Türkiye’den AB’ye vize muafiyeti için yeni yol haritası: Terörle Mücadele Yasası değiştirilecek mi?
Türkiye’nin, AB’nin vize muafiyeti için gerekli 6 kriter üzerinde çalışma yaptığı belirtildi. En kritik başlıklardan olan terörle mücadele yasasında değişiklik yapılacağı ileri sürüldü.
Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne vize serbestisi için 72 kriterden karşılanması gereken 6 kriter ile ilgili süreci yeniden başlattığı iddia edildi.
Hürriyet’ten Ebru Karatosun’un haberine göre, müzakerelerin yeniden başlamasıyla, Türkiye’nin gündeme getireceği konuların başında Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi geliyor.
Bununla beraber, 6 kriterden birisi olan terörle mücadele yasasında bazı değişikliklerin gündemde olduğu iddia edildi. “İfade özgürlüğünün” esnetilebileceği belirtiliyor. Diplomatik kaynaklar, “Küresel ilişkilerdeki yumuşama ile birlikte terörle mücadelede kırmızı çizgilerimizden taviz vermeden belli alanlarda karşı tarafın bizi anlamasını sağlayan bazı adımlar atılabilir” değerlendirmesi yaptı.
Vatandaşlık zorlaştırılacak
Türkiye’nin göçmen politikasında da yeni bir adım atılması planlanıyor. Bu kapsamda, başta Suriyeliler olmak üzere sığınmacılara Türk vatandaşlığı verilmesinin zorlaştırılması konusunda çalışmalar yapılıyor. Vize sorununda sığınmacıların en önemli konuların başında geldiğini söyleyen diplomatik kaynaklar, “Türkiye’den vatandaşlık alıp Avrupa’ya gidenler oluyor. Avrupa Birliği’nin de yapması gereken çok şey var. Türkiye’nin sınırlarını iyi koruması, göçmenlerin AB ülkelerine geçişine engel olmada garanti vermesi, 6 hususta da mesafe alınması kaydı ile olamayacak bir şey değil” dedi.
İsveç’in üyeliği Ekim’de TBMM’de
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vilnius dönüşü İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili Meclis’i işaret ederken, İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili kararın, ekim ayı içerisinde Dışişleri Komisyonu’na geleceği belirtildi.
İsveç’in NATO üyeliğinin Meclis’te Dışişleri Komisyonu’ndan geçebileceği, ancak Genel Kurul sürecinde İsveç’in Türkiye’nin sunduğu şartları yerine getirip getirmediğinin dikkate alınacağı belirtildi. Diplomatik kaynaklar, bu süreci şöyle değerlendiriyor: “İsveç Avrupa Birliği’nde sürükleyici ve belirleyici bir ülke değil. AB’nin belirleyicileri Almanya ve Fransa. İki ülke İsveç’in ABD’nin de zorlamasıyla NATO’ya girmesini çok isteyecek ve hayati bulacaklar. Türkiye’nin isteklerini yerine getirme konusunda istekli ve iradeli davranacaklar. Bunlar olmazsa ‘Türkiye buna müsaade etmeyecek’ diyerek, İsveç’in kapıda beklememesi için onlar adım atacaklar. Türkiye’nin hemen AB’ye üyeliği gibi bir şey söz konusu değil ama İsveç’i kapıda uzun süre bekletmek istemezler.”
Masadaki 6 kriter
Terörle Mücadele Yasası: Müzakerelerde en zor başlıklardan biri terörle mücadele yasası. Brüksel; organize suç ve terör tanımının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve AB standartlarında “kişi güvenliği ve özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü ile uyumlu hale getirilmesini” talep ediyor.
Yolsuzlukla mücadele: AB, yolsuzlukla mücadele için bir eylem planı ve bunu takip edecek bir kurum kurulmasını istiyor. Avrupa Konseyi’nin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) tavsiyeleri doğrultusunda yolsuzlukla mücadele için düzenlemeler gerekiyor.
Europol ile işbirliği: Avrupa Polis Teşkilatı (EUROPOL) ile işbirliği, kişisel verilerin korunması yasasında yeni düzenleme.
Kişisel verilerin korunması: Kişisel verilere dair düzenlemeler.
AB üyeleri ile adli yardımlaşma: Bu kriterde en zor konu Ankara’nın Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanımıyor olması.
Geri kabul anlaşması: Türkiye, Geri Kabul Anlaşması’nı uygulamaya başlayarak özellikle Suriyeli mültecilerin Avrupa’ya geçişinin engellenmesinde büyük sorumluluk üstlenmiş durumda. Ancak AB, ikili geri kabul protokollerinin uygulanmasında bazı sorunların olduğunu savunuyor.
AP, “üyelik müzakereleri yeniden başlamayacak” demişti
Avrupa Parlamentosu Dışilişkiler Komitesi, Türkiye ile ilgili hazırlanan son raporu aleyhte hiçbir ret oyu kullanılmadan kabul etmişti.
Raporda Türkiye’nin halihazırdaki politikaları değişmediği müddetçe üyelik sürecinde ilerlemenin mümkün olmadığı, üyelik müzakerelerinin şu anki şartlarda yeniden başlayamayacağı, bu nedenle AB ve Türkiye ilişkilerinin farklı bir düzlemde ilerlemesi gerektiği belirtilmişti.