Sırrı Süreyya Önder’den AKP’lilere sert yanıt: Bakanlar buraya çuval çuval afişle çıkıyor
TBMM Genel Kurulu'nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un sinirlerine hakim olamayarak pis su dolu şişeyi fırlatması, büyük bir gerginliğe yol açtı.
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, Bakan Kurum’un İzmir Körfezi’nden getirdiği pis su dolu kavanoza karşılık olarak Ergene Nehri'nden getirdiği pis su dolu şişeyi ve Kazdağları’nda kesilen ağaçlardan birinin kozalağını gösterdiği anlarda yaşanan olay, Meclis’teki atmosferi gerdi.
Aygun, konuşmasının ardından şişeyi ve kozalağı Bakan Kurum’un önüne koydu. Bu sırada sinirlerine hakim olamayan Kurum, şişeye elinin tersiyle vurup fırlatarak tepki gösterdi. Yaşanan bu gergin anlar, TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder tarafından değerlendirilmek üzere 20 dakikalık bir ara verildi.
Önder, aranın ardından yaptığı açıklamada, başkanvekillerinin, konuşmaları güçlendirecek görsel materyallere onay verdiklerini, ancak izinsiz olarak masaya eşya yerleştirmenin uygun olmadığını belirtti.
AKP’li bir milletvekilinin itirazına rağmen Önder, başkanvekillerinin görüş birliğine vardığını ve görsel materyal kullanımının dünya genelindeki parlamentolarda yaygın bir uygulama olduğunu söyledi. Önder, AKP’nin de en çok görsel materyal kullanan parti olduğunu hatırlatarak, bu konudaki eleştirilerin anlamsız olduğunu ifade etti.
Başkanvekili Önder, yaşanan olayın ardından Murat Kurum’a sinirlere hakim olmanın önemine dikkat çekerek, “Bunlar olmamalı. Bu tür tepkiler, Meclis’in ciddiyetine yakışmaz. Herkesin sakin olmasını bekliyoruz” dedi. Önder, ayrıca, Kurum’un sakinliğini koruması gerektiğini ve bu tür durumların parlamenter kültüre zarar verebileceğini belirtti.
Olay, Meclis’teki diğer milletvekilleri tarafından da dikkatle izlenirken, siyasi partiler arasında tartışmalara yol açtı.
Kurum: ''Bunlar bizim kabul edebileceğimiz şeyler değil''
Murat Kurum'un konuşması şöyle:
"Sayın grup başkan vekilleri ile biraz önceki hoş olmayan hadiseyi, divanda değerlendirdik. Herkes hem itirazlarını hem önerilerini hem tavsiyelerini dile getirdi. İzninizle, bunu Genel Kurul'la paylaşmak istiyorum. Benim fikrim değil yani. Ben kendi fikrimi ayrıca söyleyeceğim. Kürsüde hitabeti ve anlatılan meseleyi kuvvetlendirecek her türlü görsel, afiş, benzeri tablo, grafik gibi şeyler ve belli nesneler kullanılabilir, kullanılıyor geçmişten beri. Bu, makul ve Parlamento'nun ritüellerinin arasında bir şey, meşrudur, caizdir. Fakat, onun dışında bakanların bulunduğu yere ya da herhangi bir milletvekilinin oturduğu sıraya kendi rızası olmadan, kendi daveti olmadan herhangi bir şeyi götürmek, bırakmaya çalışmak, bunlar bizim kabul edebileceğimiz şeyler değil. Bu benim görüşüm değil, grup başkan vekillerinin ortak görüşü.''
Önder: ''Sayın bakanlar buraya bir çuval grafikle çıkıyorlar''
Ardından Sırrı Süreyya Önder şöyle devam etti:
''Herkes her şeyi getiriyor zaten. Öyle şey mi olur? O zaman afişlerle gelin. Anlatımı kuvvetlendirecek dedim. Bundan rahatsız olunacak hiçbir şey göremiyorum. Çok zorlama bir hassasiyet olur o. Bu bütün parlamentolarda vardır. Hani böyle bir şeye şimdi ortalığı sakinleştirmeye çalışırken biz birbirimize girmeyelim. Sayın bakanlar buraya bir çuval grafikle çıkıyorlar kardeşim. Bu meşrudur yani. Bir çuval afişle çıkılıyor buraya bunu böyle söylemek en başta kendi partinizin hatiplerine de haksızlık olur diyeyim. Kürsüde anlatımı kuvvetlendirecek nesneler, tablolar, diğer enstrümanlar kullanılabilir. Kullanılmamasına mutabık kaldığımız şeyler de var. Cep telefonu, benzeri, görüntü izletme falan, bunlar... Bu tartışmalar geride kalmış. Yani tekrar yeni baştan bunları tartışmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Dediğim gibi, en çok kullanan Sayın Bakanlar burada bütçe sunumunda. Hatta sizin hatipleriniz.
Sayın Bakanlara en az buradaki Sayın Milletvekilleri kadar görev ve sorumluluk düşüyor. Biraz daha tahammül, biraz daha yaratıcı, biraz daha ortamı, yatıştıracak şey. Çünkü öfke, tırnak içinde, öfke bize, tahammül size. Buradaki her milletvekilinin arkasında kendi seçim çevresinin, kendi parti çevresinin, kendi anlayış çevresinin, halkın önemli bir baskı ve tasdiki var. Sayın vekillerin tümü burada bunun dile getirenidir. Onun için aslında, muhatabınızın bir milletvekili olduğu gerçeğinden çok halkın bir kesimi, o milletvekiline o temsiliyeti veren halk olduğunu da hatırından uzak tutmamak lazım. Sevgili arkadaşlar, buraya kadarı grup başkan vekillerinin arkada, bütün grup başkan vekillerinin mutabık kaldığı ve benim seslendirmemi talep ettikleri şeydi.
Şahsi görüşümü sadece bir cümleyle söyleyeyim, oturumu yöneten başkan vekili olarak ve bir kardeşiniz olarak. Deneyimli bir vekil sayılırım. Saçımız ağardı. Şu tecrübemi bütün arkadaşlarıma ve bütün yüreğimle paylaşmak istiyorum ki; bu tür öfkenin sahibi de, maruz kalanı da daha sonra derin bir mahcubiyet duyuyor. Yani bu mahcubiyet için üzerinden aylar geçmesi gerekmiyor. Bu görüntü, buradaki adrenalin böyle birtakım kontrolsüz şeylere yol açıyor ama, halkın da bunu tasvip ettiğini söyleyemeyiz. Halk biraz temaşayı seviyor, izliyor ama son tahlilde bizden burada beklenen etkili iletişim kanallarını açık tutmak, en etkili bir şekilde bize emanet edilen dertleri burada görünür kılmak ve buna da tahammül edilmesi."
Kaynak:Haber Merkezi