Muhtar, Vali toplantısında cemevi eleştirisi yaptı: Gözaltına alındı, yerine kayyım atandı
Ardahan’a bağlı Damal’ın Burmadere (Sors) Köyü Muhtarı Şah İsmail Göyük’ün yerine İl Özel İdare Müdürü Yasin Zorlu “muhtar” olarak atandı. Kayyım haberini gazeteci Barış Yarkadaş, sosyal medya platformu X üzerinden duyurdu.
Yarkadaş'ın haberine göre; Göyük daha önce Valiliğin toplantısında cemevlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlanmasına tepki göstermesinin üzerinden 1 buçuk ay geçtikten sonra gözaltına alındı. Göyük'e sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımlar sorulurken, "Mahir’i Deniz’i ve Kaypakkaya’yı anmam suç isnadı olarak belirtildi" dedi.
Yarkadaş, X'te Göyük ile yaptığı görüşmeyi de aktardı.
"Görevden alınarak yerine kayyım atanan 65 yaşındaki Muhtar Şah İsmail Göyük’ü aradım. Göyük, başından geçenleri şöyle anlattı: “Barış Bey, bundan 1 ya da 1.5 ay önce Ardahan Valiliği’nde bir toplantıya davet edildik. Köyünde Cemevi olan tüm muhtarlar davetliydi. Biz Aleviyiz. O toplantıda İçişleri Bakanlığı’ndan gelen bir hanımefendi, ‘Cemevlerinin ihtiyaçları Kültür Bakanlığı tarafından karşılanacak. Bize ihtiyaç listenizi yazın” dedi.
Cemevi tepkisi: 'Dans okulu muyuz?'
Ben de bunun için hem teşekkür hem de itiraz ettim. İtirazım cemevlerinin Kültür Bakanlığı’na bağlanmak istenmesineydi. Görevli hanımefendiye ‘Biz Dans Okulu ya da Müzik Okulu değiliz. Bale de yapmıyoruz. Bizim Kültür Bakanlığı ile ne ilgimiz var? Cemevleri inanç merkezidir. Bizim o paraya ihtiyacımız yok” dedim. Tartışma biraz uzayınca “eşit yurttaşlık” ve “Neden tek bir Alevi vali yok” meselesine kadar geldik. Bazı muhtarlar istenen evrakları verdiler. Onlara da ‘Yanlış yapıyorsunuz. Çocuklarınız bile size dava açar” tepkisini gösterdim. Toplantı bitti, köylerimize döndük. Toplantıdan bir ya da bir buçuk ay sonra sosyal medya hesaplarımda yaptığım paylaşımdan dolayı gözaltına alınarak Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldüm.
Suç isnadı ne?
Muhtar Göyük yaşananları anlatmaya şöyle devam etti: “Terörle Mücadele Şubesi’nde 68 kuşağının liderleri için yazdığım mesajım suç unsuru olarak önüme konuldu. Mahir’i Deniz’i ve Kaypakkaya’yı anmam suç isnadı olarak belirtildi. Bunların suç olmadığını, yoksul bir köylü çocuğu olarak 68 liderlerine sempati duyduğumu anlattım. Ben CHP üyesiyim. Bunu poliste de savcılıkta da söyledim. Savcılıkta tutuklanmam istendi. Güya terör örgütü propagandası yapmışım. Suçlamaları reddettim. Mahkemem 9 Aralık’ta görülecek. Dün yerime bir memuru kayyım olarak atadılar. Köylülerle şu an kahvedeyiz. Kimse kayyımı meşru görmüyor. Suç işlemedim. Kayyım geri alınsın. Görevime dönmek istiyorum. Konuyu partimize de aktaracağım.” Güyük’ün anlattıkları “Kayyım”ın nasıl bir enstrüman haline dönüştüğünü göstermesi açısından önemli bir örnek…"