyle iş olmaz’ demeniz lazım. Ama siz bunları demeseniz de biz her zaman doğrusunu yaptık. Tekrar söylüyoruz. Siyasette şiddet olmaz. Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Kime yapılıyorsa karşıyız, kim yapıyorsa karşıyız. Ama biz işte bunlara fırsat bırakmayacağız. Provokasyonlara fırsat bırakmayacağız. Ve Allah'ın izniyle 14 Mayıs'ta bayramımızı hep birlikte yaşayacağız.” (DHA)
NE OLMUŞTU?
Dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyası için Artvin’in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011 günü miting yapacağını öğrenen Hopalılar, Hidroelektrik Santrallarının bölgenin doğası üzerinde yarattığı tahribata ilgili itirazlarını duyurmak üzere basın açıklaması yapmak istedi.
Henüz Erdoğan ilçeye gelmemişken Hopalılara, kolluk kuvvetlerinin sert müdahalesi başladı. Hopa’ya giriş çıkış yasaklandı. Protestocular arasında emekli öğretmen Metin Lokumcu da vardı.
Lokumcu, maruz kaldığı yoğun gaz nedeniyle fenalaştı. Kaldırıldığı ambulansa dahi gaz atılan Lokumcu, aynı gün Hopa Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti.